"Bilmediğim bir şarkının delice dilime dolanması gibiydi ona olan hislerim. Sorsalar, söyleyemem ne olduğunu ama sürekli zihnimde..."
Büşra Yılmaz
Şaşkın şaşkın birbirine bakan dört çift göz... El ele tutuşmuş iki çift... Evet evet şu an ki durumumuzu en iyi özetleyen iki tanım tam anlamıyla bunlardı. Hepimiz birbirimizi anlamayan şaşkın gözler ile bakıyorduk. Ortamda sessizlik hakimdi. Hepimize kal gelmiş gibiydi. Kendimi silkeleyip "Ne zamana kadar yolun ortasında bakışarak susacağız?" dedim.
Rüzgar gözlerini kırpıştırarak "Ay ben bir an şoka girdim. Bir yere oturalım bari ayakta böyle boş boş duracak mıyız?" dedi. Berkin kafasını kaşıyıp " Şuradaki kafeye gidelim." dedi. Herkes bunu onayladığında yeni kalkmış olduğumuz kafeye geri oturduk. Ortamda yine sessizlik hakimdi.
Bu sefer ortamdaki sessizliği Bade bozdu. " E konuşmayacak mıyız? Siz ikiniz ne ara sevgili oldunuz dökülün bakalım." diye sorduğunda gözlerim Berkin'e ilişti. O da bana bakıyordu. Sen anlat der gibi baktığında hafifçe öksürüp "Az önce, siz ne zaman sevgili oldunuz?" dedim. Aynı bakışma Bade ve Rüzgar'ın da arasında geçtiğinde Rüzgar da Berkin gibi kafasını salladı. Bade bize dönüp"Az önce." dedi.
Ne az önce mi!? Aha yıldönümü tarihiniz aynı. Tesadüfün böylesi.
Şaşkın ve heyecanlı bir ton ile "Az önce mi? Oha tesadüfe bak!" dedim. Bu halim herkesin gülmesine sebep olmuştu. Rüzgar sanki daha fazla bekleyemiyormuş gibi meraklı bir şekilde " Nasıl oldu anlatsanıza?" diye sordu. Berkin'e dönerek "Sen anlat ben zaten sonra onunla uzun uzun durum kritiğini yaparım." diyerek güldüm.
E yani bu konu uzun uzun konuşulması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.
Berkin gülümseyerek " Ben aslında okulun başından beri Derin'den hoşlanıyordum fakat Ayaz sürekli etrafından dolandığı için sevgilisi sanmıştım. Tabi zaman geçtikçe durumun böyle olmadığını anladım. Sonrasında çekindim tam açılacağım sıra benden uzaklaştı. Her yerde köşe bucak benden kaçıyordu. Sonra işte açık açık bugün konuştuk." dedi.
Bu Ayaz sürekli her yerden çıkmak zorunda mı ya!? Yeter.
Bence de yeter çok sıktı artık, adını bile duymak istemiyorum. Gerçi Ada yüzünden bu pek de mümkün değil... Neyse. Rüzgar sanki düşüncelerimi okuyormuşçasına "Sıktı artık o herif, sinirlerimi bozuyor. Bir gün elimde kalacak. Benim gibi klas bir beyfendiyi bile sinirlendirip şiddete meyilli bir adam yapıyor." dedi. Öyle komik söylemişti ki kahkaha atmadan duramadım.
Çok haklı, Rüzgar klas bir beyfendi.
Rüzgar kahkaha atmam ile birlikte kaşlarını çatıp " Ne gülüyorsun kız ben klas bir beyfendi değil miyim?" diye sordu tüm ciddiyetiyle. Gülmemi bastırıp "Öylesin canım." dedim. Çatışan kaşlarını düzeltip "Ne diye kahkaha attın o zaman?" diye sordu. Ciddi bir şekilde "Çok tatlı söyledin de ondan güldüm." dedim.
Rüzgar saçlarını savurur gibi yaparak
"Her zaman öyleyimdir prenses." dedi. Gözlerimi Bade ve Rüzgar da gezdirip kaş göz yaparak "Dökülün." dedim. Rüzgar şapşal bir sırutışla "Ya biliyorsun ne zamandır konuşmak için fırsat kolluyordum. Önce olaylar oldu, konuşmalarımız yarı da bölündü. Sonrasında gelen cesaretim kaçtı. Aslında her şeyi detaylı biliyorsun."" Gece düşündüm durdum. Ne yapsam ne yapsam derken dedim ki yarın benim açılmam lazım. Açıldım açıldım açılamadım bir daha açılamam diye düşündüm. Cesaretimi topladım konuşalım dedim. Tüm hissettiklerimi söyledim. Sonuç sevgiliyiz." dedi. Gözlerinin içi gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ
Teen FictionHayatım mücadele verdiğim bir savaş alanıyken ya mağlup olacaktım ya da kazanacaktım. Bana sunulan sadece iki yoldu ve o her iki yol da beni hayatın içinde belki de bilmediğim farklı yollara sürüklemişti.Kim bilebilirdi ki? Gerçek sandığımı bildiğim...