Selamm^^Yeni bölüüüümmmmm^^
Olleeeyyy dediğinizi duyar gibiyim.
Bu bölüm bütün koruyucularımızın hikayesini öğreneceğiz Mavi'yle birlikte.
Biz Mavi'nin geçmişini az çok biliyoruz, bu sefer daha derinlere inmek ister misiniz?
Mavi annesi ve babasının nasıl evlendiğini de anlatacak bizlere, emin olun annesi ve babasınında kötü bir evlilik şekilleri olmuş, belki annesine hak veririz. Ama sanmıyorum, çünkü ondan nefret etmeye başladığınızı hissediyorum KSLSLAŞAŞŞS.
Babasının geçmişini de öğreneceğiz, ama ileriki bölümlerde, bu biraz sır.
Bu bölüm karakterleri tanımaya yönelik biraz, ve bir kaç sır ortaya çıkabilir.
Meraklanmadan bölüme alalım sizleri<3
Keyifli okumalarr^^
5. Bölüm - Geçmişin İzleri
Yaşam çoğu zaman geçmişin izlerini taşırdı, o izler ya büyür ya küçülürdü. Benim izlerim bu zamana kadar büyümüştü ve bütün vücudumu kaplamıştı.
Her yerim geçmişin izlerinden ibaretti.
Şimdi o izlerin bir nebzede olsa azaldığını hissediyordum karşımdaki manzaraya bakarken.
Benim kardeşim yoktu, eğlenebileceğim bir arkadaşımda. Bunlar ihtiyaç mıydı istek miydi bilmiyordum.
Karşımdaki manzara önce beni şoka soktu, daha sonra ilk defa kahkaha attım.
Özgür'de atmıştı.
Ben ilk defa birileriyle birlikte kahkaha attım, gülümsedim.
Kara yerde sırılsıklam bir şekilde yatıyordu, yüzünü köpekler yalıyordu. Almira'nın elinde bir hortum vardı ve Kara'nın üstüne tutuyordu. Anıl ve Su ise karınlarını tutarak gülüyorlardı.
Ben, Özgür'ün kucağında onunla birlikte kahkaha atıyordum. Kahkaha atıyordum.
Bana kötülüğünden başka hiçbir şeyini vermeyen, beni hep ağlarken gören babamın, beni gülerken görmesini isterdim. O zaman zoruna gider miydi?
Özgür beni odundan sandelyelerin birine oturttu. Kara'nın yanına gitti ve ona da oturmasını söyledi.
Herkesi çağırdı ve masada altı kişi birden oturuyorduk.Ben altıncıydım.
Özgür, "Sizi neden buraya topladığımı sorguluyorsunuz, farkındayım. Hemen açıklayayım, Mavi aramıza yeni katıldı ve ona ne yaptığımızı anlatmalıyız." Almira Özgür'ün cümlesini yarıda kesti.
"Ne demek anlatmalıyız, güveniyor muyuz?" Bu sefer sinirlendiğimi ve üzüldüğümü hissediyordum.
Sanırım artık sinirlenmenin benimde hakkım olduğunu düşünüyordum.
Kendimi savunmayı deneseydim, yapabilir miydim?
"Ona güvenmeliyiz, o artık altıncı. Neden bu kadar ön yargılısın Almira. Hepimiz buraya arabayla bırakıldık, istenmiyorduk. O da öyleydi. İstenmeseydi ve kimsesiz olmasaydı buraya gelmezdi. Ön yargılarını kırmalısın prenses." Kara'ya ciddi konuşmaları yakıştıramıyordum. Sanırım grubun en neşelisi oydu.
"Ben kendimi savunabilirim," dedim bir anda. Bende kendimden beklemiyordum. "Ben yalan söylemem, size zarar vermeyi de istemem. Anlamıyor musunuz? Ben sizde kendimi buldum. İlk defa birisi bana adımı sordu, kabuslarımdan uyandığımda yanıma geldi. İlk defa ben birilerine kardeşim dedim. İlk ve tek arkadaşımsınız. Güvenip güvenmemek size kalmış ama ben size güvendim. İlk gördüğüm anda. Başkası olsa korkabilirdi ama ben güveni hissetmiştim Su'yu gördüğümde." Hepsi bana bakıyordu. Ben böyle savunmaları yapabiliyor muydum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Novela JuvenilO, hayatın getirdiği zorluklara ve birden hayatını alt üst eden dönüm noktalarına alışıktı. Peki, o ormana bırakılmasaydı? O orman dönüm noktasımıydı? O ormana bırakılmasaydı daha iyisini yaşayabilirdi ve daha kötüsünüde. Ama kader, bu yolu seçm...