"istekleriniz hazır efendim."
adamlarından birinin sesiyle arkasını döndü ve kapıya baktı.
"tamam, geliyorum."
önüne, konuşması için zorladığı ve biraz hırpaladığı adama döndü. eskiden ekibinin bir parçası olan adama.
"ben değildim, patron... ben değildim..."
ağzı yüzü kan içinde, güçlükle konuşurken minho fazla oyalanmadı ve adamlarını arkasında bırakarak kapıyı açtı.
"onunla ilgilenin."
odasına geçmeden önce kanlı ellerini yıkadı ve gömleğinin katlı kollarını düzeltti. masasına geçip oturduğunda kapıda duran adama döndü.
"getirin."
adam onaylayıp odadan ayrıldı. o sırada içeri giren chan kapıyı kapatıp minho'nun yanına adımladı.
"son durum ne?"
"siparişler gelmiş."
chan göz devirdi. "onu sormuyorum, jaemin'i ne yaptınız?"
minho koltuğunu masasına iyice yanaştırıp masanın diğer tarafında oturan arkadaşına odaklandı. "tüm kanıtlara rağmen inkar ediyor. dürüstçe itiraf etse belki yaşamasına izin verebilirdim, yazık oldu."
chan bir şey söylemedi, o sırada kapı açıldı ve elinde iki kutu ile adamlarından biri içeri girdi.
minho önüne indirilen büyük karton kutulardan birini açıp içine göz attı. bakışları birkaç saniye kutunun içinde dolandıktan sonra ise diğer kutuya geçti.
ikinci kutuyu incelerken duraksadı. kıstığı gözleriyle kutuya biraz daha eğildi ve gördüğünün gerçek olup olmadığına baktı.
gerçekti.
derin bir nefes alıp burnundan seslice verirken ürkütücü bir sakinlikle kutunun kapağını kapattı. "size kaç defa söyleyeceğim..."
kapattığı kapağın ardından elini yumruk şeklinde masaya koyup devam etti.
"...jisung siyah zeytin sevmez!"
inanamıyordu. resmen defalarca söylemesine rağmen getirdiği pizza zeytinliydi. kabul edilemez, kesinlikle kabul edilemez.
yüksek ve sinirli sesiyle karşısındaki adam hemen eğilip özür diledi. "üzgünüm efendim. belirtmiştim fakat yanlışlık olmuş. dilerseniz hemen düzeltirim."
minho başını salladı. "doğrusunu yaptır, gerekirse gir mutfakta başlarında bekle ve tek bir siyah zeytinin pizzada olmamasını sağla."
genç adam eğilip tekrar özür diledi ve odadan çıktı.
chan hala oturduğu yerde olanları izlemiş, giden adamın ardından minho'ya dönmüştü.
alışık olduğu için şaşkın değildi. sorgulamadı. zeytinli pizza kutusunu açıp içinden bir dilim aldı ve tekrar arkasına yaslanarak bir ısırık aldı.
bakışlarını üzerinde hissettiği minho'ya dönüp dolu ağzıyla sordu. "ne? bununla bir işin kalmadığını düşünüyorum."
minho göz devirip başını salladı ve kutuyu chan'e doğru itti. "önüne al bari."
chan hala pizzayı yerken kutuyu aldı ve düşünceli bakışları pizza dilimindeyken sordu.
"bir insan nasıl zeytinli pizza sevmez ya? pizza bu, her şeye okayim."
"ağzında acı bir tat bırakıyormuş aşkımın, hiç hoşlanmıyor. kendi pizzamda da zeytin istemiyorum bu yüzden, belki benim pizzamın da tadına bakmak ister."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo ✓
Fanfictionstray kids ff. limbo, minsung. lee minho x han jisung malewife minho 😻✨💗🎉😽🥺💔👎🏻💗🤧🙏🏻😽