20

822 40 2
                                    

"Zırr"
Telefonum çalıyodu. Ya zaten 9 da nöbetten gelmişim rahat bırakında uyuyayım ya. Zaten saçma sapan rüyalardan doğru dürüst uyuyamıyorum.
Kalkıp telefonu aldım komodinden.
"Sistaam"
"S: Alo şeymaağ
Ş: alo
S: bana nasıl söylemezsin yaa
Ş: neyi nasıl söylemedim kanka
S: ya ben bunları böyle magazinlerden mi öğrencektim.
Ş: neyi öğrendin ya ben magazin falan takip etmem ki."
Ne diyodu bu kız ya uyku sersemi hiç bişi anlamadım. Yataktan kalkıp lavaboya doğru gittim. Bi yandan da konuşuyoduk. Bi su falan içeyim bari kendime geleyim.
"S: lan kızım şu seni kurtarmak için araya giren adam ismail yüksek miydi?"
Demesiyle su boğazıma kaçtı. Magazin mii?
"S: bana nasıl söylemezsin ya öğrenmesek hiç haberimiz olmucak"
Ş: ya o şöyle oldu" dedim bi yandan öksürürken.

"S:Nasıl oldu dinliyorum.
Ş: ismail in yeğeni alparslan yatıyodu bizim serviste ordan tanıştık
S: he bide tanıştınız ama yok sen arkadaşına söyleme zaten ne gerek var.
Ş: ya hayır bak sonra işte o gece oda ordaymış öyle maalesef araya girmiş bulundu.
S: bak sen ismail yüksek'e be  helal olsun.
S: ee insan adamla bi foto çekilir ne bilim bi forma falan imzalatsaydın.
Ş: Ne münasebet canım geçenki ergenler gibi.
S: geçen ki ergenler mi ne alaka?
Ş: bişi değill ya önemsiz." 

Aferin şeyma ne boş boğazsın valla ya.

"S: yine benden ne saklıyosun sen ya. Bundan sonra seni aramak yerine magazine bakarım artık.
Ş: hahaha komik. Bişey değil ya önemsiz.
S: anlat da önemli mi değil mi ben karar veririm."

...
"S: oha şeyma sen dayak yiceksin nasıl anlatmazsın ya
Ş: ya oyle abartılcak bişi yok ki
S: sus daha yorumumu yapmadım. Ne zaman oldu bu?
Ş: geçen hafta
S: yuh şeyma  sen anlatma anlatma.
Ş: ya konuşmadıkki hiç.
S: doğru, olabilir ama bunu anlatmak için araman gerekirdi. Neyse yorumuma gelicek olursak.
Ş: hı bekliyorum.
S: bu adam sana yürümüş düm düz böle dim direk çat diye yürümüş. Hatta aşık bile olabilir ama onu düşüncem.
Ş: saçmalamasan mı acaba
S: ne münasebet ayol bas baya ıslanma diye şemsiye vermeler vay efendim şarkı söyleyen çocuktan kıskanmalar-
Ş: ne alakası var şimdi kıskanmasıyla
S: çok alakası var efendim. Bide yani bas baya doğum gününe gel demiş yani. Anlamış demekki inat olduğunu.
Ş: ben inatçı değilim yalnız. Ayrıca gayet arkadaşçaydı.
S: hıhı aynen arkadaşça evet evet. Hiç yani etkilenmemişsindir de sen şimdi.
Ş: evet ne etkilencem canım."
Yok şeyma etkilenmedin. O saçma sapan rüyaları unut unut. Bi yandan da kahvaltı hazırlamaya koyuldum.

