Sırların Kamburu

46 4 152
                                    

Selam^^

Yeni bölümümüzdeee harika şeyler olacak! (Bazı şeyler öğreneceğiz.)

Mavi annesini anlatıyor, hayatını. Bu bölümde okuyoruz.

Haftasonu içinde bölüm atamayacak gibiyim, atabilirsem atarım.

İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın!
(donumnoktasii3)

Keyifli okumalarr^^

7. Bölüm - Sırların Kamburu

Sırların ağırlığı, kamburumuzu arttırırdı. Sırlar geçmişten izler taşır, o izler her yerimizi çepeçevre sarardı.

Karşımda bana bakan dört çift göz vardı, en ağırı yeşil olanlardı ve Almira'nın haklı çıkmasını istemediği bakışlarından belli oluyordu.

Ama benim takıldığım tek nokta vardı, ben o sırların ağırlığını taşıyabilecek miydim?

"Hayır, yapmayalım! Ona güvenmiyoruz bile. Bakışlarım Almira'ya döndü ve o an Su'yun eksikliğini daha çok hissettim. Sanki karşımda oturuyor, beni savunuyordu.

"Yapma Almira, ona anlatmak zorundayız. Kimse bilmediği bir şeyi koruyamaz." Kara haklıydı, ben neyin koruyucusuydum?

"Kendini tanıtmadı bile!" Almira'nın sözlerinden sonra ok ile konuşmamın bölündüğünü hatırladım. Onlara kendimi anlatmadan sırlarını bilmem doğru olmayabilirdi.

"O zaman tanıtayım kendimi. Adım Mavi Kasırga, 19 yaşındayım. Altıncı koruyucuyum," sözlerim Almira'nın konuşması ile bölündü.

"Kasırga'mı? Altıncı koruyucu mu? Ne sanıyorsun kendini?" Gözlerimin dolduğunu hissettim, Almira'yı bile sevmiştim.

"O tabii ki Kasırga! Ve altıncı koruyucu. Ve benim yeni prensesim." Kara bana göz kırptı, Almira ona ters bir bakış attı. Ben Anıl'a döndüm.

Anıl bana bakıyordu, gözlerinden bana destek olmak istediği anlaşılıyordu. Geçmişimi bir tek o biliyordu. Su biliyor muydu?

Bu kavga uzasın istemiyordum, lafa girdim. "Adım Mavi. 19 yaşındayım. Ölümden dönerek doğdum, nasıl olduğunu bende bilmiyorum, bunu bana babam anlatmıştı. Annem ben doğduğum gün bırakıp gitmiş, babam bunun suçlusunun ben olduğumu düşünürdü. Ve beni cezalandırmak için her yolu denedi: şiddet, psikolojik şiddet, serum takıp yatağa kelepçeleme, işkence... Evden dışarı adım atamıyordum. Zaten dokuz yaşımda ayaklarımı kullanamamaya başladım. Gördüğüm tek yüz babamındı. Sonra buraya bıraktı ve gerisini biliyorsunuz." Diyerek kendimi tanıttım. Artık geçmiş tam karşımda dim dik duruyordu.

Ses çıkarmıyorlardı. Hepsine tek tek baktım. Kara başını eğmişti, onun yerine kendisi utanıyordu ama asıl utanması gereken o değildi. Anıl elleriyle oynuyordu ve gözleri dolmuştu, öfkedendi. Özgür gözlerime bakıyordu. Almira ifadesizce ağaçlara göz gezdiriyordu, inanmamıştı.

"Peki, annenin neden terk ettiğini biliyor musun?" Özgür'ün sorusuyla ruhum can çekişmeye başladı, saç diplerim acıdı, yaşlar gözlerimi istila etti. Annem içindi, kendim için değildi.

"Annem evlenmek istememiş, babam zorlamış. Ailesiyle, kendi canıyla tehdit etmiş. Zorla yapılar bir evlilikten ben doğmuşum, annem ise alnıma bir öpücük bırakıp kaçmış. Zorlanmayla doğan bir çocuğu istememiş ama o öpücüğü bırakmış. Sanırım sokaklarda yaşamış, sonra ise soğuktan ve açlıktan ölmüş." Kısık sesle anlattıklarım kalbimde çığlık atıyordu, her çığlık kulağımda yankılanıyordu ve bende çığlık çığlığa ağlama isteğimi bastırıyordum.

Dönüm NoktasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin