Bölüm 12

9 6 6
                                    

İçinizde birden çok savaş varsa sizi hangisinin tükettiğini bilemezsiniz onu çokta düşünmesiniz aslında odaklandığınız tek şey  hızlıca tükeniyor olduğunuzdur.

   Eve geldiğimizde hızlı bir duş alıp Emel Hanım'ın bana verdiğin kağıdı doldurmak için masama geçmiştim. Katladığımdan dolayı buruşmuş kağıdı elimle düzeltmeye çalıştım. Kenarda duran kalemi elime alıp ilk soruyu okudum.

  'Bu aralar size hakim olan duygu nedir?' 

    Kalemi elimde çevirmeyi durdurup düşünmeye başladım. Tek bi duygu baskındır diyemiyordum. Bi çok duyguyu karmaşık şekilde yaşıyordum aslında ne hissetmen gerektiğini bazen ben bile kestiremiyordum. Diğer sorulara bakmadan bıkkınca ayağa kalktım.

Yatağımın üstünde duran telefonumu alıp Emel Hanım'ı aradım.

Üçüncü çalışta açılan telefonla arayan ben olsamda iki dakkalık bir duraksama yaşadım.

"Efendim Bade'cim" cam duvarımın önüne doğru adımlayıp konuştum.

"Şey Emel Hanım bu verdiğiniz kağıdı birlikte doldursak olur mu?" Derken kendimi gelebilecek olumsuz cevap içinde hazırlıklı tutuyordum.

"Elbette tatlım." Dediğinde rahat bi nefes verip teşekkür ederek telefonu kapattım. Hava kararıyordu. Mutfaktan gelen seslere bakılırsa herkes bizde olmalıydı.

  Biraz daha sokakları izledikten sonra  odamdan çıkıp kızların yanına doğru adımladım. Ayana ve Azra sofrayı kurarken Hümeyra ve Asel ekmeğe kim gidicek kavgası yapıyorlardı. Görüş açılarına girmemle ekmeğe kimin gidiceği belli olmuştu.

  İtiraz etmeden kabul edip bana Hümeyra'nın uzattığı parayı aldım.

"Üstünüde kendine harçlık yap tamam mı kuzum." Diye omzumu sıvazlayan Hümeyra'ya sadece gülümsedim.

Tam çıkıyordum ki bu seferde koluma asıldı.

"Tez gel yiğidim" kendi içinde ne yaşıyordu anlamıyordum.
Asel'in ona seslenmesiyle kolumu bıraktı.

"Sulanmada gidip gelsin kız " derken Hümeyra son kez bana öpücük atıp ona doğru adımladı. Gülümseyerek kapıyı açmıştım ki eli havada Gaye'yle karşılaştım. Ona geçmesi için yol verirken kenarda duran ayakkabılarımı ayağıma geçirip bağcıklar için eğildim. Birini bağlayıp diğerine geçmiştim ki Gaye'nin alaylı sesini duydum.

"Hoş geldin demeden mi gidiyorsun?" Işim bitince doğruldum. Bu tavırlar canımı sıkıyordu ama bunu Gaye'nin bilmesine gerek yoktu değil mi?

Duygusal boşluğumu mantığımla bastırmaya çalışıp konuştum.

"Hoş geldin" dedim alayla ikimizde gülümsüyoruk ama gözlerimiz aksini iddia ediyordu. Benden bunu beklemiyor olacak ki anlık bi afalladı. Onu daha fazla umursamadan merdivenlerden inmeye başladım.

  Ekmeği alıp dönerken emin olduğum tek bir şey vardı o da Gaye'nin bu tavırları sadece ettiğimiz tartışmayla alakalı değildi içinde biriktirmişti. Anlık zihnime giren bu düşünceyle bi anda donup kaldım.

Yani bundan önceki dostluğumuz samimiyetimiz sadece benim için mi değerliydi?

Diğerleriylede yakın olsamda Ayana'ya açtığım kadar hiçbirine kendimi açmamıştım. Gaye'yle iyidik grup içinde şakalaşır eğlenirdik ama hiçbir zaman birebir bi bağ kurduğumuzu hatırlamıyordum.

Uzun zamandır benden hoşlanmıyordu. Zihnimi dolduran baskın düşüncelerden sıyrılmak adına hızlıca yürüyüp eve geldim. Ekmeklerle bitlikte masaya ilerlerken kızlar yavaştan başlamışlardı. Ayana hızlıca ekmek poşetini elimden alırken bende Asel'le ikisinin ortasına her zamanki yerime oturdum. Onlar sohbet ederken sessizce önümdeki yemeğe odaklanmıştım.

Bir Kadeh GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin