"Seungmin?" Daehyun ise, hiçbir sey çaktırmadan sessizce oturuyodu.
Başı dönen Seungmin ise, tuvaletten ayrıldı. Masaya dönerken, gördüğü mide bulandırıcı manzara ile alkol tüm etkisini yitirdi.
--------------------------------------------
"Seungmin?" Seungmin, Chris'in mırıldanması ile irkildi.
Daehyun'u, o sanıyordu. Sinirle soluyup, Daehyun'a bağırdı.
"Kalk, sevgilimin kucağından!" Seungmin; ikilinin yanına ulaşmış, Daehyun'un yakasına yapışıp onu bir çırpıda yere atmıştı. Acıyla inleyen çocuğa yanaşmış, karnına basıp tıslamıştı.
"Ne sikim, gelip milletin kucağına çıkıyorsun? Üstelik, sevgilisi olan birine yapıyorsun." Taehyung, olanları görünce arkasında barmen ile gelmişti.
Taehyung'un gelmesiyle; Seungmin, sırıttı. Ayağını çekip, kenara geçti. Daehyun, ona sertçe baskı yapan ayağın kalkmasıyla rahat bir nefes aldı. Ancak, rahatlaması kısa sürmüştü.
Yakasına yapışan iki el ile, yeniden afalladı. Bu sefer Taehyung, çocuğu yakasından tutup içki masasına yapıştırmıştı. Alkolün etkisiyle, siniri bin misline çıkmıştı.
"Ne yapıyorsun ulan, sen? Burada bari götün dursun." Aldığı dolu bira şişesini, Daehyun'un başından aşağı döktü.
O sırada Jeon, yeni tanıştığı bu adamı sakinleştirmeye çalışıyordu. Diğerleri de gelen sesler ile gelmiş, sadece dışarıda oldukları için ses duyamayan Hyunjin ve Jeongin ikilisi gelmemişti.
Daehyun, başından aşağı dökülen içkiler ile iyice sinirlenmişti. Gözü dönen genç, bir çırpıda ayaklarını Taehyung'un bacaklarına vurdu. Taehyung, acı ile tıslayıp kendini yere bıraktı.
Daehyun, fırsattan istifade Seungmin'in üstüne atıldı. Siyah saçlı genci, yakalarından tutup koltuğa yatırdı. Suratına, yumruklarını indirmeye başladı. Zaten etrafa toplanan insanlar, iyice paniklemişti.
Hyunjin ve Jeongin, gelen çığlıklar ile içeriye dalmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışan Chris ise, Seungmin'e geçirilen yumruklar ile ateş püskürten gözlerini Daehyun'a dikti.
Sinirle kalkıp, Daehyun'un kafasına bira şişesini geçirdi. Daehyun, acıyla bağırdı. Seungmin, çocuğun vurmayı kesmesiyle yumruklarını Daehyun'a geri iade etti.
Daehyun, başının acısına eklenen yüz yanması ile kendini oraya bıraktı. Etrafa toplanan korumalar, onları ayırmak için araya girmeye çalışıyordu. Yeni bir bar olduğu için, her şey mükemmel değildi. Hâliyle, korumalar da işinde pek iyi değildi.
Chan, sinirle Daehyun'u saçlarından tutup kaldırdı. Daehyun, bağırıp ellerini Chris'in ellerine attı.
"Hassiktir!" Daehyun; acı ile küfür savuruyor, bağırıp duruyordu.
Chris, gencin saçlarını sertçe çekiyordu. Çocuk ise, onu engellemeye çalışıyordu. Diğerleri ise afallamış, oldukları yerde durup bakıyorlardı.
En sonunda, polislerin sesi yükselince Chris, başını çevirdi. Çocuğun saçlarını, bıraktı. Eline gelen saç tellerini, iğrenerek attı.
"Hassiktir! Bizi böyle görüntülerlerse, biteriz!" Minho, telaş ile bağırdı.
"İnsanların, bize karşı olan tutumu değişir. İşler eskisi gibi olmaz..." Onlar bunları konuşurken, Taehyung camdan baktı.
"Kimse gelmemiş, bir şey olmaz bence." Chris, onu yanıtladı.
"Burada, çekilen görüntümüz varsa o bile yeter." Taehyung, sıkıntıyla nefes verdi.
Polisler, hepsini kelepçeleyip çıkardı. Olay, karakolda bitince işler sarpa sardı. İlk temas, Seungmin'den çıkmıştı. Daehyun, şikâyetçi olabilirdi.
"Karşı taraf, uzlaşma istiyor." Polis, donuk sesiyle belgeyi getirdi.
Diğerleri, şaşkınca ona bakmıştı. Neden şikâyetçi olmadığını, anlamamışlardı. Ama kabul edip imzalamışlardı. Olay orada kapanmıştı.
Bir park bulmuş, orada banklara oturmuşlardı. Olanları, sindirmeye çalışıyorlardı.
"Bu olay, burada kapanmaz." Taehyung, sessizce konuştu.
"Nasıl yani?" Seungmin, kaşlarını çatıp ona baktı.
"Bu şerefsiz, bela gibiydi. Değiştim dedi, ikinci şans istedi. Kabul ettim. Kursunuza, kayıt olmak istiyormuş. Yardımcı olurum, dedim. Getirdim buraya. Şerefsiz... Amacı belliymiş." Jeongin, saçlarını karıştırdı.
"İyi de, istediğini alamadı. Üstelik, fena dayak yedi. Gitmez mi?" Taehyung, güldü.
"Asla. İstediğini, alana kadar gitmez. Yani seni, Chris." Seungmin, sinirle sevgilisine yapıştı.
"Alamaz." Oturdukları bankta, Chris'in kucağına geçip kollarını boynuna doladı. Başını, onun omzuna dayayıp gözlerini kapadı.
Chris ise, bir kolunu küçük olanın beline; diğer elini ise küçük olanın saçlarına attı.
"Alabileceğini sanmıyorum. İstediği kadar çabalasın, yediği dayaklar yetmedi herhalde." Jisung, söylendi.
"Chris Hyung, Seungmin'i bırakmaz. Daehyun, istese bile bunu sağlayamaz." Minho, sevgilisinin burnunu sıktı.
"Çok biliyorsun." Jisung, kızaran yanakları ile onu azarladı.
"Sus, Minho!"
----------
Selam günün ikinci bölümüyle geldim LDNSNDNSMDNSKDNS
Birini gece atmıştım bunu da sabah atıyorum
Yani biraz fazla abartmış olabilirim ama iyi oldu bence
Umarım sevmişsinizdir sevdiyseniz oy verip yorum yaparsanız mutlu olruuumm <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dans kursu | chanmin
Fanfictionİki dans eğitmeni arasındaki rekabet, onları bir çıkmaza doğru itiyordu. # 1 - kimseungmin