dans kursu | chanmin

13|Su Damlası [M]

M başladığında uyaracağım
Rahatsız olanlar okumasın
M bitişinde uyarı koyacağım sonrasını okuyun lütfen
----------------------------------------

Chris, burnundan soluyarak etrafına bakıyordu. Elinde döndürüp durduğu, sinirden kuruyup duran dudaklarını ıslatmak için kullandığı suyu izliyordu. Bir oraya, bir buraya uçuşuyordu damlalar. Şişenin içinde birleşiyor, bazen şişenin belli bölgelerine damlacıklar bırakıyorlardı. Sonrasında tekrardan, o damlacıkları yutuyorlardı.

"Sakin ol." yanına oturan, ona göre cılız olan genç konuştu.

Siyaha boyattığı saçları, çarpan rüzgarla uçuşuyordu. Chris başını, yanı başında oturan gence çevirdi. Derince nefes aldı, sonrasında suyun kapağını çevirip açtı ve biraz içti. Şişedeki deliği kavrayan kalın dudakları; yanında oturan siyah saçlının, kendi dudaklarını ısırmasına sebep olmuştu.

"Neden olayım? Sağlığım ile birlikte her şeyi yitiriyorum. Söylesene Seungmin, sen olsan ne yapardın?" Seungmin, başını kaldırdı.

Tüm ihtişamı ile birlikte parlayan Ay'a baktı. Güneşten yansıyan ışık, ona pek de yakışıyordu.

"Biliyor musun? Ben, sana sığınırdım." Chris, kaşlarını çattı. İşaret parmağını, kendine yöneltti.

"Ben... Yani, bana mı?" Seungmin, başını olumlu anlamda salladı.

"Seungmin, neler oldu farkında mısın? Senden ölesiye nefret ediyordum, bunun da farkındasın... Değil mi?" Seungmin, başını iyice ona bakan gence yaklaştırdı.

"Geçmiş zaman... Geçmiş zaman eki kullandın. Şimdi etmiyorsun yani?" Chris, kahkaha atıp yüzünü dibine sokan gencin çenesini kavradı.

"Evet, etmiyorum." hafifçe dudaklarını, siyah saçlının dudaklarına bastırdı.

Geri çekilip gözlerini kenetledi, çenesinde duran elini yanağına çıkardı. Bir elimi beline atıp onu kucağına çekti. Koskoca sahilde, sadece ikisi vardı. Gecenin karanlığı onları saklıyordu, bir yandan Ay'ın ışığı yüzlerine vuruyordu.

"Etsem bunu yapmazdım." Seungmin, yutkunup konuştu.

"Emin misin?" Chris, gülümsedi.

"Çok konuşuyorsun, Kim." Chris, Seungmin'in alt dudağını, iki dudağı arasında hapsetti.

Seungmin, beklemediği hareket ile kısıkça inledi. Duyulmamasını umuyordu. Chris'in, iri üst dudağını, iki dudağı arasına alıp emip dişledi. Yaptığı hareketlerin karşılığı gecikmiyor, fazlasını alıyordu.

Yanağından beline, belinden kalçasına indi, Chris'in sağ eli. Zaten belinde olan sol eli ise, kalçasının sol yanağında yerini almıştı. Seungmin'in kalçasını, yavaş yavaş yoğurup sıkıyordu. Seungmin, sessizce mırıldanmaya başladı.

"Chris, dur..." Chris, aldığı emir ile sakince ellerini çekti.

Geriye yaslanıp ellerini kumlara dayadı. Sorarcasına baktı, siyah saçlı olana. Seungmin, başını havaya kaldırdı.

"Şu an olmaz... Ortam çok açık!" Chris, kıkırdadı. Kollarını tekrardan, karşısında duran gencin beline doladı.

Seungmin, kulağının arkasında hissettiği birkaç öpücük ile gülümsedi.

"Nasıl istersen, Min." Seungmin, Chris'in kucağından indi.

Kalkıp denize doğru adımladı, iyice yaklaştı. Çıplak ayakları, denizle birleşmişti. Tuzlu, sert kokuyu içine çekti. Burnunu dolduran koku ile kıpırdandı. Altında mayosu vardı. Sıcak bir yaz gecesiydi. Chris'i, buraya neden çağırmıştı?