Bölüm 10

9 5 1
                                    

Eğer zihninizdeki düşünceler hala sizinleyse dünyanın öteki ucuna gitmeniz hiçbir şeyi değiştirmez. Göz kapaklarınız hala aynı ağırlıkları taşırlar. Bunu çok iyi bilmeme rağmen  yemekten sonra Mehlika'nın ortam değişikliği iyi olur adlı ısrarıyla bi kaç parça eşya mı sırt çantama gelişigüzel koyup odamdan çıktım.

"Senin araban daha tamirde mi?" Diyen Ayana'ya iç çekip başını salladı.

"Hiç deme"

"Ben sizi bırakayım o zaman"demesiyle Azra'da öne atıldı.

"Bende geleyim ya hava almış olurum" onlara göz devirdim.

" Madem hep birlikte gidiyoruz her yere benim neden ortam değistirmeye ihtiyacım var ki Mehlika bizde kalsın." Dediğimde Azra ters ters bakıp konuştu.

"Biz sizi bırakıp gelicez çok konuşma sen." Ona arkamı dönüp Asel'e sarıldım.

"Dikkat et kendine" dediğinde başımla onaylayıp ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Karşı daireden Hümeyra yanımıza gelirken kızlarda ayakkabılarını giymiş ardından da kapıyı çekmişlerdi.

Hümeyra kollarını bana sarınca oflayarak konuştum.

"Ölmeye gitmiyorum" dememle yumruk yaptığı elini yavaşca göğsüme vurdu.

"Tövbe de yiğidim" dediğinde kızlar kahkaha atmaya başladı. Kendimi güçlükle Hümeyra'nın kollarından sıyırdım. Biz merdivenlerden inerken hala oyunculuğunu sürdüyor olmayan gözyaşları siler gibi yapıyordu.

"Bi mektubu bana çok görme " dediğinde zor bastırdığım gülümsemem ortaya çıkmıştı. Dışarı çıktığımızda Azra ve Mehlika yanımdan hızla geçtiler ne yapmaya çalıştıklarını anladığımda başını iki yana salladım.

"Azra ben oturayım öne dönüşte binersin sen zaten "

"Hayır ya" Mehlika kapının koluna daa çok yapıştı.

"Nolurrr" Azra onun haline dayanamamış olacak ki elini çekti.

"İyi be otur" diyerek arkaya yanıma yerleşti. 

Yol boyu kendi aralarında konuşsalarda ben dahil olmadan yolu izlemeye başladım. Arabayla çokta uzak olmayan eve vardığımızda Mehlika kızları kahveye çağırmıştı.

  Azra'yla Mehlika kahveleri hazırlarken ben ve Ayana mutfağın balkonunda oturmuş şehri izliyorduk.

Ayana'nın yüzümdeki bakışlarının anlamını biliyordum.

"Söyle" dediğimde afallamıştı.

"Anlamadım." Bakışlarımı anlık ona değdirip tekrardan manzaraya döndüm.

"Diyorumki ne söyleyeceksen söyle?" Konuşmamız kızların kahvelerle gelmesiyle yarıda kesildi. Bana uzatılan kupayı alıp ayaklarımı oturduğum sandalyede iyice kendime çektim.

"İlk defa akşam balkonundan manzaraya bakıyorum baya güzelmiş" diyen Azra'yla Mehlika gülümsedi.

"Bade sağolsun evi tutmakta karasız kaldığımda gece manzarası güzel olur demişti." 

Manzara gerçekten güzeldi evlerin beyaz ışıkları sokak lambalarının ışıklarına karışmış küçüklü büyüklü evle insana tuhaf bi huzur veriyordu.

Üçünün birbirleriyle sürekli bakışmaları içtiğim kahveden zevk almamı engelliyordu hoş kahveyide sevmezdim ama bu aralar umursamayı bırakmıştım galiba insan yorgun olunca hayatın nasıl ilerlediğiyle ilgilenmiyodu.

Kupayı dördümüzün ortasındaki masaya bırakıp konuştum.

"Sizi dinliyorum." Dememle hepsi yerinde rahatsızca kıpırdandı.

Bir Kadeh GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin