Polis arabasında karakola gelene kadar bağıra bağıra ağladım. Böyle olmalıydı bir ay boyunca bunun için savaşmamıştım. Karşılığında aldığım bakışlar bunlar olmalıydı. Ben sadece onu kurtarmak istemiştim bunun bedeli bu olmamalıydı.
Kanlı elimi yıkamama bile izin vermeden beni nezarethaneye girdirdiler bacaklarım beni taşıyamacak gibi olunca yere uzandım. Bacaklarımı kendime çektim. Mehlika birazdan burda olurdu.
Aileden birini çağırmam gerektiğini söylediklerinde güçlükle toparladığım zihnimde ezbere bildiğim numarayı söylemiştim.
Yanağımı biraz daha beton zemine bastırdım. Anlamakta güçlük çekiyordum. Her şey plak gibi zihnimde dönüp duruyordu. Orda öyle ne kadar durduğumu hatılarmıyorum ama Mehlika'nın endişeli sesini duymamla hızlıca parmaklıklara yöneldim.
"Bade iyi misin ?!" Başımı iki yana sallayı kendi etrafımda dönüp tekrardan ona döndüm.
"Mehlika yemin ederim ben onun için yaptım yemin ederim onu taviz ediyordu ben sadece yardım etmek istedim." Dedim ağlayarak. Hızlıca ellerimi tuttu.
"Sakin ol güzelim ben sana inanıyorum sakinleş" derken kafamı parmaklıklara yasladım.
"Böyle olmamalıydı. Böyle olmamalıydı." Sesim fısıltı şeklinde çıkıyordu. Mehlike eli yettiğince saçımı oksuyordu.
"Ben burdayım tamam mı yanındayım " güven vermek ister gibi gözlerime baktı.
"Çıkarıcam seni burdan" sözleri çok uzak bir yerden geliyor gibiydi. O ikisinin bemden şikayetçi olacağını biliyordum. Mehlika'nın sözleri içimdeki boşluktan geçip gitti.
Mehlika'yla bizi ayıran beni sorguya götüren polis oldu. Mehlika'nın bana sarılmasına bile izin vermeden beni sorgu odasına götürdü. Içeriye girdiğimde biri sandalyede diğeri ayakta olan iki polis vardı. Bana gösterilen sandalyeye oturdum. Artık ağlamıyordum ama zihnim yerindede sayılmazdı.
Beni aklayacak hiçbir sey yoktu çünkü mutfakta kamera yoktu. Her şey onların iki dudağı arasındaydı ve Gaye'nin benden yana olmayacağına emindim.
Görüş açıma iki dosya girdi. Kesik izlerinin durduğu elimi kaldırıp dosyaları açtım. Biri Emel Hanım'la yaptığım görüşmelerin kayıtlarıydı bazı kısımların altı çizilmişti bunlar Gaye'ye karşı öfkemi kustuğum kısımlardı diğerinde ise bir aydır aldığım ruhsal desteğin hastane raporuydu.
"Bide sizden dinleyelim" diyen karşımdaki memura döndü gözlerim.
Baştan mağluptum çünkü bu bakışları biliyordum. Onların nezninde ben raporlu bir hastaydım.
Derin bi nefes alıp anlatmaya başladım . Her seyi anlattığımda ayaktaki polis bana doğru eğildi.
"Daha öncede arkadaşınıza saldırmışsınız" Gozlerimi ona sabitledim.
"Evet bu yüzden bir ay hastanede yattım zaten." Karşımdaki doktor konuşunca ona döndüm.
"Bade Hanım arkadaşınız ve erkek arkadaşı sizin aksinize mutfakta şakalaştıklarını sizinde bir aydır içinizdeki öfkeyle sağlıklı düşünemeyip hırsla böyle bir şey yaptığınızı söylediler." Dediğinde dudaklarımdan bi kahkaha koptu.
"Ne!" Derken sinirle gülmeye devam ettim. Polisler bana delirmişim gibi bakıyordu.
"O piçler hepsini öylesine mi yaptığı mı söylediler yani?" Aslında şaşırmamalıydım. Kahkaham gözyaşlarına döndü ağlamaya başladım. Gözlerimi ikisinde gezdirdim.
"Yalan söylüyorlar" dedim yalvarırcasına.
"Bakın neden durduk yere birini bıçaklayayım." Polis memuru oturduğu yerden kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kadeh Gökyüzü
Novela Juvenil(Tamamlandı.) Özür dilerim" kendimden nefret ediyordum ." Özür dilerim" hayatım burda bitebilirdi daha fazlasını istemiyordum. Bn savaşmayacaksam kimseyi üzmeyide istemiyordum. "Ayana" "Lütfen yardım et." Bu benim en güçlü çığlığımdı sesim çok aciz...