Selam^^
Gözüm ile ilgili bir sıkıntı vardı, şuan iyiyim.
Son bölümde bana olan sevginiz azaldıysa göz kırpın.
Tamam, kabul ediyorum. Ben kötü kalpli bir yazarım...
Ama ben yapmadım, Almira yaptı gerçekten.
Neyse, bölüme geçelim canım okurlarım.<33
İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın!
(donumnoktasii3)Keyifli okumalar^^
8. Bölüm - Acı Tatlı
En acı şeyler, sevdiklerimizin yaptıklarıydı. Tanımadığın bir insan seni aldatamaz, yalanlar sıralayamaz, bir okla kalbinden vuramazdı.
Kalbimin yandığını, kavrulduğunu ya da çürüdüğünü hissediyordum. Acı tarif edilemezdi.
Sesler uğulduyordu, göz kapaklarım sanki yapıştırılmıştı.
En kötüsü, kalbim okun acısından daha ağır bir acıyla kasılıyordu.
Almira, beni vurmuştu. Bir okla, kalbimi hedef almış, bilerek ya da ellerinin titremesinden dolayı biraz ıskalamıştı. Ölseydim, acıyı hisseder miydim? Ölmüş müydüm?
En son gördüğüm şey, bir çift yeşil gözdü. Özgür'ün gözleri.
Anıl, Almira'nın kolunu sertçe tutmuştu, Kara yanıma koşuyordu.
Ölmekten korkmuyorum demiştim, korkmuyor muydum?
Belki de istemiyordum, belkide...
Bilincimi kaybetmiştim ama sesler uğulduyor, kan kokusu burnuma keskin bir şekilde hücum ediyordu.
Beş ya da on dakika geçmiş olmalıydı, birisinin beni kucağına aldığını hissettim. Anıl olabilirdi, Kara olabilirdi ve Özgür'de olabilirdi. Sanki kanı durdurmak için kalbime bir şeyler bastırılıyordu, ama ok hala oradaydı ve hala kanlar akıyordu...
Dışarıya çıktığımızı keskin soğuk kollarıma çarptığında hissettim. Birden gözlerimi açabildim, uğuldamalar gidiyordu ve sadece acı ile mide bulantısı kalmıştı.
Ok, kalbimi çürütüyordu, zehirli sarmaşıkların kalbimi sarıp sıktığını hissedebiliyordum.
Su, böyle mi hissetmişti?
Gözlerim bulanık görüyordu, bağrışmalar vardı, ben bağıramasam bile kalbim haykırışlarını kulağıma ponpalıyordu.
Kusmak istiyordum, bu acıyı söküp atmak istiyordum.
Bir ses vardı, sanki... Sanki Özgür'ün sesiydi. "Sakın kusma, beni duyabiliyorsun değil mi? Kusma, şuan değil." Kusarsam ne olurdu?
"K...Kusarsam ne olur?" Kusmak istiyordum.
"Sadece, kusma." Bir iş vardı, bir şeyler dönüyordu.
Hala kucağındaydım, bu kadar uzaklaşmış mıydık?
Yürüdük, yürüdük ve yürüdük. Çok uzun yürüdük ya da bana öyle geliyordu. Yolun yarısında koşmaya başladık, sonra sanki merdivenlerden çıktık.
En sonunda bir yere bırakıldım, neresi olduğunu göremiyordum. Etraf bulanıktı.
Sonra kolumda bir acı hissettim, o acıdan sonra tüm bedenim uyuştu ve bilincim ellerimden kayıp gitti...
(Yazarın anlatımıyla \ Almira'nın Mavi'yi vurduğu an)
Almira'nın yayından çıkan ok, Mavi'nin bedenindeydi. Almira, ellerinin titremesinden dolayı Mavi'yi tam kalbinden vuramamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Novela JuvenilO, hayatın getirdiği zorluklara ve birden hayatını alt üst eden dönüm noktalarına alışıktı. Peki, o ormana bırakılmasaydı? O orman dönüm noktasımıydı? O ormana bırakılmasaydı daha iyisini yaşayabilirdi ve daha kötüsünüde. Ama kader, bu yolu seçm...