30. Bölüm

13.7K 1K 458
                                    

İçinde bulunduğum durumun da getirisi olarak ellerim ve bacaklarım zangır zangır titriyor, sırtımdan aşağı soğuk terler döküyordum. Akgün ile beraber yaklaşık on beş dakikadır ilçe emniyet müdürlüğünün ilerisinde boş boş bekliyorduk.

Akgün, bir adım atmam için beni ikna etmeye çalışırken ben de onu geri eve dönmek için ikna etmeye çalışıyordum. Alacağım sert tepkilerden korkuyordum ve Akgün bunun gereksiz endişe etmemden ibaret olduğunu söylüyordu. Tek yapmam gereken şey cesaret edip bir adım atmaktı ama yapmıyordum.

Akgün ile beraber buraya gelmeden önce görüşmek istediğim abilerimin hâlâ burada çalışıp çalışmadıklarını kontrol etmiştik. Hepsi buradaydı.

"Akgün gitsek daha iyi bence." Utandığım için yüzüne bakamıyor, ayaklarımı yere sürterek oyalanmaya çalışıyordum. Derin bir nefes aldığını işittim. Ardından elini çeneme götürüp yüzüne bakmamı sağladığında pes etmişlikle hareketlerimi durdurdum ve dakikalar sonra gözlerine baktım.

"Yavrum buraya kadar geldik hadi gel girelim içeriye, bir şey olmayacak diyorum." Onun için söylemesi kolaydı tabii.

"Bak benimle konuşmak bile istemeyecekler, belki de beni çoktan unutmuşlardır."

"Alçin öyle olmadığını sen de biliyorsun. Kendin dedin öz abilerim gibilerdi diye. İnsan hiç öz kardeşinin varlığını unutur mu?" Gözlerimi kaçırıp ofladım.

"Ama ben onları terk ettim. Numaramı değiştirdim, adresimi değiştirdim, kendimi değiştirdim... Bana ulaşamasınlar diye elimden gelen her şeyi yaptım."

"Pekâlâ o zaman şöyle yapalım. Girelim içeriye, önce ben bir konuşayım. Eğer dediğin gibi ters bir tepki verirlerse konuşmazsın. Anlaştık mı?"

Birkaç saniye kadar sessiz kalıp kafamda olup olmayacağını tarttım. O sırada Akgün sorusunu yineledi.

"Anlaştık mı ufaklık?" Cevabımı vermeden onu kafamı sallayarak onayladım.

"Anlaştık."

"Hadi gel o zaman." Diyerek eli çenemden çekti ve tutmam için elime uzattı. Bekletmeden tuttum ve onun da yardımı ile merdivenleri tırmanıp içeriye girdik. Girdiğimiz anda tanıdık gelen koridorlar burnumun sızlamasına sebep oldu.

Duvar boyaları değişmiş, bir sürü yeni şey eklenmişti.

Ben geri planda beklerken Akgün birkaç kişi ile konuşup aradığımız adamları nerede bulabileceğimizi sormuştu. Ve az önce öğrendiğim bir şey ise Sancar abimin baş komiser olduğuydu. Kendine özel bir odası olduğu için bulması en kolay kişi olarak onun yanına gitmeye karar verdik. Sorduğumuz kadının tarif ettiği koridora gidip önünde 'Baş Komiser Sancar Yiğiter' yazan kapının önünde durduk.

Akgün bana bakıp sorun yok dercesine gülümsedi ve kapıyı tıklattı. İçeriden gelen tanıdık ses kalbimin hızla atmasına sebep olmuştu. O kadar özlemiştim ki hepsini. Burnumda tütüyorlardı.

BAŞSAVCI || Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin