"Bilmiyorum, odaya geldiğimde nefes nefeseydin ve ne olduğunu anlayamadan bayıldın."
Evet. Taehyun yine yalan söylemişti.
Beomgyu biraz olsun kendine geldikten sonra Taehyun onu yatağa yatırmış ve ona su vermişti. Beomgyu hiçbir şeyi hatırlamadığı için Taehyun şanslıydı.
"Bu atak sorunlarım en son Jisung'un ölümünde vardı. Seraplar görüyordum o zamanlar ama bu sefer ne oldu bende anlayamadım."
Beomgyu endişeliydi. Taehyun yüzünden, belki de şu an kendini deli gibi hissediyordu. Taehyun yine her şeyi kelimenin tam anlamıyla eline yüzüne bulaştırmıştı.
Taehyun onun saçlarının arasına bir öpücük kondurdu.
"Düşünme bunları, uzanıp dinlen. Bende sana ağrı kesici alayım."
Beomgyu ayaklanıp "Taehyun gerek yok-" demişti. Ama ne nafile...
Taehyun işaret parmağını Beomgyu'nun burnu ve dudağının üzerine koydu.
"Hemen geri geleceğim."
***
Taehyun otel odasından çıktıktan sonra kulaklıklarını takıp en yakın eczaneye doğru yol aldı.
Bir aylık bir tatilleri vardı ve ikisinin de gitmek istedikleri bir yer yoktu. Bundan dolayı para birleştirip minik bir otelle anlaşmışlardı. Onların dışında, geri kalan herkes evlerine veya yakınlarına gitmişti. Minho ve Changbin dışında. Onlar sınav kampına kalmıştı.
Taehyun adımlarını yavaşlattı ve yüksek ses uyarısına aldırmadan şarkının sesini biraz daha yükseltti.
Bu dönemde kendisini çok şey zorluyordu. Sayamayacağı kadar çok şey...
Ama Beomgyu'dan sırlar saklayıp ona yalan söylemek zorunda kalmak...
...en kötüsüydü. Kesinlikle.
Sonunda kaybettiği yarısını bulmuştu. Ama Taehyun Tanrı'nın sevmediği kuluydu. Tereyağından kıl çeker gibi her iyi durumun arkasından beş kat kötü durum geliyordu.
Eczanenin kapısına geldiğinde Taehyun düşüncelerini bir kenara bırakıp titrek bir nefes verdi.
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Ağrı kesici alacaktım."
"Tam olarak ne için?"
"Baş ağrısı."
Kadın arkasındaki standa göz gezdirdi ve kapağını açıp 4. raftan bir hap aldı.
"Buyrun."
"Teşekkürler."
Taehyun yürümek için adımını attığında gözü kararmıştı. Düşecekken son anda kapıya tutundu.
"Efendim iyi misiniz?"
Taehyun başını ovuşturarak yerden kalktı.
"İyiyim..."
Tekrar adım atmaya kalktığında bu sefer sendelemişti. Arkasındaki duvara yaslanıp sakinleşmeye çalıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"216" - taegyu
FanfictionTanrı, bazı şeyleri alır ve bazı şeyleri verirdi. Ama Kang Taehyun veya gerçek adıyla Terry Kang, o Tanrı'nın sevmediği kullarından biriydi. Daha da önemlisi; o, öteki boyut ile gerçek dünya arasında sıkışmış melez bir çocuktu. 23.10.22 - başlangıç ...