15

906 43 2
                                    

İsmail'den

Seslerin geldiği tarafa doğru döndüm. Bi adam bağırodu. Şeymaya
ŞEYMA YA.

O tarafa doğru ilerlemeye başladım. Hala bağırıyodu. Eliyle şeymanın elindeki tepsiye vurdu. Bütün ilaç şişeleri yere düşüp kırılmıştı.
Hızlandım.
Şeymayı iki eliyle itti. Yere cam kırıklarının üstüne düştü. Yetmemişti sinirini çıkarmasına elini kaldırdı vuruyodu ki tuttum.
Şeyma kafasını kaldırdı bana baktı. Ağlıyodu.
Adamı yakalarından tutup vurmaya başladım. Kendime hakim olamıyodum.
"Hayvan herif sen ne yapıyosun"
"Sen kime vuruyosun geri zekalı " sinirim dinmiyodu şeymanın o hali gözünden gitmiyodu.
Yüzüme doğru bi yumruk attı. Dudağım acıyodu.

" İsmail dur ismail"
" ismail nolur dur" şeymanın sesiydi. Hala ağlıyodu.
Yakasını tuttuğum adamı bıraktım.
Şeyma ya döndüm.
"Şeyma iyi misin" " bi şeyin var mı"
Kolundan tutup yanımızdaki oturma yerıne oturmasına yardım ettim.
Eli kanıyodu. "Elin kanıyo" dedim.
Yerdeki pamukları farkettim. Bi tutam alıp eline bastırdım. " canın acıyo mu" dedim ama cevap vermedi.
"İsmail dudağın" dedi. Dudağımın acısını unutmuştum bile.
"Boşver dudağımı" hala ağlıyodu. "Ağlama" dedim.

"İsmail noldu abi" dedi tanıdık bi ses. Mert abiyle altay.
O sırada güvenliklerde gelmişti."Noluyo burda?" Biraz geç kalmadınız mı ya ben yetişmeseydim. Düşünme ismail yetiştin.
"Ben bu adamdan şikayetçiyim bana saldırdı " dedi yerde yatan şerefsiz.
"Sen hala konuşuyo musun lan " dedim sinirle kalkıp.
Derken poliste gelmişti.
" bu adam hemşire hanıma saldırıyodu memur bey " dedim.
"Sizi hastane karakoluna alalım beyefendi " dedi polis memuru.
Nasıl ya o adamı değilde benimi tutklucaklardı.
Diğer adamı da yerden kaldırıp. Getirdiler.

"Bakın memur bey daha kaç defa anlatıcam. Ben oraya gittiğimde hemşire hanımı itip yere düşürmüştü. Tam tokat atıyodu ki ben yetiştim." Hala derdimi anlatmaya çalışıyodum ama yok.
"Bakın ismail bey adam sizin onu darp ettiğinizi söylüyo ve sizde inkar etmiyosunuz" ya napsaydım oyle oturup izlesemiydim. Kafayı yicem şimdi yaa.

"Sizi bi süre nezarethanede tutucaz" şaka mıydı ya.

Aklım şeyma daydı naptı acaba. Eline bi pansuman falan yapmışlar mıdır.
Çok korkmuştu belliydi. Nası yapabilir bu adam bunu ya aklım almıyo kafayı yicem.

Saatler geçmek bilmiyodu.

"İsmail bey serbestsiniz çıkabilirsiniz" nihayet .

"Ah be oğlum bizi korkuttun" dedi babam bana sarılıp.
"Olum çok şükür bee" dedi altay.
"Çok şükür çük şükür" dedim.
Gözlerim onu arıyodu. Şeymayı. Ama yoktu. Ben içerde saatlerdir ondan başka bişey düşünmemişken.
Onun burda olmaması...
Kalbim kırılmıştı. Gercekten sol yanımda bi acı vardı. Bu aşk denilen şey bu kadar acı vermek zorunda mıydı?

"Olum hadi şu dudağına bi pansuman bişey yapsınlarda eve gidelim yeter bu kadar hastane macerası sana" dedi babam.

"Aah!" Hemşire dudağıma pansuman yapıyodu.
Bunu şeymanın yapmasını beklerdim. Ne biliyim en azından merak edip bi uğramasını.
Bu kadar mı sevmiyodu beni.
"Tamamdır ismail bey kalkabilirsiniz" dedi hemşire.

*** 1 gün sonra***

"Tamam altaycım ben zaten yarın istanbuldayım gelince hallederiz hadi görüşürüz" telefonu kapatım alparslanın odasına girdim.
"Aaa dayı geldin mii" dedi alparslan sevinçle.
"Geldim dayıcım hemen özledin mi ya bi günde." Dedim.
"İsmail nasılsın ablacım" dedi ablam.
"He bişeyim yoktu ki zaten ufak bi pansuman yaptılar sadece" dedim.
"Oh iyi iyi" " dikkat etsene kendine" dedi.

"Bu gün dönüyorum artık" dedim sessizliği bozup.
"Hayırdır" dedi ablam. "Yordu mu refakatçilik."
"Yok yormadı da bi an önce antrenmanlara geri dönsem daha iyi olur" dedim. Aynen antrenmanlar ismail. Hemşireye aşık oldum ama o bana olmadı ondan kaçıyorum desene.
Yok aşk meşk bundan sonra ne o öyle koş dur kızın peşinden. Kapattık dükkanı.
"Git git ablacım bizimde zaten durumuz iyiye gidiyomuş inşallah yakın zamanda taburcu oluruz" dedi.

Kapı açıldı. İstemsizce kafamı o tarafa. Çevirdim. Beni görür görmez gözlerini kaçırdı.
"Ben ilaçlarınız için geldim. Günaydın" dedi. Sesindeki soğukluk tıpkı ilk günki gibiydi.
"Günaydın şeyma ablaaa" dedi alparslan.
" günaydın hemşire hanım geçmiş olsun sizede." Dedi ablam.
" teşekkür ederim" dedi kafasını bile kaldırmadan.
Keşke banada bi teşekkür etseydin. Beklediğimden değildi ama bi teşekkür şu kırılan kalbime iyi gelebilirdi.
Eline baktım sarılıydı.
Yapma ismail yanan sen olursun bu hikayede yapma.

"Bu günlük tedavimiz bu kadar" "geçmiş olsun alparslan" diyip çıktı odadan.

"Ben artık gitsem iyi olur abla daha eve uğruyacağım." Dedim.
"Tamam dikkat et kendine görüşürüz. Hayırlı yolculuklar" dedi.
Kafamı saol anlamında salladım.
"Bay bay dayıcıııım" alparsalana el sallayıp. Çıktım odadan.

"İsmail bey" dedi bi ses.
Döndüm. Oydu.
"Efendim" dedim aynı soğuklukla.
Gözlerime bakmıyodu. Kafasını bile kaldırmıyodu.
"Ben size tesekkur etmek istemiştim" dedi.
Kalbim nedense bu tesekküre sevinememişti.
"Gerek yoktu ben insanlık görevimi yaptım" dedim
"Dudağınz-" derken araya girdim.
"Önemli bi şey yok hemşire hanım zaten pansuman yaptı"
"İyi günler " diyip önüme döndüm. Gözlüğümü takıp.

Eski ismaile geri mi dönmüştüm ben.
Boşver be ismail sen böyle iyisin. Aşk da neymiş...

İsmail bey bi ufaktan tripli ama halledicez. Bi yanlış anlaşılma oldu sanırsam.
Nasıl olmuuş?🙃

Hemşire Hanım |İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin