Akşam eve geçtiğimde maçı açtım, çok fazla maç izleyen biri değildim bu yüzden açılmış olsun diye açtığım bir maç oldu. Maçın bitmesine neredeyse yarım saat kala uyuyakalmışım.
Jisung eve gelmiş ve üzerime battaniye örtmüş, bunları bile fark edemeyecek kadar yorgunmuşum. Gece saat 04.54'ü gösterdiğinde uyandım. Kendimi bir şeyler yazmak için hazır hissediyordum. Bu yüzden boş bir defter aldım ve yazmaya başladım.
"Merhaba boş defter ben Park Jimin, insanların Jimin, arkadaşlarımın Jimjim ve bazılarının da Mr. Park dediği o dedektif. Şehrin en iyi dedektifi olmam sebebiyle çok ünlüyümdür. Her neyse önemli olan bu değil. Yaklaşık lise birinci sınıftan beridir hoşlandığım hatta onunla sevgili bile olduğum birisi var. 3,5 yıl önce bir cinayet işlendi ve katil o adamdı. Ben kendi ellerimle onu hapse attırdım. İfadesini ben aldım, tutanaklarını ben tuttum. O zamanlar o kadar kötü hissediyorum ki anlatamam, kendimi suçluyordum. Sanki ben yapmışım gibi...
Daha sonra onu içeriye attırdığım gibi çıkartmak için kanıt bulmaya çalıştım. O hapishanedeyken her gün gittiği yerlerden kamera kayıtları topluyordum. 2 yılın sonunda bunu kanıtladım. Mahkeme kararıyla serbest bırakıldığını öğrendim. O mahkemede olsaydım onu daha önce görebilecektim...
1 yıl boyunca onu bekledim, tekrar bana gelmesini, katil olmadığını biliyordum. Bekledim, çok uzun bir süre bekledim ama o gelmedi. Tam ümidi kestiğim an onu buldum. Çok sinirliydim onun da acı çekmesini istedim ilk gördüğüm gün dövdüm, dövdürdüm. İkimizin acısı eşdeğer değildi. Daha sonra acı çektirmek istemediğimi fark ettim. Birkaç gün sonra bana tehditler savuran birinin bıçaklandığı dosya masama geldi. Baş şüpheli yine oydu. Videoları izlemeye başladım, adamın bıçaklandığı sahne, yerlerin kan içinde kalması... Hepsini gördüm ve onu öldüren kişi o kadar ona benziyordu ki o sandım. Dünyalar başıma yıkıldı. Kendimi kaybettim, hıçkırarak ağladım hatta ve hatta o dosyayı bıraktım. Sırf onu tekrardan tutuklatmamak için...
Şimdi aramız o kadar iyi ki, ona çok güveniyorum beni sevdiğine inanıyorum, beni sevmesini istiyorum ve bunu başarıyorum. Beni öptüğünde ya da dokunduğunda, sarıldığında karnımdaki kelebekler o kadar hızlı uçuşuyor ki ben kendime inanamıyorum. O hapishanedeyken bir tane kızla denemiştim. Kız o kadar güzeldi ki böyle anlatılmaz yaşanır yani ama beni onun gibi hissettirmedi. Beni öptüğünde heyecanlanmıyordum o yüzden ayrıldık. Bazen hâlâ bana yazıyor, beni özlediğini söylüyor bu yüzden gelmek istiyor ama onu reddediyorum. Beni ne kadar özlerse özlesin ben onu değil sevdiğim adamı istiyorum. Her neyse yeter bu kadar, Min Yoongi sana deliler gibi aşığım, sonu ölümle de bitse seveceğim..."Defteri kapatıp masanın üzerine koydum o sırada telefonuma mesaj geldi.
amor que termina en muerte: Psikoloğum Fenerbahçeli olmamı yasakladı...
Amour impossible: Maçı kaybettiniz değil mi
amor que termina en muerte: Kaybetmedik de ben kanser oldum sanırım
Amour impossible: Yoon, beni hiç
bırakma olur mu ?amor que termina en muerte: Seni bıraktığım
gün yaşamıyorumdur Mr.ParkAmour impossible: Beni hep sev olur mu ?
amor que termina en muerte: Mr. Park
bu gece iyi misiniz ? Bu sorular hiç sizlik değil ;)Amour impossible: Sadece son 3 yılı
düşündüm biraz, korktum tekrar
gidersen diye. Yanlışlık olduysa ve
tekrar hapse girersen ne yaparım diye
düşündüm...amor que termina en muerte: Korkma
bebeğim bana hiçbir şey olmayacak
ben masumum sen kanıtladın bunu :)Amour impossible: Binlerce kez iyi geceler
O zaman :)amor que termina en muerte: Binlerce
kez beter olsun gece
senin ışığın YOKSA Mr.Park*YOONGİ'NİN AĞZINDAN*
Telefonu kapattım ve yatağıma uzandım. Gecenin ışığında yıldızları seyretmeye başladım, içimden bu yıldızın adı Jimin olsun diye düşünürken kapı çaldı.
"Jimin, sen gelmiş olamazsın değil mi ?" dedim ve kapıyı açtım. Kapıda karşımda 3 tane polis ve bir tane de dedektifi görünce afalladım. Polisler hemen ellerimi kelepçeledi ve beni aşağıya indirmeye çalıştılar."Noluyor ya ben masumum, rahat bırakın beni. Evime neden bakıyorsunuz."
"Emniyet hakkında soruşturma başlattı. İfade vereceksin."
Beni polis arabasına bindirdiler ve hızlıca cinayet büronun sorgu odasına aldılar. Oradaki dedektif adı Park Bogum mu neymiş bana saçma sapan sorular sormaya başladı. Ellerim kelepçeliydi, İçimden keşke önümde bir sigara karşımda da Jimin olsaydı diye geçirdikten sonra Park Bogum şöyle söyledi:
"Park Jimin'in neden peşinden ayrılmadığı belli oldu, sevgilinmiş."
"Sevgilim olması hiçbir şeyi değiştirmez."
"Saçmalama Min, sence hangi dedektif bir kişiyi kurtarmak için 2 yıl boyunca kanıt arar ? Bence bir çıkarı yoksa aramaz."
"Bunun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum."
"Yalnız sana da hayran kaldım, bu yakışıklı nasıl oldu ya o sürtükle sevgili oldu. Hayret..."
"SEVGİLİM HAKKINDA DÜZGÜN KONUŞ SİKİK SİKİK YORUMLAR YAPMAYA HAKKIN YOK OROSPU ÇOCUĞU!"
Ben böyle dedikten sonra polis çağırdı.
"Arkadaşı nezarete alalım, emniyet müdürüne saygısızlıktan, Jimin'i gelip kurtarana kadar."
Polisler beni nezarete götürdüler ve orada Hyunjin'i gördüm.
"Oooo naber hacı abi" dedi
"Sen niye geldin lan ?"
"Kim Woojin'i öldüren adam beni Hwang Hyunjin tuttu demiş."
"Ekleme yapıyorum kardeşim, yanımda Min Yoongi vardı da demiş."
"Oyyyy birlikte yatarız 2 yıl da ne olacak."
"Olay Jimin'in kulağına gitmediği sürece çıkarız buradan, konu kapanır. Ama olay Jimin'e giderse didik didik eder. Araştırır o zaman ikimiz de cinayete ortaklıktan gireriz içeriye."
"Hayırlısı ne diyeyim ama Jimin'in kulağına çoktan gitmiştir. Ben evden alınırken Jimin'i arıyorlardı çoktan."
"MİN YOONGİ VE HWANG HYUNJİN SİZİN AĞZINIZA SIÇAYIM BEN"
"Hoşgeldiniz Mr. Park biz de seni bekliyorduk..."
"Sıçtık Hwang, sıçtık..."
-Selammmm aşklarım, Min Yoongi ve Hwang Hyunjin dostluğu sizin de hoşunuza gidiyor mu ? Jimin ikisini kurtarabilecek mi ? Park Bogum neden Jimin için sürtük dedi ? Her şey düzelmişken Min Yoongi tekrardan mı hapse girecek ? Hepsinin cevabı yeni bölümde sizlerle 🩷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Park
Ficção Adolescente"Hayallerinizin peşinden koşun." "Yeterince peşinden koşmadım mı zaten ?"