Geçmişin acıları

360 13 0
                                    

Uyandığımda Araf yanımda uzanıyordu. Saatte baktığımda 05:35 olduğunu gördüm. Yarın tüm tim izinliydik fakat nedense benim uykum yoktu. Bu aralar Araf ile çok yakındık ve bu durum çok garipti. Ben birine yakın olamazdım, birini sevmek ne onu bile bilmiyorum. Bir kaç dakika daha Araf'ı izledikten sonra kıyafetlerimi alıp banyoya geçmiştim. Yaralarım hala çok acıyordu fakat kalbimin acılarının önüne geçemezdi. Üstümü çıkarıp kendimi sıcak suyun içine bırakmıştım. bir kaç dakikanın ardından kafamı mermere yaslayıp istemsizce şu cümleler geçmişti.

"Özür dilerim Araf ben kimseyi sevemem, sevemiyorum, olmuyor" Derince nefes almıştım kalbimin acısı bastırıyordu adete yaralarımı. "Belki sevebiliriz? Ben sevmek ne demek bilmiyorum fakat sevmek, seni gördüğümde kalbimin çarpması, heyecanlanmam ise o zaman seni seviyorum Dila Asena güneş" arkama dönmüştüm fakat kimse yoktu. Deliriyormuydum? "Kafayı yedim herhalde" diye fısıldamıştım fakat tekrar bir ses geldi. "Delirmedin, perdenin arkasındayım" şaşırmıştım ne zaman girmişti? "Bornozu verir misin" kapıdan çıkıp tekrar elinde bornoz ile geri girmişti.

Giyip çıkmıştım. Karşısına geçip gözlerini incelemeye başladım. "Her şey duydun mu?" Başını eğdi ve şu güzel cümleleri kurdu. "Duydum, dediğin her şeyi duydum Dila biliyor musun senin hissettiklerin bende hissediyorum çok garip ama öyle. "Hiç bir kadını hayatına almayan ben şu an senin yanındayım" demişti başını anlıma yaslayarak.

"Sende beni sana bağlayan bir şeyler var üsteğmen Dila Asena güneş, ve ben bundan vaz geçmek istemiyorum" demişti daha da dibime girerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sende beni sana bağlayan bir şeyler var üsteğmen Dila Asena güneş, ve ben bundan vaz geçmek istemiyorum" demişti daha da dibime girerek. Yutkunmuştum. Bir kaç dakika boyunca sadece gözlerimiz konuştu. Başımı eğdim. "B-ben yapa" beni susturan onun dudağımdaki parmakları olmuştu. "Şş biliyorum değişik geliyor benim sana yakın olmam fakat ben ilk defa birinin yanında durmak istiyorum" demişti parmakları dudaklarımı okşarken.

"Ben korkuyorum, ilk defa korkuyorum yüzbaşı Araf Karaoğlu" diye fısıldamıştım. Duydu mu orası muamma. "Korkularımızı beraber yenelim, benim de korkularım var ama yaralarımızı beraber saralım olur mu?" Demişti yalvaran sesi tonu ile. "Olur, yaralarımızı beraber saralım yüzbaşı" gülümsemişti. Birbirimize sarılmıştık. Araf kafasını boynuma görmüştü. "Şu koku var ya, beni benden alıyor"

"Hadi yatalım, daha çok erken" başımı sallamak ile yetindim. Ve birbirimize sarılarak kendimizi uykuya teslim etmiştik.

Kalktığımda yanı başımda Araf'ı göremeyince bakışlarımı odada gezindi. Görüş alanıma koltukta beni izleyen bir adet Araf ile karşılaştım. "Ne oldu neden izliyorsun?" Demiştim yorganı üzerimden kaldırırken. "Dikkat et bir yerini acıtacaksın" demişti sorumu es geçip. Yanıma doğru adımlayıp oturmuştu yanıma. "Saat kaç, neden uyanıksın?" Diye sormuştum yorgandan kurtulmaya çalışarak. " saat daha 10:28, uyku tutmadı bende kalktım" Demişti yorganı üzerimden alırken.

"Pansuman yapalım" demişti banyoya ilerlerken. Sanki görecekmiş gibi başımı sallamıştım. Komedinin üstünde duran sudan içmiştim o arada da tekrardan odaya Araf girmişti. "Üstünü çıkarabilir miyim?" Demişti tereddüt ile. Başımı sallayıp çıkarmasına yardım ettim. Bakışları ilk başta kaslarıma değsede hemen yarama yönelmişti. "Acıyor mu?" Yarama bakıp gözlerine bakmıştım. "Kalbim kadar acımıyor"

İNTİKAM ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin