7

1.4K 56 0
                                    

"Günaydın" diyip girdim odaya.
Alparslan daha yeni uyanmıştı elimdeki topu çaktırmadan yere bıraktım.

İsmail uyuyodu sanırım benım gelmemle uyanmıştı. Neye uğradığını şaşırdı.

" günaydın hemşire hanım hoş geldiniz." Dedi annesi alparslanın.
"Ben çıkıyodum da çıkmadan son bi kontrolleri yapayım da gideyim dedim" diye açıklayıp alparslanın yanına doğru ilerledim.
"Çıkıyo musunuz nereye" diye sordu ismail. Belli ki hala uyku sersemi sanane nereyeyse nereye aa.

"Nöbet sürem doldu" diye cevap verdım bakmadan. Zaten dün akşam yeterince rezil olmuştum. Bi daha gecenın o saatinde kimseyle konuşmama kararı aldım.

" oh oh her şey yolunda çok şükür. Ben şimdilik gidiyorum akşam yine görüşürüz olur mu alparslancım" diyip ayağa kalktım. Tam çıkmaya yöneliyodum ki Alparslan " Anne biliyo musun ben dün gece-" hiih yandık yani ben yanmadım ama ismail yandı sanırım. Bi anda ismaile baktım. Göz göze geldik.

Hemen alparslana bakıp şhht yaptı işaret parmağını ağzına götürerek.

" noldu annecim dün gece " diye sordu annesi merak ederek.
"Unuttum anne" dedi alparslan sonra bana bakıp ağzını fermuar yaptı.
Dayısınada aynısını yaptı bende karşılık verdim. Bi yandan gözüm ismaile kaydı. Oda bana baktı aynısını yapmıştı.

" ben gidiyim artık" dedim kapıya dönüp.

...
Ahh evim evim canım evim. Odama girer girmez yatağa attım kendimi akşam 5 de yine nöbete gitmem gerekiyodu. Hemen yatağa yattım.
...

"Ooo şeyma hoş geldin. Gerçi artık sen bize hoş geldiniz diceksin maşallah her gun burdasın" dedi ahmet gülerek.
Doğru söylüyodu bu sıralar 24 den çıkıp 16 ya 16 dan çıkıp 24 e geliyodum. Hastaneye ben çok uğrayan yoktu.
"Haklısın valla bu ay bütün nöbetleri bana yazmışlar." Dedim gülerek.

İlk iş hastaları bi tur dolaştım. Birkaç ilaç ve birkaç kontrolü yaptım.

Saatler yine 2 ye yaklaşırken "ben bi hahve alayım da geleyim kızlar" diyip kantine indim.

"Bi kahve alabilir miyim " dedım.
"Aa merhaba hemşire hanım" dedi tanıdık bi ses. Kafamı biraz çevirdiğimde kim olduğunu gördüm. İsmail di. Ne işi vardı bu saatte bu adamın burda. Sana ne şeyma ne işi varsa var.

"Merhaba" dedim. Önüme döndüm.
" buyrun beyefendi çayınız " " buyrun hemşire hanım buda sizinki" diyip uzattı kantıncı.
Elimi cebime attım ama kartım yoktu nereye attım ben bunu ya. Allah allah. " bi saniye" diyip diğer ceplerimi de karıştırdım ama yoktu.

"Sorun degıl hemşire hanım sonra hallederız" dedı kantınci. " buraya bi yere koydum ya" dedım ama yoktu of yıne mı ya sureklı kaybedıyorum şu kartı.

"Hemşire hanımınkini de burdan alın" dedi ismail. Ne münasebet ya sen hayırdır. " yok canım şey yapalım" ney yapalım şeyma beynım durdu yıne.

"Burdan geçiyorum" diyip geçti. Hayır ya. Off.
" ne gerek vardı" dedım soğuk bi sesle.
" ben zaten bulcaktım kartı" derken aklıma telefonun arkasına koydugum geldı.
" buldum da zaten" dedım.
"Abartacak bi şey degil alt tarafı bi kahve" dedi.
" siz dün akşam alparslana süt almadınız mı onun yerine sayın" diye ekledı. Ya aynı şey mi.

" Aynı şey degıl" dedım.
" tamam kartı buldunuz sizde bana bi çay ısmarlarsınız ödeşiriz." Dedi göz kırparak. Göz mü kırparak. Pardon bu samimiyet nerden geliyo ismail bey. Ama fikir zekiceydi.
"Mantıklı " dedim.
" ee hadi bi an önce bitirinde alayım yenisini işlerim var daha" dedim.
" hemen mi daha yeni aldim nasıl bitireyim." " hem burda mı" dedi
Burda mı mı? Ya nerde olcaktı.
"Şöyle bi oturayım ozaman ayakta mı bitireyim." Dedi doğru söylüyodu.

"Ee bugun yıne sabah mı gitceksiniz" diye sordu sessizliği bozarak.
" evet" dedım.
Yine sessizlik. E bitir de gidelim daha bir sürü işim var.

"Sabahki sır için teşekkür ederim bu arada" dedı. Böyle konuşursa bitmicekti ama bu çay.
" rica ederim bi şey yapmadım ki" dedim.
"Olur mu canım eniştem duysa bi daha beni bırakıp gitmez." Dedi gülerek. Bende tebessüm ettim.
"Yani ben olsam bende size bi daha emanet edip gitmezdim" dedim gülerek.
"Aa nedenmiş o" dedi sitem dolu bi ses tonuyla.
"Nedeni şu ya ben bulmasaydım allah korusun çocuk o  kadar sizi uyandırmaya çalışmış bide" dedim.
" iyiki siz bulmuşsunuz." "Uyanamama gelecek olursak o nasıl oldu anlamadım. Aslında uyanırdım ama"
Dedi.
" Olabilir" dedim. " ee daha bitmedi mi çayınız" diye ekledim.

"Valla içiyorum ama bitmiyo anlamadım." Dedi. Dudagını büzerek. Yav ben bile bitirdim kahveyı bu nıye bitiremiyo uyuşuk uyuşuk.
Tekrar bi sessizlik.

Saate baktım.
"Aa yarım saat olcak geleli ben artık kalsam iyi olcak hala bitmedi mi çayınız" dedim elindeki bardağa bakarak. Bitimiş.
"E bitmiş niye söylemediniz" dedim.
"Aa bitmiş " diyıp elindeki bardağa Baktı. Bu adam ya fazla avel yada leyla.

"Bi çay bi kahve alabılır mıyız" dedim kantinciye.
"Buyrun hemşire hanım" diyip uzatti.
Çayı ismaile uzatıp kahveyi kendim aldım.
Asansore doğru ilerlemeye başladım. Acele etsem iyi olurdu.
Tam kapanıyoduki. Biri elini uzattı. Aa ismail doğru oda 6. Kata çıkıyodu.

Hemşire Hanım |İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin