18

869 43 1
                                    

Bi anda gülümsedim. Hayırdır şeyma hoşuna mı gitti. Gitmesin dayak yersin.
Yanımdan bi araba geçti yavaşça. Kornaya basıp. İsmaildi. Manyak bu çocuk yaa.
Hayır şeyma etkilenmek yok saçmalama.
"Zırr"
"Esra"
"Ş:Alo esra
E: alo şeyma napıyosun bize neler hazırladın bakiyim
Ş:size?
E: akşam geliyoruz ya aslı ben buse yemeğe unuttun mu yoksa"
Hiih aferin şeyma aferin sen elin adamıyla oralarda kakara kikiri sohbet et anca koş şeyma koş ne yapcam ki
"Ş: aa hiç unutur muyum.
E: hee tamam biz yine gelmeden ararız.
Ş: tamam tatlım görüşürüz."

Off ne yemek yapcaktım ki ben. Evde malzeme var mıydı ki düşün şeyma düşün.

***
"Biz geldiik" canım misafirlerim gelmişti.
"Hoş geldiniiiz " " ben montlarınızı çantalarınızı alayım" diyip onları askıya astım.
"Yardım etcek bişey var mı " dedi aslı.
"Valla herşey hazır sopumasın diye tabaklamadım" dedim.
" tamam hallederiz şimdi" dedi esra.

"Ayy şeyma tatlı ne kadar güzel olmuş" dedi aslı.
"Bana hemen bunu tarifini veriyorsun" dedi buse.
"Aa gizli tarifim veremem" dedim gülüp.
"Kız nefis yemek tariflerinden baktım yaptım" diye de ekledim. Hep beraber güldük.

Sofrayı toplayıp çayları koyduk. Güzel de bi film seçtik.

***

"Yaaa çok tatlı" dedi buse.
"Ne buse tatlı olan" dedi aslı. Hiç birimiz anlamamıştık.
"Baksana adam kadına şemsiye verdi" dedi.
"Eee " dedi aslı ve esra. Benimse aklıma bu gün yaşananlar gelmişti.
Şarkı söyleyen çocuk, yağmur, ismail...
Hey hey dur kendine gel. "Ee " dedim bende.
" ya bilmiyo musunuz?"
"Neyi"
"Bi japon efsanesi varya yağmurlu bi günde bi erkek bi kadına şemsiye uzatırsa kaderleri birbirine bağlanır" nee. Elimdeki bardağı düşürdüm.
"Ayy yandım" yandın şeyma .
"Şeyma iyi misin" dedi aslı. "İyiyim iyiyim" dedim.
Noluyo şeyma sana biz ne konuştuk bugun. Hem biz japon muyuz. İnanma şöyle şeylere.

"Yaa şeyma her şey çok güzeldi" dedi esra kalkarlarken. "Prensese selam söylee" dedim bende.
"Ellerine sağlık " dedi aslıyla buse.
"Yine beklerim hanımlar" dedim gülüp.

Ortalığı yoplayım kendımı moltuğa attım. Gelince alaleacele köşeye bıraktığım şemsiye ilişti gözüme.
İstemsizce gülümsedim.
"Trink"
"053******23 numarasından 2 fotoğraf"
Aa zeynep hanım olmalıydı bu. Alparslanla olan fotoğraflarımızı yollamış. Ne kadar tatlı çıkmış civcivim yaa. Aynı dayısına benziyo yaa.
Niye sen konuyu döndürüp ismaile getiriyosun şeyma.

Off bide arkadaşız dedin adama. Arkadaş ne ne ara arkadaş oldunuz acaba.

" çok tatlı çıkmış maşallah" yazıp gönderdim.
" teşekkür ederiz hemşire ablası " yazdı anneside.

Yatsam iyi olurdu artık. Şemsiyede kurumuştu onuda kapatıp kenara koydum. 12 ye kadar uyumuş olsamda yavaş yavaş uykum geliyodu. Odama doğru yola koyuldum.

***

Aa burası ne kadar güzel bi at çiftliği böyle. Heryer yemyeşil. Bu gelende kim böle.
Aa ismail. "Piiişt ismail ne işin var senin burda" diye bağırdım atın üstünde bu tarafa doğru gelen ismail e
"Ee burası bizim" dedi. Attan inip.
"Sizin mi bütün çiftlik mi vay canına" dedim.
"Ne sandın kızım" diyip güldü.
"İsmail yalnız böyle güzel gülme " dedim. Ne diyodum ben.
"Noldu aşık mı olursun yoksa" dedi gülmeye devam edip. " henüz olmadıysam olurum" dedim bende.
"Hee olsun ben alıştım artık genç kızların bir numaralı aşkı olmaya." Diye devam etti. İleri doğru yürümeye başladı.
"Ne aşık olcam be sana allah allah manyak adam"
"Pis sarı " diye bağırdım arkasından ama duymadı.
"Heey " diye bağırdım. Döndü. Gözlüğünü indirip baktı. "Sana aşık falan değilim ben saçma sapan şeyler uydurma" diye bağırdım.
Güldü, gözlüğünü geri takıp o tarafa doğru yürümeye devam etti.

***

Ayy bu ne biçim rüyaydı böyle ya tövbe yarabbim.
Ay benim zihnimin içinde neler dönüyo öyle. Kalk bi elini yüzünü yıka şeyma kendine gel bu ne biçim rüya.

Japon efsanesi miiii?

Hemşire Hanım |İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin