Chris, telaşla koşturuyordu.
"Of, çok mu erken oldu?" Minho, sinirle yanına yanaştı.
"Bana bak, söylenmeyi kes artık. Her şeyi, hazırladık. Geçse geç, erkense erken. Dahası yok, Chris. Red yersen, otur ağla. Ne halin varsa, gör. Ama şu teklifi, atlatalım artık." Chris, onu onayladı.
Bulundukları teras katı, onların ilk tanıştıkları yerdi. Tam gece yarısında, evlenme teklifini edecekti.
Flashback
"Hiç tanışmadık." Chris, omzunda hissettiği el ile irkildi. Başını, hafifçe çevirdi ve omzunun üstünden, pek de yabancı olmayan surata baktı.
"Sizi, her gün görüyorum aslında." Siyah saçlı genç, gülümsedi.
"Normal, karşı karşıyayız." Chris, içinden tekrarlıyordu. Karşı, karşıya...
"Ah, evet. Öyleyiz, sanırsam. Ancak, sadece kurslarımız, karşı karşıya olsun. Biz her zaman, iki yakın dost olarak kalalım." Siyah saçlı yabancı, başını yukarıya kaldırdı.
Işıksız alandan, yıldızlar çok net görünüyordu. Kim bilebilirdi, bu ikili sayesinde ışıksız alanın, ışıklarla dolacağını.
"Yıldızlar, bayım. Onlar çok güzel." Chris, genç adama tamamen döndü.
"Chris, adım Chris. Bang Christopher Chan." Siyah saçlı, başını indirdi.
Chris'in gözlerine, baktı. Chris, mahçup bir şekilde gülümsedi. Bu yeni yerde, kimseyi tanımıyordu. Herkes yabancıydı, herkesin karşısında mahçup oluyordu. Bir Minho vardı, işte.
Siyah saçlı iki işaret parmağını, Chris'in ortaya çıkan gamzelerine yerleştirdi.
"Seungmin, ben. Yıldızlar gibi, güzel gamzelerin var."
Flashback End
Seungmin, bildiği binanın teras katına adımladı. Terk edilmiş binayı, Chris satın almıştı. O gün bu gündür, binaya hiç dokunmamış, o hoş yapısını bozmak istememişti.
Seviyordu bu binayı, Seungmin. Zamanında Chris'in satın alması, hoşuna gitmişti. Biliyordu, gencin bu binaya dokunmayacağını. Burası, ikisinin de kaçtığı yerdi. Bazı gecelerde, beraber oturmuşlardı burada.
Bazen loş bir ışık aydınlatıyordu burayı, bazen şehrin ışıkları. Ay ışığı, erişemezdi buraya. Eskisi gibi, boş ve kasvetli değildi etraf. Şehirleşme, buraya da vurmuştu. Chris, bunun sebebi olduğu için utanıyordu. Seungmin, nefret duyuyordu bazen. Eskisi gibi, huzurlu değildi. Büyüdükçe, huzur kaybolmaz mıydı zaten? Hayat, böyleydi. İnsan, en sonunda bir boşluğa düşerdi. Ancak biri çıkar, çekip çıkarırdı seni bu lanet duygu enkazından.
Seungmin, bunları düşünürken adımladı terasa. Sadece, sarılmak istiyordu. İçinde, sarılmaya duyulan derin bir özlem vardı. Oysaki, fazlaca kişiye sarılmıştı. Ama biliyordu, ona iyi gelecek tek sarılma; sevgilisinin içten bir şekilde, onu kolları arasına almasıydı. Ne zaman, nasıl bu hale gelmişlerdi. Fazla bağlanmış, kendini akışa bırakmıştı.
En sonunda, kendini terasın dar kapısında buldu. Küçük bir kapıydı. Eski püskü bir şeydi. Ama Seungmin, o kapıyı bile delicesine seviyordu. Kendine soruyordu, sadece eski bir bina. Tozlu anılarla kaplanmış, belki de içerisinde binlerce ruh barındıran bu bina, niçin onu kendine çekiyordu. Tek sebebi, Chris miydi?
Kapının kolunu, tutup çevirdi. Yere serili kilimin üzerine kurulmuş, kendini rüzgara bırakmış, kulaklığından dinlediği sakin melodiler ile mırıldanan sevgilisi ile karşılaştı. Gülümseyip, yavaşça gence yaklaştı. Ellerini, kıvır kıvır olmuş saçlara daldırdı. Chris, irkildi.
Ancak, kısa sürede ellerin sahibini tanıdı. Kulaklığın tekini çıkardı ve gence uzattı. Seungmin, iğrenmeden kulaklığı alıp kendi kulağına taktı. Kilime oturdu, ellerini sakince saçlarda gezdirdi. En büyülü ormandan güzeldi, en güzel kokan çiçekten bile güzel kokuyordu, saçları. Sesi, büyüleyiciydi. Her kelimesinde, büyülenmiş misali geziyordu. Kendini, onun kollarının arasında her buluşunda, ilk gün yaşadığı heyecana kapılıyor, en güvenli bölgedeymiş gibi hissediyordu. Ki onun kollarının arası, onun için zaten en güvenli bölgeydi.
"Güzel, değil mi?" Sessizce mırıldandı, Chris. Şans eseri duydu, Seungmin.
"Öyle, burayı çok seviyorum." Chris, derin bir nefes aldı.
"Biliyorum, senin için duruyor zaten burası." Seungmin, afalladı.
"Tahmin etmiştim ama... Doğrudan söylemen, hoş hissettirdi." Chris, kıkırdadı.
"Buraya her gelişimizde, yeniden iki yabancı gibi oluyoruz. Mahçup hissediyorum." Seungmin, onu onayladı.
"Buradaki anılarımız, çok güzel aslında." Chris, başını ona çevirdi. Omzunun üzerinden, Seungmin'in büyüleyici yüzünü, seyretti bir süre.
Seungmin ise, sadece onunu gözlerini takip etti. Her bir adımını, gözleriyle uğradığı noktaları bir bir seyretti. En sonunda, gözleri buluştu.
"O anılar güzelleştiren, sendin Seungmin." Demesiyle, gencin dudakların kapanması bir oldu. Naifçe öptü, o güzelim dudakları. Öpmeye kıyamadı.
Seungmin, usulca karşılık verdi. Bir süre sonra, yavaşça dudaklarını ayırdılar. Chris, önceden doldurduğu şaraplardan birini, Seungmin'e uzattı. Genç, yavaşça bardağı dudaklarına yanaştırdı. Dilini, alkolün yakıcı ama hoş tadıyla birleştirdi. Bir anda bardağı çekti, içine dikkatlice baktı.
"Chris, sence de fazla klişe bir yöntem değil mi?" Deyip, gülümsemesi bir oldu.
Chris, kıpırdandı ve poziysyonunu değiştirdi. Diz çökmüş, önündeki gence bakıyordu. Seungmin, şarabın son yudumunu da içtikten sonra yüzüğü eline aldı.
"İnan bana, Seungmin; tekliflerde berbatım. Ama senin için, saçma da olsa, ne kadar kötü de olsa bu teklifi yapacağım. Bilmiyorum, çok mu erken davranıyorum. Ama ben artık, seni her an yanımda istiyorum. Her anımızı beraber yaşayalım, hep beraber olalım istiyorum. Mutluluğu birbirimizde bulalım istiyorum. Benimle evlenir misin, Kim Seungmin?" Seungmin, gülümsedi. Elindeki yüzüğü, takması için Chris'e uzattı.
Chris, Seungmin'in elini kavradı. Zarif parmağına, yüzüğü geçirdi ve elini öptü. Seungmin, Chris'in boynuna atıldı. Gelen yüksek konfeti sesi, irkilmesine sebep olmuştu.
"Konfeti olmasa, olmazdı değil mi?" Changbin, pişkin pişkin sırıttı.
"Olmazdı. Bu kaslı kolları, konfeti patlatmak için yaptım."
--------------------
Selam selam
Evlilik teklifi de edildiğine göre kitabın sonlarına yaklaşıyoruz
Oldu gibi bölüm yani pek bir fikrim yok nötrüm
Bir yazım hatam, mantık hatam varsa affola
Umarım sevmişsinizdir oy verip yorum atarsanız sevinirim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dans kursu | chanmin
Fanficİki dans eğitmeni arasındaki rekabet, onları bir çıkmaza doğru itiyordu. # 1 - kimseungmin