26

750 41 6
                                    

Erdem bizi eve bırakmıştı. Çifte kumrular ayrılabilirlerse eve gircektik.
"Ee hadi amaa " dedim derya ya bakıp.
"Şeyma ya da birini bulalımda rahatt bıraksın bizi" dedi erdem duymadığımı sanarak.
"Duydummm" diye bağırdım bende.
"Geldim ya aa" diyip geldi derya. Saatte epey geç olmuştu.
Üzerimizdekileri asıp salona geçtik.
"Ben senin yatağını hazırladım. Bende yatıyorum bişeye ihtiyacın olursa zaten kendi evin gibi" dedi salondan çıkarken.

"Tamadır" dedim bende misafir odasına geçip. Yatağa kendimi attım. Aklım ismail deydi. Nasıl olmuştu acaba. Gözüme de 1 gram uyku girmiyodu. Telefonu alıp haberlere baktım ama bişey de bulamadım.
Telefonu yerine bırakıp bi daha uyumayı denedim ama olmuyodu. Göğsümün üstüne bi sıkıntı çökmüştü. Yok nefes alamıyorum. Kalkıp mutfağa gittim. Bi bardak su içtim. Ama yok bu beni kesmedi. Hemen şipşak bi kahve yaptım kendime. Evet uyku tutmadı diye kahve yaptım sorgulamayalım. Balkona çıktım biraz hava almak için.

Neden böyle oldum ben durduk yere ya. Durduk yere miydi sence şeyma. Yine aynı şey oldu kalbime. Tıpkı stadda bana bakıp gülümsediğinde, göz kırptığında olduğu gibi. Kalbim bi farklıydı. Ama ben bu farklılığı biliyodum. Zaten ondan kaçıyodum. Daha ilk göz göze geldiğimiz andan beri. Bundandı her seferinde ondan kaçışım. Gözlerimi her seferinde kaçırışım. Bu hislerden kaçışımdan dı. Aşk konusunda pek başarılı sayılmazdım.
Konu nerden aşka geldi ya. Yok aşk falan. O zaman neden bu adam aklımdan çıkmıyo.

"Şeyma" " napıyosun orda" duyduğum sesle içeri doğru döndüm.
"Uyku tutmadı, asıl sen napıyosun" dedim bende.
"Ben su içmeye kalktım ya" dedi su dolduruken bi yandan. Masanın üstündeki kahve makinesini gösterip "sen uyku tutmadı diye kahve mi yaptın" dedi uyku sersemi. "Hıı öle yaptım" dedim bende. "Neyin var senin" dedi yanıma doğru gelip.
"Bişeyim yok uyku tutmadı işte" dedim bende.
"Bende seni tanımıyorum zaten" diyip yanıma oturdu.
"İsmaili mi düşünüyosun" diye de devam etti.
"Ne alakası var canım ismaille şimdi bunun." Diye yükseldim.
"Şeyma bana aşktan kaçmamam gerektiğini söyleyen sen değil miydin?" Diye sordu.
"Bendim ama"
"Aması ne şimdi sen basbaya aşık olmuşsun işte bu adama" diye kesti sözümü.
"Ha yok canım şey olmadım ya ben aşık falan" dedim.
"Bak işte korkma diyorum sana" dedi oda.
"Benim bişeyden korktuğum yok ben yatıyorum uykum geldi" diyip kalktım misafir odasına girdim.

Ya yine öyle olursa yine kendimi kaptırdıktan sonra çakılırsam. Kalbim bu darbeyi kaldıramazdı. Ama içimdeki bazı hisler...
Tamam düşünme şeyma uyu uyu.

Burnuma gelen enfes kokularla yataktan kalktım. Me ara uyudum onu bile bilmiyodum. Mutfağa geçtim.
"Ooo uyanmışız şeyma hanım" "günaydın" dedi derya.
"Günaydıın" dedim bende. Elimi yüzümü yıkamaya gittim.
"Hadi hadi otur menemen soğuycak" dedi derya oturduk.  Her şey çok güzeldi evet ama pek iştahım yoktu neden bilmiyodum.
"Beğenmedin mi" dedi derya yemediğimi görünce.
"Hayır çok güzel olmuş sadece iştahım yok herhalde." Dedim bende.
"Senin derdini biliyorum bende, neyse" dedi trip atıp.
"Aa yok derdim falan" diyip menemenden bi lokma aldım. "Ooo çok güzel olmuş" dedim.

"Yok ver bakıyım şu telefonunu sen" dedi bende uzattım.
"Adamı ismail yüksek diye mi kaydettin" diyip güldü.
"Ya ne diye etcektim" "hem napıyosun sen benim telefonumla" dedim.
"İsmail'i arıyorum" bi anda ayağa fırladım.
"Napıyosun napıyosun" "saçmalama" diyip elimi uzattım ama vermedi telefonu.
"Hem hangi sıfatla arıyorum ben bu adamı" dedim.
"Arkadaşıı" "bi geçmiş olsun dersin sen de rahat edersin ben de yoksa akşama kadar böle somurtucaksın." Dedi. Haksız sayılmazdı merak etmiştim. Aklım oraya gidip duruyodu ama...

"Al çalıyo" diyip elime tutuşturdu. Nası bi dakika hazır değilim. Neye hazır değilsin alt tarafı geçmiş olsun diceksin o kadar.
Telefon hala çalıyodu.

●İsmail yüksek
"Alo şeyma"
Duyduğum ses kalbimin ritminin değişmesine yetmişti.
"Alo ismail ben şey-" çok gerilmiştim.
"Şaşırtıyosunuz hemşire hanım" dedi gülerek. Şöyle gülme be adam.
"Ben şey merak ettim de dün öyle sakatlanınca" dedim.
"Ha evet ya öyle bi aksilik oldu."
"Geçmiş olsun neyin varmış ki"
"Valla röntgendi emar dı birsürü şey yaptılar birazdan doktor gelip açıklar herhalde."
"Aa anladım inşallah kötü bişey çıkmaz."
"İnşallah"
"Ee futboldan anlamazdın hani" diye sordu gülerek. Hiç bişeyi yoktu bunun turp gibi.
"Hala anlamıyorum" "arkadaş zoruyla gitmiştim."
"Hıım öyle olsun madem." "Ee nasıl oynadım bari"
"Haha hastanedesin sakatlandın ve derdin bu mu"
"Bu gecerli bi cevap değil"
"Yani anlamam pek ama-" derken telefonun diğer ucundan yabancı bi ses geldi. "İsmail oğlum kahvaltını yaptın mı" aa annesi geldi.
"Bu değerlendirmenin devamını en kısa sürede bekliyorum şuan kapatmam gerek kusura bakma"
"Yok canım ne kusuru tekrar geçmiş olsun dikkat et kendine" "sende, sende dikkat et" dedi. Kapattım telefonu. İçime bi su serpilmişti.

"İyi geldi dimi" dedi derya gülerek. "Ben biliyodum" .
"Hadi hadi kahvaltımızı yapalım" dedim bende gülerek.
"Napsak sahile falan mı insek" dedi derya sofrayı toplarken. "Oluur" dedim bende.
"Hayırdır bi enerjimiz yerine gelmiş" dedi gülerek.
"Ne alakası var şimdi ben hep böyleyim."
"Tabi tabi bilirim" dedi önüne döndü.

"Trink"

Gelen bildirimle telefonu elime aldım.
"İsmail yüksek" yazıyodu. Yüzümü sebepsiz bi gülümseme aldı.

●İsmail yüksek
"İ: doktor geldi.

●İsmail yüksek "İ: doktor geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İ: burda sıkıntı varmış.
İ: aa pardon.

İ: yanlış olmuş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İ: yanlış olmuş. Burda bi sıkıntı varmış."

"Ohh çok şükür bişeyi yokmuş ufak bi çatlak." Bu kısmı biraz sesli söylemiş olucam ki derya yanıma geldi. "Nolmuş ne dedin" diye sordu. " hee bişey yok ya" dedim ama inanmadı.
"Oo ismail mesajı mı atmış ne yazmıış" diyip telefonu aldı elimden.
"Oha oha çocuk resmen sana aşığım demiş görmüyo musun" dedi mesajlara bakıp.
"Ben mi körüm arkadaşım hani" dedim gülerek.
"Baksana kalbini okla gösterip atmış daha ne yapsın" dedi ilk fotoğrafı gösterip.
"Derya orası kalp değil sağ akciğerini göstermiş"
"Çocuk ne bilsin kalbin anatomik konumunu aa" dedi gülerek.

Konuşmaya tekrar girdim.
●İsmail yüksek
"Ş:sağ akciğerinde bişey olmamasına sevindim.
İ:sağ akciğer mi?
Ş:ilk fotoğrafdaki
İ:hee evet sağ akciğer tabi ya çok şükür bi şey yokmuş.
Ş:diğeride ufak bi çatlakmış çok anlamam ama inşallah kısa zamanda iyileşirsin.
İ:inşallah. "

Hemşire Hanım |İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin