Bütün Yollar Roma'ya Çıkar

530 31 4
                                    

Omnibus viis Romam pervenitu
Bütün Yollar Roma'ya Çıkar

Rivayetlere göre Bizans İmparatoru Büyük Konstantin (272-337) 6 yıl sürede büyük ve modern bir şehir inşa eder. Bu şehir Yeni Roma, yani Konstantinople, yani İstanbul'dur. Baş mimar Leontius’un fikri ile İsa’nın dokunduğu taş olarak kabul edilen Milion Taşı Kudüs'ten getirilir. Ayasofya'nın karşısına yerleştirilir. 1453 yılına kadar o taşın bulunduğu yer artık dünyada (0) noktasıdır. Onun için "Bütün Yollar Roma'ya çıkar", sözü Nouva Roma- Yeni roma yani Konstantinople yani İstanbul için söylenmiştir.

 Onun için "Bütün Yollar Roma'ya çıkar", sözü Nouva Roma- Yeni roma yani Konstantinople yani İstanbul için söylenmiştir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Yaklaşık iki saat sonra tekrar malikanedeki odama Kızıl Azman refakatçiliğinde götürülmemin ve tekrar odama kilitlenmemin üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Henry’i bir haftadır hiç görmemiş, evin içinde sesini bile duymamıştım. Kendimi bazen nereye gittiğini, ne yaptığını düşünürken buluyordum ama bunu fark eder etmez de hemen etrafımdaki başka şeylere odaklanıyordum.

Ben ise bir haftamı yoğun mutsuzluk ve umutsuzlukla geçirmiştim. Henry’nin yaptığını bildiğim şekilde birkaç gün önce odama okumak istediğim ama bir türlü başlayamadığım kitaplar ve ders kitaplarım gelmişti. Bunların içinde Roma’ya gelmeden önce yarım bıraktığım romanımın da içindeki ayracımla birlikte gelmiş olması kafamı karıştırmıştı. Her ne kadar kendimi meşgul edecek ve rahat edeceğim her şeyim sanki elimdeymiş gibi görünse de oldukça kasvetliydim. 

Özgürlüğümün sanki seçim hakkı bendeymiş gibi elimden alınması içinde bulunduğum durumu iyice zorlaştırıyordu. Etrafımda olan biten şeyler zaten yeterince olağan dışı ve korkunç değilmişçesine üstüne bir de ailem zorla uzaklaştırılmıştı. Belki annem feryat ederek ağlamıştı belki eniştemin kafasına silah dayanmış, belki ablamın bakıcısına bıraktığı çocukları tehdit aracı olarak kullanılmıştı. Belki bizimle Roma’da olmayıp kendi ülkesinde tatile çıkmış ablamı bile bulmuştu. Aileme yapabilecek olduğu şeyleri düşündükçe ondan daha çok korkuyordum fakat duygularımla ilgili normal olmayan kısımlarda vardı.

Bir yanım sanki güvende hissediyor gibiydi. Bunu geçtiğim bir hafta içinde zor olsa da kendime itiraf edebilmiştim. Aktörün bana olan davranışları - tek bir olay hariç, kendime bunu hatırlatıp duruyordum böyle zamanlarda- zarar vermekten oldukça uzak hatta rahat ettirmeye tehlikenin o olmadığını hissettirmeye yönelikti.
Hayatım boyunca hissetmediğim bir güven duygusu geliyordu Henry yanımdayken. Sanki ne olursa olsun o bana baktığı zaman her şey düzelecekmiş gibiydi…  Bana bakarken kısa zamanlarda ve nadiren oluşan parıltılar… Stockholm Sendromu mu yaşıyordum acaba? Kesin öyleydim...

İç çekerek kendimi oturduğum yatakta geriye atarak yatar pozisyona geçtim. Tam ellerimi karnımın üzerinde birleştirmiştim ki kapım tıklatıldı. Aniden doğruldum. Kilit döndü ve yarım açılan kapıdan gözleri sımsıkı kapalı şekilde kafasını uzatan Cihan gözüktü.

GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin