Üzerime başıma bile bakmadan evden çıktım. Omzu kırıktı, travmaları tetiklenebilirdi. Aklımdan binbir türlü senaryo geçirerek Yoongi'nin evine vardım.
Kapıyı hızlı hızlı tıkladım ve kapıyı Changbin açtı.
"Nerede ?"
"Odasında."
Koşarak Yoongi'nin odasına gittim ve içeriye girdim. Bangchan içeride Yoongi'ye benim geldiğimi söyledi.
"Yoongi, sevgilim iyi misin, Ne oldu?"
"Jimin. Ben çok kötüyüm."
"Ne oldu söyle."
"Jimin ben..."
Dedi ve yere yığıldı. Changbin ve Bangchan hiçbir şey yapmıyordu.
"NE BAKIYORSUNUZ BİR ŞEY YAPSANIZA !"
Onlara bağırdıktan sonra gülümsediler ve sinirlenip Yoongi'ye döndüm.
Yoongi dizinin üzerine çökmüş elinde bir kutuyla bekliyordu.
"Park Jimin, ben ki senin uğruna aileme yüz çeviren, senin uğruna ölüme meydan okuyan, senin uğruna hayatı umursamayan, senin uğruna hapse giren adam. Sana diyorum ki benim sonsuzum olur musun ?"
Gözümden bir damla yaş düştü ve kutuyu açtı. Kutunun içindeki şey çok tanıdıktı:
Kader ipi...
Birini kendi bileğine geçirdi ve diğeri için de beni bekledi.
"Min Yoongi, ben ki senin uğruna diğer davalarımla ilgilenmeyip seni çıkartmaya uğraşan dedektif. Sana diyorum ki: EVEEEETT !!!"
Yoongi diğer ipi bileğime geçirdi ve sarıldı. Sanki aynı hafta içerisinde en sevdiklerimizi kaybetmemiş gibi sarıldı.
Bana muhtaçmış gibi sarıldı. Son kez gibi...
"Changbin..."
"Efendim Chan hyung ?"
"Kabul ediyorum."
"Neyi ?"
"Bana artık hyung deme. Çıkma teklifini kabul ediyorum."
Changbin'in gözleri birden parladı. Chan'a sarıldı ve kulağına birşeyler fısıldadı.
Hepimiz mutluyduk. Sabah cenazeden çıkmamış gibi mutluyduk çünkü Felix ve Hyunjin de bunu isterdi.
Sonraki günler çok monoton geçti. Yoongi ile birlikte Hyunjin'in katilini bulmaya çalıştık. Bazı ipuçları kesinleşince şüphelileri sorguya çekmeye başladık.
3 ay süren davadan hiçbir sonuç çıkmadı. Kendimize kızıyorduk fakat en ufak bir şey değişmedi.
Dava sonuçlanmayınca düğüne kadar biraz da olsa huzurla zaman geçirmek istedik.
3 yıl boyunca bir orman evinde kaldık. Telefon kullanmadan sadece birbirimizi tanıyarak.
Birbirimizi zaten tanıyorduk sadece birbirimizi özlemiştik. Bir türlü fırsat olmamıştı birbirimize zaman ayırmaya. Bu yüzden bu tatil ikimize de çok iyi gelmişti.
Tam 4. yılın sonunda herkes gelmişti. Jisung, Minho, Jin ve Joon Hyung...
Bugün ben evleniyordum. Yoongi ile uzun süredir devam eden birlikteliğimiz resmiyete kavuşmuştu.
"Yeni hayatına hazır mısın Min Jimin ?"
"Min miii ?"
"Evet, bundan sonra sana Mr. Park değil de Mr. Min diyebilirim bence ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Park
Teen Fiction"Hayallerinizin peşinden koşun." "Yeterince peşinden koşmadım mı zaten ?"