Sabah çalan alarmı iki defa kapatsamda üçüncüsüne Ayana izin vermemişti. Söylene söylene yataktan çıkıp lavaboya geçtim. Yüzümü sertçe yıkayana kadar ayakta uyuyordum. Saat daha çok erkendi. Buna ragmen yaz sıcağı ben burdayım diye bağırıyordu. Üstümü değiştirmek için odama geçtiğimde Hümeyra ve Gaye uyanmasın diye yavaş hareket ediyordum. Saat sabahın altısıydı. Biz önden gidip kafeyi açacaktık onlar ise bi iki saat sonra geleceklerdi. Üstümü giyip tam odadan çıkacaktım ki Hümeyra ve Gaye'nin o saçma yatışlarını ölümsüzleştirmeliydim. Cebimden telefonumu çıkarıp bi kaç açıdan fotoğraflarını çektim. Gülmemek için bi yandanda kendimi tutuyordum uyanırlarsa fena olurdu.
Kafeye doğru yürürken Ayana'ya çektiğim fotoğrafları gösterdim gelecek doğum günlerinde pastalarının üzerindeki resim hazırdı.
Yarım saat sonra kafenin önüne gelmiştik. Kilidi açıp içeri girdikten sonra ilk olarak pencereleri açıp içeriyi havalandırdık. Ben masaları ve sandalyeleri düzeltirken Ayana ise mutfak kısmıyla ilgileniyordu. İşimi bitirip ona yardıma gittim.
"Sana dün ögrendiğim bir şeyi anlatmak istiyorum" diyen Ayana'ya doğru döndüm bir yandanda süs için olan eşyaları yerlerine yerleştiriyordum.
"Dinliyorum" dediğimde cebinden telefonunu çıkarttı hevesi gözlerindeki ışıltıdan belli oluyordu.
"şimdi dostum Luies adında bir ressam varmış. Eşi ile kedileri çok seviyorlarmış" dediğinde gülümsedim.
"Çok hoş" dememle beni onayladı.
"Bencede ne yazık ki eşi meme kanseri olunca Luies onu mutlu etmek için kedi resimleri çizermiş hatta böyle insanlaştırıp komik hale getiriyormuş." Iç çekerek paketteki pipetleri yerine yerleştirmeye başladım.Ayana telefonunu bana doğru uzatıp birkaç resim gösterdi. Çok şirinlerdi.
"Daha sonra eşi ölmüş ve 2. Dünya savaşının başlamasıyla adam bunalıma girmiş." Bunu dediğind ikimizde bu hikayenin sonunun hoş bitmeyeceğini biliyorduk.
"Çok acı çekmiş mi?" Cevabını az çok tahmin ettiğim bir soruydu.
Ayana telefonundan yeni bir resim açarken anlatmaya devam etti.
"Şizofreniye dönmüş ve bu çizimlerine yansımış" derken telefonundan birkaç resim gösterdi. Öncekilere göre iç karartıcı ve ürkütücüydülerdi. İçeri bir müşteri girince konu şimdilik kapanmış oldu. Ayana onunla ilgilenirken ben hala ressamı düşünüyordum. İçinde olduğu durum yaşadığı zorluklar benim bile içime oturmuştu.
Kızlar gelene kadar gelenlerle ilgilenmiştik kızlar gelince hemen kalem ve kağıtlarımı alıp her zaman ki masama geçtim. Liseden beri yazmaya ilgim vardı. Geçen sene bir kitabım basılmıştı ve hiç beklemediğimiz şekilde ses getirmişti. Yayın evi kitabımın sonuna resmimi koymayı teklif etsede reddetmiştim. Ama son bir ayda tek kelime dahi yazamamıştım. Başladığım hiç bir satırın sonu gelmiyordu. Kaç dakikadır elimde kalem önünmde kağıt duruyordum hiçbir fikrim yoktu.
Hümeyra yanıma gelip elini omzuma koydu.
Kendimi daha fazla bastırılmış hissediyorum.
"Yazabiliyo musun taze yazar ?" Kötü bir niyetle sormuyordu ama rahatsız olmuştum.
"Uğraşıyorum" dediğimde gözleri dakikalardır tek bir kelime yazmadığım kağıda döndü."Bade belki de zorlamamalısındır" dedi.
Yetersiz miyim yani?
Kendini daha iyi açıklamak için devam etti.
"Demek istediğim ara vermeli-" sözünü bitirmeden sandalyeden hızlıca kalktım.
Ara vermek mi? Yazmayı bırakmak mı? Bu nefesimi kesmekle aynı şeydi.
Masadan eşyalarımı toplarken konuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kadeh Gökyüzü
Novela Juvenil(Tamamlandı.) Özür dilerim" kendimden nefret ediyordum ." Özür dilerim" hayatım burda bitebilirdi daha fazlasını istemiyordum. Bn savaşmayacaksam kimseyi üzmeyide istemiyordum. "Ayana" "Lütfen yardım et." Bu benim en güçlü çığlığımdı sesim çok aciz...