"S: Aa ismail
Ş:ne ismaili şimdi.
S: kanka ismail sakatlanmış haberde gördüm şimdi senle konuşurken"
Ne ne nasıl yani ayy noldu kii.
"Ş: ne nolmuş ki bişey olmuş mu tüh ya
S: hıhı aynen etkilenmedim canım ne etkilencem. Hoşlanmıyorum da ismail den." Diyip gülmeye başladı. Böyle şakamı olur ya aklım çıkıyodu.
"Ş: çok komik şakaydı bi daha olmasın." Dedim trip atarak.
"S: Noldu korktun mu? ee parti ne zaman" dedi gülerek.
"Ş: ne partisi?
S: doğum günü iştee
Ş: he şey de o kaçıydı ya salı günü işte
S: hangi salı kanka
Ş: bu salı işte
S: bu gün olan salı değildir herhalde
Ş: bugun salı mı lan?"

Lan lan lan nasıl unuttum ben onu ya off aklım nerde benim ya.  Off

"Ş: Ayy!
S: noldu kız
Ş: of elimi kestim.
S: senin bu sakarlıkların zaten nolcak acaba. Bu gun mü dedim?
Ş: of bu gün bu gün napcam ben hediye falan da almadım hiç çocuğa of şeyma off.
S: ee ne giycen pekii?
Ş: kanka bu mu sorunumuz şuan
S: bu çok önemli bi sorun güzel güzel giyin sen. Şu geçen attığın elbise varya çok yakışıyo sana onu giysene.
Ş: off o ütülü değil ki dur ben onu ütüliyim. Ayy kapatıyom ben çok işim var hadi kendine dikkat et."
S: sende aman aşık falan olma ha yada ol bee
Ş: hahaha"

Napıcam şimdi ben of önce şu  parmağıma bi bant yapıştırayım.
Hızlıca bi kahvaltı hazırladım. Kaçtaydı bu doğum günü ya açıp mesaja baktım.
"Saat 19.30 da çiçek kafede bekleriz"

Tamam sakin ol şeyma daha vaktin varmış şu kahvaltını bi yap.

Masayı toplayıp odama geçtim. Telefonla konuşurken öylece çıkmıştım, sabah nöbetten gelincede her şeyi bi yana atmıştım.
Güzelce ortalığı toparladım. Elbiseyi dolaptan çıkarıp ütüleyip geri astım.
Nerdeydi ki bu çiçek kafe neyse bulurum ben.
Hediyeyi alıp gelip öyle mi hazırlansam yoksa hazırlanıp çıkınca yolda geçerken mi alsam diye düşündüm.Çok da bi vaktim yoktu vakit ne ara geçmiş ya. Yok hazırlanayım yolda alırım. Evet bu şuanki zaman planlamasına en uygun olanıydı. Hızlıca hazırlandım.
Hakkaten bu elbise yakışıyodu ya bana. Üzerine mint yeşili eşarbımı yaptım. Çok hafifde bi makyaj tamamdır. Hazırız. Üzerime bi trenç alıp çıkıyodum ki kapının önündeki şemsiyeyi gördüm. Hiih nasıl unuturum. Hemen salonda bulduğum ilk düzgün poşete onu koyup çıktım.

"Araba mı alsam ki yok ya araba olmaz uçak falan mı alsam." Ne alcaktım ki ben bu çocuğa.
" hanımefendi ben yardımcı olayım" diye yanıma geldi bi ses.
" aa şey ben soğum günğ hediyesi alıcam ama ne almalıyım çok karasız kaldım" dedim.
"Kaç yaşında peki doğum günü çocuğu?"
"Beş" dedim.
"Şöyle bi setimiz var içinde arabalar var parkur falan kurup oynuyosun ama küçük mü gelir bilemedim.
Yada şöyle zeka geliştirici oyunlarımız var"
Bu mantıklıydı. Güzel bi zeka oyunu seçtim.
"Buyrun iyi günler" diyip paketi uzattı kasiyer.
"Teşekkürler kolay gelsin diyip çıktım.

Zaten 1.5 saatim kalmıştı. Ve bildiğim kadarıyla yani haritalardan baktığım kadarıyla bu kafe baya uzaktaydı. Neyseki metro hattı varmış o tarafa yakın.
Hemen Avm den çıkıp metroya doğru yürümeye başladım.

Bu biraz geçiş bölümü gibi oldu artık.🙃

Hemşire Hanım |İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin