güneşin batmakta olduğu, kızıl tonlardaki gökyüzünün göz alıcı güzelliğini sergilediği bir akşam üzeri saatinde minho çatık kaşları ile bilgisayar ekranına odaklanmış düşünüyordu. ocak ayındalardı fakat gökyüzü bulutsuzdu. bunu fırsat bilen minho çalışma odasının camını açmış, ocak soğuğu ve sıcak güneşin birbirini dengelediği temiz havayı içine çekiyordu.
"bunun anlamı ne?" diye mırıldandı ekrandaki yazıda gözleri dolaşırken. biraz şaşkındı. "ne demek seksen? nasıl kombinime seksen puan verirsin ya? en az yüzlük bir kombin bu!"
oynadığı puanlı giysi giydirme oyununda aldığı puana sinirlendi, ekranı kapattı. "zevksiz."
o sırada çalan kapı ile ayağa kalktı. jisung üst kattaydı, bu yüzden merdivenlere doğru "bakıyorum!" diye seslendi ve kapıya gitti.
kapıyı açtığında güvenlik ile karşılaştı. elinde bir kargo kutusu tutuyordu.
"patron, bu sizeymiş."
minho heyecanlı bir şekilde kutuyu alıp üstündeki adrese baktı ve kimden geldiğini anlayınca daha da keyiflendi. sabit ifadesi ile güvenliğe teşekkür etti ve kapıyı kapattı. yüzünde beliren kocaman gülümsemeyle salona adımladı.
"soonie!"
rahat ve geniş koltuğa oturup kutuyu açmaya koyuldu.
"soonie, buraya gel!"
koli bantlarını ve plastikleri dikkatlice açtı. bu sırada soonie'nin miyavlaması kapı girişinden duyulmuştu.
"soonie, babacım, yanıma gelir misin lütfen?"
soonie kocaman açtığı yeşil gözleriyle minhoya yaklaştı. kargo kutusundan çıkarttığı plastik ve köpüklerin sesleri ilgisini çekmiş olmalı ki ön patileriyle kutuya tutunup içine bakmaya başladı.
"oh! sen de heyecanlandın değil mi?"
minik bir miyavlama ile kutudaki köpükleri patileyen soonie'den birkaç saniye çekti bakışlarını. elindeki kostüme baktı.
dakikalar sonra soonie, turuncu bir balık kostümünün içindeydi.
"kayıp balık nemo oldun soonie!"
diğer kostümü alıp ayaklandı. "şimdi sıra bende, koltukta otur ve bekle."
soonie minho'nun giydirdiği balık kostümünü kokluyor, inceliyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. koltukta yan düşüp yuvarlanırken minho büyük turuncu kostümü giymiş, salona tekrar girmişti.
"babacım, nasıl olmuşum?"
soonie miyavladı. turuncu büyük bir balık vardı karşısında, kocaman gözleri ile bakıyordu.
bu balık biraz babasına da benziyordu sanki. soonie tekrar miyavladı. kafası karışmıştı.
"hadi filmini izleyelim." dedi minho. açtığı kollarıyla kedisine yaklaştı.
soonie kocaman turuncu bir balığın kendisine doğru gelmesi ve kollarını ona uzatmasıyla oturduğu yerden fırladı, koltuktan atlayıp salondan çıktı.
"hayır! nemo!"
minho arkasından dramatik bir koşuş gerçekleştirip soonie gözden kaybolduğunda kendini dizleri üstüne bıraktı.
"oğlum! dalgıçlar tarafından kaçırıldı..."
"ne?"
minho duyduğu sesle oturduğu yerde kafasını kaldırıp merdivenlerin ortasında duran eşine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
limbo ✓
Fanfictionstray kids ff. limbo, minsung. lee minho x han jisung malewife minho 😻✨💗🎉😽🥺💔👎🏻💗🤧🙏🏻😽