Yin ve Yang

455 27 2
                                    

Yin ve Yang’ın temel anlamları şeylerin güneşe olan konumlarıdır. Yang güneş alan taraf, Yin de gölgede kalan taraf anlamına gelir.Yin ve Yang iki karşıt gücün bir arada bulunmasıdır. Sıcak ve parlak olan şeyler Yang; soğuk ve karanlık olan şeylerse Yin’dir. Yin ve Yang arasındaki özel etkileşim Çin felsefesine göre her şeyin varlığını belirler.
Denir ki; uzun ömür, huzur ve mutluluk, sevgi ve iyilik hepsi Yang’dadır ve bunlar ‘’başlangıç’’ olarak adlandırılır. Ve denir ki; ölüm ve yıkım, hayal kırıklığı, azap ve cezalandırma Yin’dir ve bunlar ‘’son’’dur.

Yang mutlaka Yin ile biter, Yin sona ulaştığında mutlaka Yang’a döner.


Yang mutlaka Yin ile biter, Yin sona ulaştığında mutlaka Yang’a döner

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Roma’dakine oldukça benzeyen bej renkli bir evin önünde içinde bulunduğum arabadan indim. Benimle birlikte diğer arabalardaki kişiler de inmişti. İndikten sonra kapının önünde dikilip 3 katlı bu evin dış mimarisin incelerken arkamdan Henry yaklaştı. Başımı hafifçe ona çevirdim. Arkadaşça olduğunu bile söyleyebileceğim bakışlarla tatlı tatlı bana bakıyordu. Sol elini kaldırıp sürgüsü açılmış demir kapıdan geçmem için bana reverans yaptı.

Bakışlarım kısa bir süre girişe takılsa da ilerlemeye başladım. Arkamdan geliyordu. Kokusunun asla azalmadan beni takip etmesinden hissediyordum ardımda olduğunu. Vanilya ve limon kabuğu… En sevdiklerimden...  Belki sadece kafam karışıyordu ama kokusunu artık yavaş yavaş çözebildiğimi fark ettim. Yumuşak çimlerin ayaklarımın altında ezilişi ile bahçeyi bitirdikten sonra alçak birkaç merdiveni çıkarak yeden yüksekteki evin avlusuna vardım. Sonrasında tekrar tereddüt etsem de Henry parmak uçlarıyla belimden yavaşça öne doğru itti. İçeri girdiğimde buranın gerçekten anlamda Roma’daki eve çok benzediğini fark ettim. Sanki Henry, konfor alanından ve güvenli hissettiği yerlerden uzaklaşmak istemiyormuş gibi neredeyse aynı şekilde dizayn etmişti burayı da. 

-‘’Odana da bakmalısın.’’

Başımı tekrar arkama, Henry’e doğru çevirdim. Tebessüm ederek arkamı döndüm ve merdivenleri çıkmaya başladım. İkinci kata ulaştığımda bu katın da bir önceki eve benzediğini fark ederek odam olduğunu tahmin ettiğim kapıyı açtım ama biraz ilerlediğimde elim kapının kolunda kalakalmıştım. Burası gerçek odama benziyordu. Benim odama…

-"Evim."

Fısıltıya benzer çıkan sesim şaşkınlık doluydu. Kapının kolunu yavaşça bırakarak ağır adımlarla içeri girdim. Solda girişte beş çekmeceli şifonyerim ve üstündeki Herkül heykellerim ve yanlarındaki kızıldereli heykelim, kafatası figürüm, bitkilerim, çektiğim fotoğraflar ve onları yapıştırdığım mantar pano, parfümlerim…

Tam karşımda gerçeğinden farklı olarak cam bulunuyordu. Bunun yerine oraya astığım onlarca fotoğraf ve tablolar sağdaki tek kişilik minik yatağın üzerine asılmıştı. Yatağımın üzerinde pelüş oyuncaklarımı görmemle onlara doğru atıldım. Pelüş köpeğime ve kuzuma sarılırken gözlerim;  kapıda dikilmiş, gülen gözlerle beni izleyen Henry’i buldu.

GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin