21

845 36 4
                                    

Metrodan inip yürümeye başladım bi yandan da elimdeki telefondan haritalara bakıp.
Yaklaştım galiba ya he ne dersin google.
Aa buralar ne kadar da güzelmiş ya sakin sessiz buralara mı taşınsam acaba. Yav sen önündeki haritaya bak da kaybolma dedim kendi kendime. Neyseki az kalmıştı yani galiba.
He gelmişim ya şurası galiba dur kapatayım şu haritayı.

Allah bi şeye çarptım. Birine.
"Hanımefendı biraz yavaş ya önünüze baksanıza" dedi.
Bu ses... "pardon çok özür dilerim ben-" derken kafamı kaldırdım. İsmail.
"Şeyma sen miydin" dedi farkedip.
"Şey bendim kusura bakma telefona bakıyodum. Sakarlık işte" dedim.
"Yok canım ben bakmadım önüme yani insan bi bakar dimi." Dedi "bişey olmadı dimi iyisin?" Diye de ekledi.  "Yok bişey olmadı iyiyim. Ben şey biraz zor buldum da geç kalmadım inşallah" dedim. Saate baktım oh iyi tam vaktınde gelmişim.
"Tam vaktinde geldin hoş geldin,bu arada şöyle geçebilirsin." Diyip yolu gösterdi. Dışarı doğru yöneldi. Ee sen nereye nereyeyse nereye napıcan nereye.
"Sen nereye yani şe-" derken dönüp cevap verdi.
"Bişey unutmuşum arabada onu alıp gelicem"

"Aa şeyma hanım hoş geldiniz" zeynep hanım karşıladı. "Hoş buldum." Dedim etrafa bakınıp. Ne kadar kalabalıktı ya pek sevmezdim kalabalığı.
Bulduğum ilk boş yere oturdum.
"Şeyma ablaaaağ" diye bişey koşmaya başladı bana doğru, Alparslan dı.
" Naberr civcivim." Dedim sarılıp. "Civcivim miiğ" dedi bana bakıp. " he civcivim beğenmedin mi yoksa?" Dedim tereddütle. "Yok beğendim dayım da bana hep civcivim diyoo" dedi. "Yaaa" dedim gülümseyip.

"Ooo gelmiş mi civcivim şeyma ablan" dedi bi ses ismaildi bu. İkimiz de kafamızı kaldırıp baktık.
"Evet dayıı" dedi alparslan sevinçle.
"Oh ne güzel " dedi ismail.

"Al bakalım alparslan bu da benim hediyem doğum günün kutlu olsuun iyiki doğdun" diyip hediyesini uzattım. "Çok telekkür ederim şeyma ablaaağ" dedi sevinçle. Ay inşallah beğenir ya.

Herkes bi şeyle ilgileniyodu. Ben kimseyi tanımıyodum ki. Ee bende öyle kenarda oturayım napayım hemen de kalkılmaz ki.
"Şeyma limonata" dalmışım irkildim. İsmail di gelen.
"Korkuttum mu özür dilerim." Dedi elindeki limonatayı uzatıp. "Yok şey dalmışım" dedim.
"Teşekkür ederim" diyip aldım uzattığı limonatayı.
Elimdeki poşeti hatırladım. "Aa şemsiyeyi unutuyodum az kalsın tekrar teşekkürler" diyip uzattım poşeti.
"Aa ben unutmuşum bile ıslanmadın inşallah o gün" dedi poşeti alıp.
"Yok yok ıslanmadım." Dedim bende.

"Şeyma abla baağk bu da diğer dayım" diye geldi alparslan yanımıza doğru. Birinin elinden tutup.
Aa ismail in abisi mi vardı ya da kardeşi.
"Yani tam değil gibi de ama dayım sayılır dimi dayı " diye de ekledi yanındaki adama bakıp.
"Hehe evet alparslancım" diyip güldü adam.
"Dayı bak bu da şeyma ablaam o hemşire biliyo musun" diye anlatmaya başladı bıcır bıcır.
"Memnun oldum hemşire hanım ahmet bende" diyip elini uzattı. Ee ama bu kaçıncı ama canım. Ben sıkmayınca elini indirdi. Bozulmuştu.
" yani şey ismail le kuzeniz biz alparslanda dayı diyo bana" diye açıklama yaptı.
" Memnun oldum" dedim bende.

"Dayıı bizim bi fotoğrafımızı çeker misin şeyma ablamla" dedi alparslan yanımıza koşup.
"Çekeyim civcivim şöyle geçin" dedi köşeyi gösterip.
"Aa burdan çekebilirsin" Diyip telefonumu aramaya başladım elimi cebime attım ama yoktu. Niye en lazım olduğu an yok oluyo bu telefon.
"Benimkinden çekelim." Dedi kendi telefonunu gösterip.
"Çektim çok güzel oldu bence" dedi ismail.
"Hani hani bakıyım" diye koştu alparslan telefonun başına.
"Şey nasıl yapalım fotoğrafları" dedim ismaile dönüp.
"Sen bana numaranı ver ben sana atayım." Dedi.
"Tamam şey söyliyim o zaman 05*******25 " dedim.
"Tamamdır" diyip kapattı telefonu.

Ee nerdeydi bu telefon. Ceplerime elimi attım yoktu. Ayy ben çanta aldım ya bide yanıma ah şeyma nerde senin aklın acaba.
Çantamı açtım ordaydı. Saate baktım. Ohoo epey geçmiş gitsem iyi olurdu yolum uzundu daha.

"Ben artık gideyim saatte geç oldu herşey çok güzel di zeynep hanım ellerinize sağlık" dedim alparslanın annesini yanına gidip. "Ayaklarınıza sağlık şeyma hanım iyiki geldiniz" dedi oda.
"Alparslan ben gidiyorum artık görüşürüz kendine dikkat et olur mu" dedim alparslana.
"Yaa hemen mi" dedi ne hemeni yavrum saat kaç oldu.
" ama saat geç oldu yarın iş başı yapıcam" dedim sarıldı. "Tamam görüşürüz şeyma ablaa" dedi el salladı.
İsmail i göremedim ama nereye kayboldu bu adam. Bi veda etsem iyiydi. Ne yapsan ne yapsan?. Hayırdır şeyma ne bu haller. Yok yok ayıp olmasın diye şey ettim. Ama yoktu zaten ortalıkta. Neyse yapcak bişi yok. Çıkışa doğru yürüdüm.

"Şeyma" diye seslendi biri bu sesin sahibini tanıyodum. Hevesle döndüm arkama. Hızla yanıma doğru geldi. "İsmail" dedim ona bakıp. 
Nefes nefese " nereye yaa" dedi. Ya çok komikti. Güldüm.
"Evime gidiyorum bi mahsuru yok ya " dedim.
"Yok canım mahsuru yok da erken değil mi ya" dedi.
Erken mi bu adamın saatten haberi yok galiba.
"Yani şey saat 10 a geliyo" dedim. Saate baktı.
"Oo hakkaten geç olmuş"
"Ama yani bi gidiyorum deseydin böyle arkandan mı koşucam ben hep" nasıl yanı hep derken.
"Ben sizi aradım yani bakındım ama göremedim" dedim. " ee şey geç olmuş ben bırakayım seni yani istersen" dedi artık alışmıştı.
"Yok şey teşekkür ederim ama ben şurdan ilerden metroya binerim" dedim.
"Şey o zaman bu saatte yalnız yürüme ben eşlik edeyim sana" "izninin olursa tabi" vay vay vay laflara bak ya bi değişmiş mi buna bi haller olmuş. Ama nolduysa güzel olmuş. "Arkadaşım" diyede ekledi vurgulu vurgulu. Aman ha demezsen içinde kalır.
"Belediyenin kaldırımı beyefendi ne izni" dedim bende. Gülerek.
"Hım peki belediyenin kaldırımında sizle yürümem de bi mahsur yok yani hanımefendi" dedi tekrar.
"Yok diye düşünüyorum" dedim bende gülerek.

"İyiki geldin" dedi bi anda. Durup döndüm.
"Yani alparslan çok sevindi" "tabi bide benim şemsiye vardı" diye de devam etti.
"Evet iyiki gelmişim." Gözlerimin içine baktı. Hep böyle mi bakıyodu bu adam. Böyle güzel...Kendine gel şeyma. Kafamı çevirdim. "Yani şey bende alparslanı özlemişim" " tabi bide şemsiyeniz" diye devam ettim.

"Aa gelmişiz zaten" dedim karşı kaldırıma bakıp.
"Ne çabuk ya" dedi sitem dolu bi sesle.
"Baya hızlı yürüdük galiba" diye ekledi.
"Galiba " dedim. Banada bi kısa gelmedi değil ama...
"Şurdan karşıya geçeyim ordan binerim." Dedim.
"Tamam beraber geçelim" dedi ismail yola adım atıp.
^Daaat^(korna sesi)
İsmaili kolundan tutup yola çekmem bir oldu.
"İsmail napıyosun" diye biraz yükseldim.
"Az daha araba çarpıyodu dikkat etsene" dedim. Noluyo şeyma tamam sakin ol bişi olmadı.

"Bişey yok iyiyim dalgınlığıma denk geldi herhalde." Dedi. Hala tuttuğum koluna baktı. O bakınca bende elimi çektim.
"Bana diyene bak eline noldu yine" diye sordu. Niye üste çıkıyodu bu şimdi.
"Elime mi" anlamamıştım. Geçen ki dikişleri aldırmıştım halbuki.
"Parmağını bantlamışsın süs değildir diye düşündüm" dedi parmağımı gösterip. Ne ara farkettin sen onu acaba.  "O mu sabah kestim onu öyle önemli bişey değil" dedim.
" dikkat etsene biraz " dedi kızarak. Hayırdır koçum iki güldük hemen şımardın.
Gözlerimi açıp hayırdır bakışı attım (🤨)
"Yani şey hemşiresin yani dikkat etmen lazım eline koluna ondan dedim" diye de toparlamaya çalıştı.

"Ben gitsem iyi olur iyi geceler " dedim. Yola adımı mı atıyodum ki "bende geliyim dur" dedi.
"Yok sen burda kal burası daha güvenli" dedim gülerek. "Sizinde elinize koz vermeyelim aman hemşire hanım" dedi. Siz dedi belliki alınmış.
Karşıya geçtim. Arkama dönsem mi ki dönmiyim ya aşık falan sanmasın. Yok zaten gitmiştir ki. Gitmiş midir ya. Dön ya nolcak. Dur dön eğer hala gitmemişse sana karşı boş değil, gitmişse zaten arkadaştık yani.

Döndüm. Ordaydı bana bakıyodu. Göz göze geldik. Ee napıcam şimdi ben istemsizce elimi kaldırdım. Salladım. Napıyosun şeyma. Oda şaşırmış olucak ki şaşkın şaşkın elini havaya kaldırıp sallamaya başladı.
Önüme döndüm.
Yürümeye devam ettim. Yani bana karşı boş değil miydi şimdi. Saçmalama şeyma. Bi daha  mı dönsem yok yok adam gitmiştir artık. Hafif çok da çevirmeden kafamı baktım göz ucuyla, ordaydı. Gitmemiş daha. Git artik be adam. Kafamı önüme çevirdim. Saçmalama şeyma düşünme düşünme. Hayır.

Nihayet eve gelebilmiştim. Ayaklarım ağrıyodu. Çantayı ve üstümdekileri bi kenara fırlattım.
Kendimi yatağa attım. Sadece uyumak istiyoduö yüzümdeki makyajı bile silmeye üşeniyodum.
İsmail geldi gözümün önüne o saçma sapan halleri. Gülümsedim. Garip bi adam dı garip ama güzel...

"Trink"
"Trink"
"Trink"
Bildirim sesi bile beni yataktan kaldıramamıştı. Gözlerim istemdışı uyku alemine geçmişti bile.


Ayy nasıl olmuş. Biraz biraz elektriklenme başladı sanki aralarındaki ha?

Hemşire Hanım |İsmail YüksekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin