14|Yoruldum

1.1K 121 35
                                    

Birkaç ay sonrası - Tanrısal bakış açısı

Chris, karşısında duran siyah saçlı çocuğu süzdü. Sonrasında gülümseyip, evraklara geri döndü. Seungmin, iç çekip somurttu. Chris, gözlüklerini bir kenara bıraktı.

"Güzelim, ne oldu?" Seungmin, başını eğip büyük olanın kucağına yerleşti.

"Yoruldum, yanında uyanıp başımı sana çevirince seni göremiyorum. Kurs işleri yoğunlaştı, birleştirmekle hata mı ettik?" Chirs, kıkırdadı. Siyah saçları, naif hareketlerle okşadı.

Siyah saçların sahibinin dudaklarına, birkaç öpücük bırakıp konuştu.

"Biliyorum, beni görmek istiyorsun. Ama geçimimizi böyle sağlıyoruz. Ayrıca, en azından aynı ortamda eğitim veriyoruz. Sadece senin fazla yıpranmanı, yorulmanı istemiyorum. Belki de, biraz fazla kendime yüklendim." Seungmin, onu başını sallayarak onayladı.

"Bu yüzden, izin ver döneyim." Chris, başını aşağı yukarı salladı.

Bir gün sonrasında, yüzüne vuran ışık ile araladı gözlerini. Kaşıdığı gözlerinin ardından doğruldu. Yüzünü yıkayıp balkona yöneldi, Chris'in evini, süzdü. Sırıtıp balkondan ayrıldı, klasik giysilerini üstüne geçirdi. Anahtarını aldı, ardından alt kata inip evden ayrıldı.

Kursa doğru adımladı. Kursa girer girmez, henüz dersi başlamamış birkaç stajyer ile karşılaştı. Çıkış yapmaktan vazgeçen Jeongin, Seungmin'in menajerliğini üstlenmişti.

"Hyung?" Jeongin'in şaşkın hitabı, siyah saçlının kulaklarını doldurdu. Sakince ona döndü.

"Efendim, Jeongin?" Jeongin, başını kaşıdı.

"Seni beklemiyorduk..." Seungmin, kıkırdayıp konuştu.

"Eh, normal aslında. Ancak yeniden buradayım."

"Seungmin!" Chris, sevgilisine seslenip elini havada salladı.

Seungmin, sarı saçlı gencin yanına ulaştı. Sorarcasına ona bakıp, bir cevap beklediğini belli etti.

"Seni eski stajyerlerinin yanına göndereceğim, Minho'nun erkek arkadaşı orasıyla ilgileniyor. Han Jisung, gidip tanışabilirsin." Seungmin, onu onaylayıp sevgilisinin yanağına bir buse bıraktı.

"Ben gideyim, akşam bana gelirsin." Chris, gülümsedi.

"Allah Allah, beni eve mi atıyorsun?" Seungmin, onun koluna vurup konuştu.

"Kim seni eve atar ki?" Chris, duraksadı.

"Kim, beni eve atar."

"Ben de onu diyor-" Seungmin, anladığı espri ile yüzünü buruşturdu.

"Defol, Bang Chan." Chris, başını iki yana sallayıp uzaklaştı.

Seungmin, 10 numaralı odaya yöneldi. Sakince kapıyı araladı, onu görünce birkaç öğrencinin kaşları yukarıya kalkmıştı. Diğer birkaçı ise, yeni geldikleri için bön bön bakıyordu.

Bir kişi, Jeongin'e fısıldadı.

"Hyung, bu kim?" Jeongin, kıkırdayıp onu yanıtladı.

"Menajerliğini üstlendiğim, diğer ünlü kurs sahibi." Çocuk şaşkınca sordu.

"Yani... Kim Seungmin, bizim yeni eğitmenimiz mi?" Jeongin, olumlu anlamda başını salladı.

Çocuk, Jeongin'in yanından ayrılıp diğer stajyerlere ulaştı. Fısır fısır konuşuyor, Seungmin'i süzüyorlardı.

Seungmin, kendisini süzen çocuklara karşı gülümsedi.

"Kim Seungmin?" Seungmin, ismini duyunca başını sesin geldiği yöne çevirdi.

"Ah sen... Han Jisung, olmalısın." Gelen genç, onaylarcasına başını salladı. Elleriyle oynuyordu, gömleğinin yakasını gerdi.

Akan bir iki ter damlası, şakaklarından sızıyordu.

"Birlikte çalışacağız artık!" Seungmin, kıkırdayıp onu onayladı.

"Çalışalım o hâlde!" Elini uzattı, kısa olan memnuniyetle uzanan eli kabul etti.

Kahkahalar, hareketler, bağırışlar ve yere düşüp şapırdayan ter damlaları... Hepsi birbirine karıştı, emeğin belirtileriydi bunlar. Jisung ve Seungmin, gayet iyi bir ikili olmuştu. Sesleri, dev kursu dolduruyordu.

Seungmin, döndüğü için mutluydu. Chris'in yersiz korkusu, duyduğu bağırış ve kahkahalar ile sonlamıştı. Seungmin, kendini yoran bir kişilikti. Bu, göze çok rahat çarpıyordu. Chris, korurdu. Sevdiği insanları, kanatları altına alır ve saklardı. Yine bunu yapmıştı. Fakat fazla saklamış, fazla koruyup kollamıştı. Koruduğu genç, kuş misali uçmak istiyordu.

"Yeterli!" Jisung, bağırıp öğrencileri durdurdu. Seungmin, şakaklarını ovup konuştu:

"Fazlasıyla çalıştık, yeterli bugünlük." Birkaç genç, kendini yere bıraktı. Bazıları da, soyunma odasına yöneldi.

"Numaram." Seungmin, Jisung'a bir kart uzattı. Jisung, gülümseyip kartı aldı. Numarayı hızla telefona girdi. Seungmin'in telefonunu, çaldırıp kapattı.

"Kaydedersin!" Seungmin, onu sakince onayladı.

Hayatı sakindi, düzene girmişti. Ama onu huzursuz eden, tetikte olmasını gerektiren bir hissiyat vardı. Her şey fazla iyiydi. Neden? Ya bir şey olsaydı. O zaman... Ne olacaktı?

"Tetikte olmalıyım." Bunu mırıldandı. Durmadan mırıldanıyor, bunu söylerken yürüyordu.

Bir anda, çarptığı sert beden ile irkildi. Gelen kıkırdama, ve beline yerleşen kollarla kim olduğunu anladı.

"Önüne baksana, ya!" Seungmin, sevgilisinin onu azarlayışı ile kaşlarını çattı.

"Sen dikkatli olsan, sorun olmazdı!" Deyip gülümsedi.

Kollarını, sevgilisinin boynuna dolayıp kafasını omzuna yasladı. Gelip geçen birkaç öğrenci, onlara bakıp kıkırdıyordu. Bu görüntüye, pek alışık değillerdi. Kurslar birleştiğinden beri, Seungmin kursa uğramıyordu. Sebebini hiçbiri bilmiyor, sadece iyi olduğu haberi ile yetiniyorlardı.

Her geçen gün, öğrenci sayısı artıyordu. Kursun şubeleri, fazlasıyla artmıştı. Fazlasıyla eğitmen, fazlasıyla emek gerekiyordu. İnsanlar, genelde Chris ve Seungmin'in çalıştığı ana binaya geliyordu. En ünlüsü, en iyisi orasıydı.

"Her şey, fazla iyi." Chris, başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır, hâlâ yoruluyoruz." Seungmin kıkırdadı.

"Yorul biraz, ne olacak." Chris, Seungmin'in alnını elinin tersiyle sildi.

"Diyene bak, her yerin ter!"

~~~~~

Uzun zamandır bölüm atamıyorum

Bölümlerin arası baya açıldı galiba... Ancak şu sıralar bazı sıkıntılar ile uğraşıyorum ve atlatınca yb atmaya çalışıyorum

Umarım seversiniz oy verip yorum yapmayı unutmayınn

Bir isteğiniz varsa belirtebilirsiniz

dans kursu | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin