Uyuduğum için ne kadar olduğunu tam bilmesem de bir süreliğine geçen ağrım, yatağımda hissettiğim hareketlilik yüzünden uyanmam ile tekrar kendini fark ettirmişti. Zihnim yavaş yavaş ayılıyordu ve bunun sebebi hemen yanıbaşımdan gelen tıkırtı sesleriydi. Bu Akgün'dü, gelmişti!
Ardından yatağın sırtıma dönük kısmı çöktü ve yanıma yattı. Bildiğiniz yanıma yatmıştı!
Tahminimce önce elindeki poşetleri -elinde poşet olduğunu gelen seslerden anlamıştım- herhangi bir yere bırakmıştı. Sonrasında çöken yatak da yanıma uzandığının habercisiydi. Önce biraz hareketlendi, yüzüm pencere tarafına dönük olduğu için göremiyordum ama rahat bir pozisyon almak için uğraştığı belliydi. Sonunda uygun pozisyonu bulmuş olacak ki hareketleri sınırlandı. Artık oda da yalnızca benim ve onun ,bizim, nefes sesleri duyuluyordu.
Ben henüz yanıma yatmış olduğu gerçeğinin verdiği heyecanı atlatamadan tek elini belimde hissetmiştim. Eli yavaşça karnımın biraz aşağısına doğru kaydı ve orayı okşamaya başladı. Dairesel hareketlerle okşuyordu karnımı amacı ise belliydi: Karın ağrımı geçirmek istiyordu ve oluyordu da ağrımın ufaktan geçmeye başladığını fark etmiştim. Belki de psikolojikti ama sonuç değişmiyordu. Bana ilk günkü gibi iyi gelmişti. Yine ve yeniden.
Görmek istiyordum elinin belimde nasıl hareket ettiğini ama benim uyuduğumu düşünüyordu. Hoş neden saklamaya çalıştığımı da bilmiyordum ya.
Birden karnımın etrafında dolaşan eli sıkılaştı ve ani bir baskı ile beni kendine doğru çekti. Artık sırtım göğsü ile bir bütün olmuştu. Nefesi ise ensemden kulağıma kadar her yerdeydi. Ve birden odanın içinde nefeslerimizi aşan bir ses duyuldu. Onun sesini duydum.
"Uyanık olduğunu biliyorum," ve ekledi. "Alçin."
Kalbim az sonra havaya süzülecek bir kuş misali kanat çırpıyordu, midemde kelebekler uçmuyordu belki ama mini minnak kediler horon tepiyordu ve aklım... Onu sormayın o bir yerlerde kendine bir hamak bulmuş tatil yapıyordu şu anlık.
Bu ses kesinlikle daha önce duyduğum herhangi bir sese kati suretle benzemiyordu. Eşi benzeri yoktu ve harikaydı. Betimlemesini yapmak bile o kadar zor geliyordu ki... Ah keşke duyurabilseydim size de.
Uyandığımı nasıl anladı diye sormak saçma olurdu. Şayet kalbimin çırpınışları metrelerce öteden bile duyulabilirdi. Ama şimdi önemli olan ne tepki vereceğimdi.
"Uyanığım."
Ne kadar da kısık çıkmıştı sesim. Her türlü haksızlığa gür bir sesle karşılık veren ben kalbime yapılan bu haksızlığa nasıl da ürkekçe karşılık vermiştim. Kalbim isyan ediyordu, isyanı ise nefeslerimi kesercesine kuvvetli atmasıydı. Ama şikayetim yoktu, bu garip ve ilk kez duyduğum heyecandan yeteri kadar hoşnuttum.
"Karnın ağrıyor mu hala?"
Heyecanı zor da olsa bir kenara bıraktım, konuşurken kekelemek istediğim son şey bile değildi.
"Evet, birazcık."
Sesim mırıltı gibi çıkmıştı muhtemelen ama o duymuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/337302151-288-k304966.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞSAVCI || Yarı Texting
AdventureYaş farkı vardır, dikkate alarak okuyun. Karakterlerime gelen en ufak hakarette engellenirsiniz. Siz: adınız lütfen bayım :) 0535*: Karşılığında bana ne vereceksin? Siz: ne istersiniz? 0535*: Fotoğrafını istesem ileri gitmiş olur muyum? Siz: bilmem...