Selaammm^^
Bugün çok geç attım biliyorum ama yapmam gereken şeyler vardı ve bir kapıda kalma vakası atlattım...
Neyse uzatmayalım...
İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayalım!
(donumnoktasii3)Keyifli okumalar^^
9. Bölüm - Geçmişin Altılısı
Geçmiş, her an karşındaydı, beklenmedik anlarda, görmek istemediğin anlarda ve en güzel zamanlarında.
Şu an, geçmiş ve gelecek.
Biz altı kişi, bir tanesi ruhuyla.
Hepimiz geçmişteydik.
Geçmişin altılısıydık.
Özgür'ün adı söylenmedi, babasının veya annesinin öldüğünü söylemişti.
Onların kim olduğunu anlayabiliyordum, Tunç benim katilimse onların katilleride buradaydı.
Sırtım acıyordu, bacaklarım karıncalanıyordu, ellerim ayaklarıma tutundu. Özgür'ün bana doğru döndüğünü gördüm.
"Evet çocuklar. Ah, pardon, koruyucular. Ya da Kasırgalar. Ve benim biriciğim, değerlim, canım kızım Mavi." Sesler uğulduyor, ellerim titriyor, bacaklarım daha fazla karıncalanıyordu.
Sonra vücudum titremeye başladı, her şey etrafımda dönüyordu, geçmişimle birlikte.
Özgür'ün dudakları haraket etti, onu duyamadım. Sanırım diğerlerine sesleniyordu.
Birden görüş açıma üç tane insan girdi, önümüze etten duvar ördüler. Daha fazla titredim.
Özgür önümde diz çöktü, ellerini bacaklarımın üstündeki ellerimin üzerine koydu. Konuşmuyordu, onu duyamadığımı biliyor muydu?
Sonra kulağıma doğru yaklaştı, "Mavi, sakin ol." Sanki uğuldamaları bastırdı, sanki ellerim titremeyi bıraktı, sanki korkularımı sihirli bir değnekle yok etti.
Kulağımdan uzaklaştı, "Bak, nefes al, nefesini tutuyorsun." Nefesimi sesli bir şekilde bıraktım.
"Tamam, onlarla savaşmaktan mı korkuyorsun? Korkma, bir şey yapamazlar. Ben buradayım, onlar burada." Vücudumda titremeyi bıraktı.
"Konuşabiliyor musun? Bir şeyler söyle, hadi." Dudaklarımı aralamaya çalıştım ama olmuyordu.
"Mavi, çadırına gitmek ister misin prenses? Hadi, iyi ol Mavi." Kara'nın sözleriyle sanki dünyam karardı. Gözlerimi kapatıp açtım, şu an bayılamazdım.
"Mavi, güzelim, hadi. Onları göndermemi ister misin?" Onlara yenilmeyi göze alamazdım. Kafamı iki yana salladım ve zorlukla konuştum.
"Ben ayakta durmak istiyorum, yardımcı olur musun?" Özgür kafasını olumlu anlamda salladı, belimden tuttu ve Kara'nın yanında yerimizi aldık.
Almira'ya baktım, o da kötü görünüyordu. Özgür baktığım yere bakınca Kara'yı eliyle dürttü. Kara Almira'yı benim az önce oturduğum yere oturttu. Anıl, ben ve Özgür kalmıştık.
"Sanırım kızlarımız biraz kötüleşti, gerçi, şu kız yürüyemiyor diye biliyordum. Ama iyi görünüyor, ayakta duruyor baksanıza." Bu, Kara'nın adını söyleyen adamdı.
"Salak, tutuyor ya şu çocuk. Kafanı çalıştır biraz lütfen." Adam kahkaha attı.
"Hey, buraya neden geld..." Özgür'ün lafı kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Teen FictionO, hayatın getirdiği zorluklara ve birden hayatını alt üst eden dönüm noktalarına alışıktı. Peki, o ormana bırakılmasaydı? O orman dönüm noktasımıydı? O ormana bırakılmasaydı daha iyisini yaşayabilirdi ve daha kötüsünüde. Ama kader, bu yolu seçm...