Bölüm 9

12 7 5
                                    

İçinizin buz tuttuğu anlar vardır ve bir türlü ısınamazsınız teselliler sıcak sarılmalar anlamsız ve boş gelir yüzünüz ifadesizdir size söylenenler zihninizde yer etmez ve kendi benliğinizde boğulursunuz.

"Bade" diyen Ayana'yla gözlerimi ona çevirdim.

"Binsene" dediğinde arkaya Asel'in yanına oturdum. Ayana öne Azra'nın yanına geçti. Araba yavaşca hareket ederken gözlerim hastanenin göz alıcı tabelasında kalmıştı. Kafamı cama yasladım sanki şuan hiçbir şey beni yoramaz gibiydi yorsada umursamaz gibiydim.

"Üşüyor musun Bade" Asel bunu söyleyene kadar kollarımı kendime sıkıca doladığımın farkında değildim. Cevap vermedim. Temiz kıyafet getirdiklerinde bir kapşolluda getirmişlerdi Asel usulca üzerime örtü. İlk defa bu kadar sessizdik sanki hepimiz içimizde kendimizle bi sorgu halinde gibiydik.

evin önüne geldiğimizde arabadan inmeyi hiç istemiyordum.

Kaçmak yok.

Zihnimin derinliklerindeki sese ayak uydurup arabadan indim. Azra bana destek olmak istercesine koluma girdi. Rahatsızdım ama ses çıkarmadım artık neyin doğru olduğu bilmiyordum. başımda ufakta olsa hala bir ağrı vardı zihnimin içinde milyonlarca ses vardı.

Eve girdiğimizde olanlar zihnimde bir kez daha canlandı.

"Ilık bir duş al sonrada güzelce uyursun"diyen Ayana'yı başımla onayladım. Banyoya girdiğimde üstümdeki tişörtü sıyırıp bi kenara bıraktım. Aynada kendime baktığımda harap haldeydim. Saç diplerim uçlarından çekiştirdiğim için çok acıyorlardı. Hızlıca odama gidip çekmecedeki makası aldım oturma odasında oturan kızların yanına gittim beni görünce doğrulur gibi olsalarda onlardan hızlı davranıp Ayana'nın önüne oturdum.

"Kes lütfen" Derken makası eline tutuşturdum.

"Bade" dedi usulca böyle olmaz dercesine. Dudaklarımı güçlükle oynattım.

"Lütfen" dediğimde beni usulca kaldırıp banyoya götürüp yere otutturdu. Asel ve Azra kapıdan bizi izliyorlardı. Ayana suyu ayarlayıp saçlarımı ıslattı.

"Tenin buz gibi" dediğinde sesi çok uzaktan geliyor gibiydi.Saçlarımı yumuşakca tarayıp başımı dik tutmamı sağladı.

ağlamayacağımı düşünsemde ilk makas sesini duyduğum an gözyaşlarım çeneme doğru inmeye başladı. Ayana duraklayınca titreyen sesimle konuştum.

"biraz daha" itiraz etmeden biraz daha kesti durmasına izin vermedim.

"Biraz daha" ellerinin titrediğini görebiliyordum ama durmadı bana ayak uydurmaya çalışıyordu.Kurtulmak istiyordum, boğuluyor gibi hissediyordum.

Azra yanıma diz çöküp araya girdi.

"Bade yeter bu kadar " dediğinde ona hiç bakmadım.

"Biraz daha" dediğimde Ayana ağladığını belli etmeden banyodan çıkmaya çalıştığında bileğinden yakalayıp onu durdurdum.

"lütfen" dediğimde göz yaşlarını elinin tersiyle silip konuştu.

"Hayır bu kadarı yeterli " dediğinde bileğini daha güçlü sıktım.Yeterli hissetirmiyordu.

"Bana yardım ediceğini söylemiştin " Bakışlarımı yere diktim.Dizlerimi biraz daha kendime çektim.

"Lütfen" dediğimde kendini zor tutarak tekrardan kesti o gece kaç defa biraz daha dediğimi hatırlamıyordum ama saçlarım kısacık olmuştu. Kızlar banyodan çıktıktan sonra aglamam şiddetlenmişti ama beni en çok kahreden ise kapının ardında onlarında usul ağlamalarını duymamdı.

Ertesi gün hiç odamdan çıkmadım kızlar sabah kontrole geldi uyuyormuş gibi yaptım onlar gittikten sonra bile siyah perdelerimi açmadım ince örtümün altında sonsuza kadar kalmak istiyordum. akşam olduğunda kızlar eve geldi odamın kapısı tıklatıldı gelen Ayana'ydı.

"Pizza alıp geldik kalkta bir şeyler ye" dediğinde ona bakmadan cevap verdim.

"Aç değilim" ısrar etmedi içimden ona minnet duydum.

Bu ruh halim kabuğuma çekilme durumum günlerce sürdü artık kızlara cevap bile vermiyordum.Mehlika günlerce gelip gitmişti tek kelime konuşmadım. Ayana yatmadan önce kitaplarını benim odamda okumaya başladı Asel sabahları makyajını benim odamda yapıyordu Hümeyra tepki vermesem bile gün içinde kafede olanları bana heyecanla anlatıyordu herkes kendiye birlikte benide ilerletmeye çalışıyordu. Azra bazı geceler yanımda uyuyordu bana hiç dokunmadan uçta yatıyordu. Kapımı kapatıp kitleyemiyordum çünkü Asel depresif ruh halimden ürküp kapıyı kısmen sökmüştü. Her anla onlarlaydım ama değildim aynı zamanda. Geceleri kısa saçlarımın okşandığını sesizce koridorda fısıltılarını duyuyordum öyle anlarda dahada saklanmak istiyordum.

Aralarına geri dönmek istiyordum ama bir şey beni durduruyordu sanki böylesi daha iyiymiş gibi.

Mehlika çoğu akşam olduğu gibi yemeğe gelmişti.

"Bade yemek hazır gel hadi" her akşam bunu söylemekten yorulmuyorlardı ona cevap vermedim. Bir anda bi uğultu oluştu.

"Ayana sakin ol" diyen Asel'di. Uzun zamandır açmadığım perdelerimi Ayana bir hışımla açtı şehrin ışıkları gözümü alıyordu. Üstümdeki örtüyü hızla çekip beni ayağa kaldırdı tutuşu sertti.

"Canını yakıyosun" diyen Mehlika'yı umursamadan beni cama doğru çekiştirdi. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.

Canına tak etmişcesine konuştu.

"Bak dışarı!" dediğinde bakışlarımı usulca dışarıya çevirdim.

"Ne görüyorsun ha! Hayat devam ediyor sen durdun dibe battın diye seni beklemiyor anlıyor musun?!" anlamamı ister gibi kelimeleri bastırıyordu. Beni çevirip kızlara döndürdü Gaye hariç hepsi buradaydı.

"Bak bu insanlar günlerdir senin girdiğin kuyudan çıkmanı bekliyor ama sen dışarda seni böyle bekleyip sabır gösteren insanları yok sayıp dahada batıyorsun!" kendine hakim olamıyor gibiydi.

"Söyle bana bunun neresi doğru ha!" kelimler boğazımda düğümlenmişti. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

"Ne zaman bize döneceksin ne zamandır pes etmek senin için bu kadar kolay oldu" kızlarla kendini gösterdi.

"Bu kadar insan sana ışık tutarken hala nasıl yalnızım diyip kendine böyle zarar verebilirsin!" ona doğru bir adım attığımda geriye gitti hepimiz ağlıyorduk. Böyle olmasını istemiyordum.

"Benim tanıdığım Bade bu değil anlıyo musun?" Günlerdir o Bade'yi içimde bir yerlerde arıyordum.

"Özür dilerim" dediğimde yüzüme doğru bağırdı.

"Özür dilemeyi kes artık özrüne değil sana ihtiyacımız var!"dediğinde gözyaşlarım görüşümü kısıtlasada hızlıca Ayana'nın beline sarıldım hıçkırarak ağlıyordum Ayana kollarını bana sarmasada dahada sıkı sarıldım çok geçmeden oda sıkıca bana sarıldı biz daha öncede sarılmıştık ama ilk defa bunu tüm iliklerime kadar hissediyordum yalnız değildim tek başıma halletmek zorunda değildim saklanmak zorunda değildim ait olduğum insanlar vardı hayatımda.

Gözyaşlarımın arasında konuştum.

"Teşekkür ederim" iki kelime tüm dünyaya bedel olur mu? Olurmuş.


All of your friends have been here for too long

They must be waiting for you to move on...

Bir Kadeh GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin