"Miyaavv~" Kulağımı dolduran sesle, kollarımı iki yana gerdim. Kedim, yüzümü yalayıp duruyordu. Üstümde tepiniyor, miyavlayıp duruyor.
"Hey, hey! Dur. Acıktın mı sen!" Kafasını eğip yüzüme bakan kedi ile kıkırdadım. Hâlâ bir isim bulamamıştım.
Anımsadığım soru ile sırıttım. Seungmin'e, çocuğu olsa adını ne koyacağı sorulmuştu. O da, Nora cevabını vermişti.
Eh madem isim bulamıyorum, ben de Kim Seungmin'in istediği adı çalarım. Sonuçta ona özel değil, di mi?
Kedimi kucağıma alıp havaya kaldırdım, şapşal şapşal yüzüme bakıyordu.
"Senin adın artık, Nora!"
"Meow." Kıkırdayıp kucağındaki Nora ile alt kata indim. Kaplarına biraz mama ve süt koydum. Suyu da koyup evden ayrıldım. Zaten sık sık, ya Felix ya da ben eve uğruyorduk.
Canım isteyince de onu kursa götürüyordum. Yolda yürürken, bir yandan telefonuma bakıyordum. Gördüğüm video ile duraksadım.
"Bang Chan, kesinlikle eziğin teki. Kim Seungmin, hem yüzüyle, hem de dansıyla ona bin basar. İkisinin de kursuna gitmiş biri olarak söylüyorum, güvenin bana." Telefonu iyice sıkmış, çatık kaşlarımla yolun ortasında kalakalmıştım.
"Abi!" Gelen sesle, yana dönmüş ve Felix'e bakmıştım. Hızlıca kaldırıma çıkıp Felix'in yanına gittim.
"Günaydın Fel-" Felix, telaşla konuşup lafımı böldü.
"Abi vaktimiz yok, kurs dolup taştı. Zaten yeterince talep vardı, o programdan sonra iyice ünün arttı. Hem senin, hem Kim Seungmin'in." Kaşlarımı çatıp ona baktım.
"E bu iyi bir şey değil mi? Hem müşteri artmış oldu?"
"Abi biz daha, şimdiki kadrolara yetişemiyorduk. Yeni gelenlere nasıl yetişeceğiz? Yeni eğitmen almamız gerek, ayriyeten bu bina artık bize küçük gelecek. Taşınmamıza sebep olabilir." Gülümsedim.
"Ne gerekiyorsa yaparız, taşınma işini bilemiyorum ama diğerleri halledilir."
"Abi, tek sıkıntı o değil. Kim Seungmin ile seni karşılaştırmaya başladılar." Evet, işim zorlaşıyordu. Karşı koyamadığım hırsım, yine beni eziyordu.
Hırsımın altında kalmaktan, o kadar korkuyordum ki. Kontrol edilemez bir canavar misali, yiyip bitiriyordu beni. Küçüklüğümden beri böyleydim. Hırs güzeldir, fakat fazlası... Bir zehir gibidir panzehiri ise, kazanmaktır.
"Anladım, karşılaştırsınlar bakalım. Hangimizin kazanacağını görürler. Felix ben kursa geçiyorum, sen de spor salonuna gidecek olan stajyerler için şirketlerinden izin belgesi al."
"Tamamdır abi, o iş bende. Şey... Ben mi gideceğim Changbin ile?"
"Evet, bir problem mi var?" Felix kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hayır, hayır yok. Merak ettim sadece."
"Pekâlâ," Felix'in omzunu sıkıp konuştum.
"Ben gidiyorum."
"Tamamdır abi." Son bir kez gülümseyip oradan ayrıldım. Hızlıca kursa girip 1. ekibin yanına gittim.
Kapıyı açıp, büyük alanda gördüğüm öğrencilerim ile gülümsedim.
"Günaydın!"
"Hocam Hyunjin ve Jeongin yiyişiyormuş!" Al işte, yine başladı bizim seans.
"Tamam, neredeler?"
"Soyunma odasında."
"Burada kalın, geliyorum." hızlıca odadan çıktım, erkeklerin soyunma odasına yönelip, hızlıca kapıyı açtım. Bir anda kapının üstüme kapanmasıyla, olduğum yerde dondum.
"Kim Seungmin?"
"Bang Chan... Seni ben çağırsaydım gelmezdin. Ben de, öğrencilerinden minik bir iyilik istedim."
"Neden?" Seungmin sırıttı.
"Aramızda yapılan o rekabetleri gördün, değil mi?" kafamı olumlu anlamda salladım.
"Gördüm, neden?"
"Hoşuna gitmedi mi, Bang? Bayılırsın rekabete. Kurslardan, ikimizin arasına taşınması... Kesinlikle müthiş!" Kahkaha atıp onu yanıtladım.
"Onca işimin arasında, seninle ve sikik rekabetimizle ilgilenmek hiç istemiyorum. Ama madem bu kadar heveslisin, öyle olsun." Seungmin, iyice bana yaklaştı.
"Ne yani, işlerin benden önemli mi?"
"Her şey senden önemli." Seungmin kollarını boynuma doladı. Başını iyice bana yaklaştırıp nefesini dudaklarıma üfledi.
"Hadi ama Bang, ikimiz de benden az da olsa etkilendiğini biliyoruz." Sırıtıp konuştum.
"Sevgiline ne oldu, Kim? Hem senden etkilendiğimi nereden çıkardın?"
"Ayrıldım. Bilmem, etkilenmiyor musun?" Kollarımı, Seungmin'in beline doladım. Dudaklarımı yalayıp, dudaklarına baktım.
"Diyelim ki etkileniyorum, ne olacak?"
"Bilmem, Bang. Ne olacak?" Kollarımı, Seungmin'in belinden çektim.
"Zamanla görürsün." deyip, onu kafasında soru işaretleri ile orada öylece bırakıp soyunma odasından ayrıldım.
Günü, yine sıkı bir çalışma ile bitirdim. Hem öğrencilerim, hem de ben terden sırılsıklam olmuştuk. Eve vardığımda, elimi ıslak saçlarıma daldırdım.
"Çok mu yükleniyorum?" bunu düşüne düşüne duş aldım. Normalde küveti su ile doldurur, işten sonra kendime izin verirdim.
Ancak bugün Seungmin ile yaşadığım konuşma... Sanki ben değil de, başkası demişti onları. Bildiğin ona, ondan etkilendiğimi söylemiştim. Ben ve Kim Seungmin... Garip geliyor kulağa.
Ama düşününce, aramızdaki rekabeti başlatan bendim. O bana hep sıcaktı, egoist tavırlarına rağmen cana yakındı. Ben ise, hoşlantımın yenik düştüğü hırsım ile ilgileniyordum.
Neyse ne, bir süreliğine boş vermem gerek. Hızlıca suyu kapatıp duştan çıktım, kurulanıp havluyu belime bağladım. Saç havlusuyla saçlarımı kuruluyor, aynı zamanda dolabımı karıştırıyordum.
Giysi bulunca hızla giyindim. Sonra balkona çıktım. Saçlarım ıslaktı, hafif rüzgar vardı. Yüzüme vuran rüzgar ile titredim. Fakat umursamayıp balkonun demirliklerine yaslandım. Karşı evi izlemeye koyuldum, dediğim gibi güzeldi. Fakat sahibinin güzel olmadığı, külliyen yalandı. O kadar bariz belliydi ki, kaçmaya çalıştığım şeyler. Kendime inanmak istemiyordum.
"Ne kadar garip bir olay." Sinirle söylendim. Karşı evin balkonuna Seungmin çıktı. Aynı benim gibi balkonun demirliklerine yaslandı.
Beni görünce elini havaya kaldırdı, sallayıp geri indirdi. Aynı şekilde karşılık verdim. Yaklaşık 30 dakika boyunca, orada öylece birbirimize baktık. En sonunda, yanıma gelen kediyi kucağıma aldım. Seungmin'e geri döndüğümde yoktu. Derince iç çekip içeri girdim.
~~~
SelamYb biraz geç oldu üzgünüm
Normalde dün yaşanan Moonbin olayından dolayı yb atmayacaktım fakat sizi yeterince beklettim
Umarım sevmişsinizdir oy verip yorum yapmayı unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dans kursu | chanmin
Fanficİki dans eğitmeni arasındaki rekabet, onları bir çıkmaza doğru itiyordu. # 1 - kimseungmin