Selaammm^^
Yeni bölüüüüğğğğğğmmmmmmmm!!!!
Keyifli okumalar!
10. Bölüm - Cansız Ruhlar
Birine güven vermek zordu, güvenmek en zoruydu.
Güvenmek, benim için imkansızında ötesindeydi.
Onun elini tutarken, güven beni çevrelemişti. İmkansızdan daha da imkansız bir şeyi başarmıştım, güvenmiştim.
Özgür'e, güvenmiştim.
Sabah güneşi ışıklarını çadırımdan içeriye doğru tutarken, yüzümü buruşturdum. Uyanmayı istemiyordum, bu da benim için imkansızların arasındaydı.
Elimde hala eli vardı, sıkı sıkı tutuyordu. Güvenin tarif edilemez bir hissi vardı, o elimi tutarken tüm dünya karşıma geçseydi, hiçbir şey olmazmış gibi geliyordu.
Gözlerimi açtım, uykuya dönememiştim. Onu uyurken izledim, kumral saçları dağılmıştı. Yeşil gözleri uyurken görünmüyordu, dudakları aralıklıydı. Hala derin bir uykuda olmalıydı.
"Hey, beni mi izliyorsun?" Şaşkınlıkla gözlerim açıldı, hani uyuyordu ya?
"Ya, sen uyuyordun, ne yapsaydım?" Gözlerini açtı.
"Elini tutarak uyumak çok güzelmiş biliyor muydun?" Kaşlarım çatıldı, nasıl ya?
"Ne, benim elimi tutarak uyumak çok mu güzelmiş? Saçmalama..." Uyumadan önce yaptığı gibi elimin tersini okşadı.
"Huzur veriyor, konuşman, elimi tutman, bana bakman... Huzursun sen..." Bu sefer kaşlarım hayretle havalandı, huzur mu?
"Ben huzur olamam, benim ruhum bile cansız. Cansız bir ruhtan oluşuyorum ben, ölü bir bedenden." Kaşlarını çattı, ellerimize bakıyordu.
"Kendini bu kadar kötü görme, sen gülünce çok güzel oluyorsun. Hep gül, çünkü senin ruhun canlı, canlı ve çocuk." Omuz silktim.
"Kahvaltı hazır mıdır? Uyanmışlar mıdır?" Kafasını salladı. Kucağına almak için ayaklandı. Kucağına aldıktan sonra dışarıya çıktık.
"Hey, neden kimse yok?" Özgür sorum üzerine duraksadı.
"Kimse yok, yemek bulmaya gitmiş olmalılar." İçimde bir his olmuştu.
"Kara'yı ya da Anıl'ı ara, daha sonra Almira'yı." Bana baktı.
"İçin rahat edecekse arayalım." Beni sandalyeye oturttu, telefonunu çakardı ve sanırım Kara'yı aradı.
"Alo, Kara. Neredesiniz?" Karşı tarafı dinlerken kaşları çatıldı. Bana doğru baktı.
"Tamam, geliyoruz." Telefonunu cebine koyarken ben onu meraklı gözlerle izliyordum.
"Bir yer bulmuşlar. Orada oyun oynuyorlarmış." Bu sefer benim kaşlarım çatıldı.
"Oyun mu?" Kafasını aşağı yukarı salladı ve tekrardan beni kucağına aldı.
"Ya, beni taşırken zorlanmıyor musunuz?" Hayır der gibi kafasını salladı.
"Adam, adamı beslemedik!"
"Sen uyurken ben kalkıp besledim." Dudaklarımı büzdüm.
"Kahvaltı yapmadık?" Dudakları yana doğru kıvrıldı.
"Orada yaparız. Acıktın mı?"
"Ya, ben uyumak istiyorum, galiba uykumu alamadım."
"Daha sonra uyursun, Mavi." Kafamı salladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/340309714-288-k353286.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Roman pour AdolescentsO, hayatın getirdiği zorluklara ve birden hayatını alt üst eden dönüm noktalarına alışıktı. Peki, o ormana bırakılmasaydı? O orman dönüm noktasımıydı? O ormana bırakılmasaydı daha iyisini yaşayabilirdi ve daha kötüsünüde. Ama kader, bu yolu seçm...