𝟚

113 14 27
                                    

Amour impossible: Götünü kim kurtaracak Yoon ?

amor que termina en muerte: Neden bahsediyorsun Mr. Park?

Amour impossible: Kim Woojin'i neden öldürdün ?

amor que termina en muerte: Kim Woojin mi ? Ben öldürmedim

Amour impossible: Bu sefer inanmam Yoon...

amor que termina en muerte: Sana yemin ederim bu sefer yalan
değil ben öldürmedim yemin ederim daha yeni çıktım sana yeni
kavuştum.
Jimin
Lütfen
İnan bana
Yemin ederim ben yapmadım
JİMİN

Amour impossible: Onu yarın sorgu için geldiğinde anlatırsın Yoon
Bir daha sakın ! Sakın karşıma çıkma. Seni yakın çevremde görmeyi
bırak adını bile duymak istemiyorum. Yapmayacağına inanmıştım...

*que termina en muerte adlı kişi engellendi*

amor que termina en muerte: Jimin
Yapma
Yemin ederim ben öldürmedim
Seni tekrardan kaybetmek istemiyorum

GEÇMİŞTEN KESİT

"Yaz kızım, sanık Min Yoongi'nin, ağır yaralama, cinayete teşebbüs, cinayet, haneye tecavüz suçlarından kaynaklı ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir."

Zaman durmuştu. Sesler kesildi sadece Yoongi'nin gözlerinin içine bakabiliyordum. Ona inanmıştım, yapmadım demişti, sana yalan söylemeyeceğim demişti. Ondan vazgeçemezdim. Onu kurtaracaktım.

Mahkemede hareketlilik oldu Min Yoongi'yi kelepçelediler, Ağırlaştırılmış müebbet almasının şokuyla gözündeki yaş bile duruyordu. Onunla konuşmak için izin aldık.

"Yapmadım demiştin Yoongi hyung... Jimin yıkılacak, keşke onu da düşünseydin." dedi Jungkook.

"Yapmadığını biliyorum Yoongi, seni kurtarmak için elimden geleni yapacağım. Bana güven." dedi Jin Hyung.

Diğerleri Yoongi ile konuşmak istemedi. Hepsinin de Jungkook ile aynı fikirde olduklarından emindim.

Ben ise yüzüne baktım. Doğruları söylemesini bekliyormuş gibi sadece baktım. Gözündeki yaş bana baktığı an yanaklarına dağıldı. O an adliyede oluşumuz, bir dedektifin bir suçluya böyle davranması, hiçbiri önemli değildi benim için, ona sımsıkı sarıldım. Üzerindeki takım elbise sarılmamı engellese de durmadım. Saçları her zamanki gibi nane kokarken boynu kahve ve vanilyanın karışımı gibi kokuyordu. Gözlerinin içine baktım, daha sonra bakışlarım dudaklarında durdu. Dudaklarını ona acıkmış gibi öptüm.

Daha sonra polisler onu götürürken bağırdı.

"MR. PARK, BEN ÖLDÜRDÜM..."

ŞİMDİKİ ZAMAN

Eve geçtiğimde beynimde Min Yoongi'nin tekrardan hapse girme düşünceleri ile boğuştum. Onu tekrardan kaybetmek istemiyordum. Tae sabahki krizimden sonra beni yalnız bırakmak istememişti bu yüzden evde tek değildim. Tae ben duş alana kadar Jin hyung'u aramış ve o gelene kadar da yemek yapmaya çalışmıştı. Ben ise duş aldıktan sonra bornozumu çıkartıp yatağın üzerinde çırılçıplak dinleniyordum. O sırada camın dışında siyah giyimli birini gördüm.

Mr. ParkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin