Selaaaammmmmmmmm^^
Çok sevgili okurlarım, finale yaklaşıyoruz... on yedi bölüm oldu, yirmi bir ya da yirmi iki bölüm olarak planladım. Dönüm Noktası final olduğunda, belki başka başka hikayeler de gelir. Eğer, daha fazla bölüm atmaya karar verirsem, bunu zaten size söylerim.
Bu arada, tüm annelerimizin anneler günü kutlu olsun! Annelerimiz çok önemli, kıymetli ve eşsiz. Onların değerini bilin, olur mu? Sıkıca sarılın.
Bölüme geçelim mi? :D
Keyifli Okumalar!
(Ve bir ricam var, anneler gününü sessizce, usulca kutlayalım. Depremde annesini yolcu eden kardeşlerimiz, küçücük meleklerini gökyüzüne yollayan annelerimiz var.)
17. Bölüm - Her Şey Beraber
Boynumda nefesi, elimde eli, kalbimde kalbi. Aldığı nefesler benim ciğerime doldu sanki. Tüm beynim uyuştu, kalbim ya hızlandı ya durdu, ayırt edemedim.
Kurduğu cümle daha fazla afallamama neden oldu.
Ben sana aşık oldum Mavi.
Kaskatı oldum, heyecan, şaşkınlık ve...
Mutluluk.
Niye mutluydum ki? Bende mi onu seviyordum? Ya da aşıktım? Bunu hiç kendi içimde düşünmemiştim. Düşünememiştim. Fark edememiştim.
Nasıl olurdu ki? Nasıl olurdu bana aşık? Ben aşık olunabilecek bir kız mıydım?
Lâl oldum cümlesiyle, nutkum tutuldu. Ya öldüm ya yaşadım, onun bir cümlesi hem öldürdü beni hem yaşattı.
Onun bir cümlesi, yaşamdı. Onun bir cümlesi, ölümdü.
En sonunda algılarım açıldı. Ama yinede pek iyi durumda değildim. "Ne?" Çıktı dudaklarımdan. O ise haylazca gülümsüyordu. Eli ensesine gitmişti, heyacanlıydı ve sanırım utanmıştı.
"Ne, ne diyorsun?" Sorumla başı eğildi. "Özür dilerim, bir kabustan uyandığında öğrenmeni istemezdim. Ama artık dayanamayacak gibiydim. Ben de söyleyeyim dedim, fena mı demişim?" Özür dileyen kalbini öpmek istedim.
"Hayır, hayır özür dileme. Ben uyusam iyi olacak. Almira'nın yanında yatacağım." Kafasını salladı.
"İyi geceler, Rapunzel." Kocaman gülümsedim bu sefer, gözleri gülüşüme takıldı. "İyi geceler, yeşil gözlü kahraman." Çadırından çıktım. Hızla Almira'nın çadırına girdim.
Derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Elim kalbimdeydi. Almira'nın kıpırdandığını hissettiğimde bakışlarım ona döndü.
Kaşlarını çatmış bana bakıyordu, bu hali çok tatlıydı. "İstemiyorsan gidebilirim." Kafasını hayır anlamında salladı, kolunu kaldırdı. Gülümseyerek kolunun altına girdim. O gece sarılarak uyuduk, uyuduğum en huzurlu uykulardan biri için gözlerimi kapattım.
.
.
.
(Özgür'ün anlatımıyla)
Çıktığı çadırın kapısına bakarken aklımda o vardı, mavi gözleri, kahverengi saçları, dolgun dudakları, çocuksu bakışları ve yüzü.
Gülerken çok güzeldi, uyurken, yürümeye ilk başladığında ki gururlu yüzü. Lunaparkta ona bağırışımdaki kalbi kırık ifadesi öyle kalbime dokunmuştu ki ses tellerimden nefret etmiştim.
Karşısına geçip içimdeki her şeyi dökmek istedim. Ama dudaklarımdan çıkan tek şey "Sana aşık oldum Mavi." Oldu, böyle olmamalıydı. Daha etkileyici olabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Genç KurguO, hayatın getirdiği zorluklara ve birden hayatını alt üst eden dönüm noktalarına alışıktı. Peki, o ormana bırakılmasaydı? O orman dönüm noktasımıydı? O ormana bırakılmasaydı daha iyisini yaşayabilirdi ve daha kötüsünüde. Ama kader, bu yolu seçm...