[ Mehlika'dan]
Her acı zamanla geçmezmiş. Kalbimin üzerindeki ağırlıktan bunu anlayabiliyordum.
Bir hafta olmuştu. Ben Bade'den kopalı bir hafta olmuştu. Üstümde ona ait tişörtle perdeleri kapalı odada otururken tek düşündüğüm bana ne kadar zaman mutlu rolü oynamıştı.
Onu her şeyden çok sevdiğimi söylememe rağmen onu daha erken kurtaramamıştım. Bana veda ederken ki yüzü aklıma gelince sürekli akmaya hazır olan gözyaşlarım usulca çeneme doğru süzüldü.
Kabul etmek istemiyordum. Bu kadar yalnız oluşu zoruma gidiyordu. Cenazesinde bile çok az insan vardı. Sessiz vedasının acısı çok gürültülüydü oysa.
Bir ara sokakta bir tren garında bir durakta her an ben burdayım diyecekmiş gibi hissediyorum.
Ben Bade'nin öldüğünü kabullenemiyorum.
Son iki gündür kendimi cesaretlendirdigim şeyi yapmak için ayaklanır evden çıktım. Araba sürecek gücü kendimde bulamadığından caddede biraz bekleyip bir taksi çevirdim.
İlk defa zorlanarak verdiğim adresten sonra şehri izlemeye başladım. Bu Bade'nin alışkanlığıydi oysa. Hep merak ederdim ne zaman arabaya binse kafasını cama yaslar çözemediğim gözlerle etrafı izlerdi. Şimdi anlıyorum sanırım neyi izlediğini.
Hayat seni acıyla durdururken diğerlerinin devam etmesini izliyordu Bade. Gözümden hızla inen yaşları silme gereği duymadım.
Çok geçmeden arabanın durmasiyla ücreti ödeyip indim. Ayaklarım geri geri gitsene durmadım ve binaya girdim.
Önceden Bade'yi görme hevesiyle geldiğim bu kat şimdi ruhumu acıtıyordu.Acaba o da benim gibi zorlandığında şu merdivenlere oturup soluklanmış mıydı? Ağlamamak için kendimi toparladım birazdan bana kapıyı açacak insanların karşısında ağlamak istemiyordum.
Kapıyı çalmamla kısa bir süre sonra açılmıştı. Ayana'yla göz göze gelince beni beklemediği bariz bir şekilde gözlerine yansımıştı. En az benim kadar dağılmış görünüyordu hatta kilo bile vermişti sanırım.
"Mehlika?"
"Bade'nin eşyalarını toplamaya geldim." Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim.
"Ailesi olarak" dediğimde gözlerinden binbir duygu geçti. Suratına bakmak bile beni sinirlendiriyordu.
"Vicdan mahkemen başlamış sanırım " derken adımları Bade'nin odasına yönelttim. Hiçbir şey söylemedi. Odaya girip arkamdan kapıyı kapatmamla gözyaşlarımın akmasına izin verdim.
Hala Bade gibiydi burası. Sadece iki yılı aşkın süre kullanılmamanın verdiği sessizlik vardı. Bu odada kaç gece kendini yiyip bitirmişti kim bilir. Hızlıca gözyaşlarımı silip Bade'nin dolabın kenarına koyduğu valize alıp yatağın üstüne açtım. Her yeri toz içerisindeydi. Kimse girmeye cesaret edememişti sanırım odaya .
Başta kıyafetler olmak üzere kuzenime ait ne varsa toplamaya başladım eşyalara fazla odaklanmamaya çalışıyordum yoksa ağlamaktan hiçbir şey yapamazdım.
Kenarda bir poşet açıp kızların hediye verdiği şeyleri onun içine atıyordum.Dolaptan sonra masanın üstündeki eşyaları topladım. Son olarakta yatağın yanındaki ikili küçük cekmeceyi açtığımda gördüğüm şeyle güçlükle ayakta tuttuğum bedenimin yere çökmesine izin verdim.
Benim ona aldığım tüm hediyeler bu çekmecedeydi. En üstündede ikimizin liseye giderken çektirdiği bir fotoğraf vardı.
Onu çok özlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kadeh Gökyüzü
Ficção Adolescente(Tamamlandı.) Özür dilerim" kendimden nefret ediyordum ." Özür dilerim" hayatım burda bitebilirdi daha fazlasını istemiyordum. Bn savaşmayacaksam kimseyi üzmeyide istemiyordum. "Ayana" "Lütfen yardım et." Bu benim en güçlü çığlığımdı sesim çok aciz...