Akgün'ün attığı mesajdan sonra oyalanmadan yerimden kalktım ve onu bekletmemek adına hızlıca odama gidip hazırlanmaya başladım. Dolabımdan elime gelen bol bir eşofmanı ve crop tarzı dar bir badiyi aldım. Üstümdeki gündelik kıyafetleri çıkarıp seçtiğim takımı giydim.
Hazır olduğumda odamın ışığını kapatıp koridora çıktım. Başka yanan ışık var mı diye kontrol ettiğimde hepsinin kapalı olduğunu anlayınca kapıya çıkıp yan taraftaki portmantodan minik bir kol çantası alıp içine anahtarlığımı ve telefonumu koyduktan sonra ayakkabılarımı giyerek kapıyı ardımdan kapattım.
Merdivenleri kullanarak aşağı indiğimde evin karşısındaki Akgün'ün olduğunu bildiğim arabaya doğru güler yüzle ilerlemeye başladım. İçeride beni bekliyor olmalıydı, camlar filmle kaplı olduğu için göremiyordum.
Arabanın önüne geldiğimde ön koltuğun kapısını açıp gülümseyerek içeri girdim. Arkamdan kapıyı da kapattığımda dönüp Akgün'e gülerek selam verip sarılmayı hedefliyordum fakat Akgün telefonla konuşuyordu ve yüz ifadesi de pek güzel bir haber almış gibi durmuyordu.
Saniyeler sonra karşı tarafta her kim varsa ona hitaben konuştu.
"Hangi hastane, tamam yarım saate oradayım." Duyduğum hastane kelimesi ile tüylerim diken diken olmuştu. Yutkunup alelacele arabayı çalıştıran Akgün'e sordum.
"Akgün ne oluyor? Ne hastanesi?" Korku dolu gözleri ile bana döndü.
"Annem... Kalp krizi geçirmiş. Evine gitmek ister misin?" Şaşkınlığımı atlatamadan anında kafamı iki yana salladım.
"Hayır tabii ki, senin yanında olacağım." Gözlerime sadece baktı, bir şey demedi ama o bakışı bana yetti. Yalnızca kafa sallayıp gaza bastı. Ana caddeye çıktığımızda saniyelik bana baktı ve tekrar yola dönüp kemerini bağlamamı söyledi mırıldanarak. Dediğini yapıp henüz farkında olmadığım kemerini bağladım.
Çok fazla olmasa da trafik vardı ve bunun Akgün'ü sinirlendirdiğini anlamak hiç de zor değildi. Bu ister istemez beni de geriyordu çünkü onu sinirli görmeye hiç alışık değildim. Bir anda hafif sesli bir şekilde küfür edip camı açtı.
"Sikeceğim şimdi, böyle işi." Nefes alamıyormuş gibiydi. Ben ona iyi gelebilecek ne söyleyebilirim diye düşünürken arka taraftan önce korna sesi sonra da bir adamın kalın sesi duyuldu.
"Kardeşim ilerlesene!" Adamın bağırarak söylediği şeyle Akgün resmen sinirden kızardı ve camdan kafasını çıkarıp arkadan gelen ses kime aitse ona bakıp bağırmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞSAVCI || Yarı Texting
AdventureYaş farkı vardır, dikkate alarak okuyun. Karakterlerime gelen en ufak hakarette engellenirsiniz. Siz: adınız lütfen bayım :) 0535*: Karşılığında bana ne vereceksin? Siz: ne istersiniz? 0535*: Fotoğrafını istesem ileri gitmiş olur muyum? Siz: bilmem...