ariana grande, future - everyday
hyunho
“Bir kere ona dokunmak için nelerimi vermezdim."Oturduğu yerde, önündeki kalın kitabını okuyan, bir yandan da parmakları arasında ara sıra çevirdiği kalemini tutan Hyunjin'in kulaklarına aşinası olduğu sözler dolduğunda bakışları usulca okuduğu satırdan çekilip kalabalığın arasındaki bedenini buldu.
Son sayfaya pek odaklandığı söylenemezdi, buranın bir kütüphane olduğunu bilmeyen öğrencilerinin yanına sıra açıkçası fısıltıları dikkatini çekecek kadar ilgisini toplayan bir konuydu. Bu yüzden ne kadar odağını vermeye çalışırsa çalışsın başarısız olmuş, sadece gözleri satırlarda dolaşmıştı, okumamıştı.
Birkaç masa ötesinde, önünde aynı kendisindeki gibi birkaç kalın kitap, bilgisayar ve not defteriyle beraber not çıkarıyordu. Bir o kadar ciddi yüz ifadesine oturan gözlükleri, giydiği hırkanın omuzlarında duruşu, ara sıra ders çalışmaktan yorulduğu için sağa ve sola eğip yaptığı minik baş hareketleri bile çoğu kişinin dikkatini çekiyordu.
Gözleri onu izlerken Hyunjin kestirdiği fakat beklemediği bir şekilde hızla uzayan ve ara sıra yüzünü kapatan saçlarını yavaşça geriye atıp kulağının arkasına sıkıştırdı ardından da aynı yavaşlıkla okuduğu kitabını kapatıp ayaklandı.
Bu hareketiyle kendisine dönen gözleri tahmin edebiliyordu, insanlar onu izlerdi, dikkat çekerdi, bunun hep farkındaydı ama dışarıya göstermezdi. Giydiği toprak tonlarındaki ceketin cebine kalemini atarken göz göze gelmişlerdi.
O sırada yanındaki birkaç fısıltıyı duydu. "Minho sunbae gerçekten çok yakışıklı değil mi?"
"Hem yakışıklı hem de zeki. Tanrım... Okuduğu ikinci üniversite olduğuna inanamıyorum, asla yirmi sekiz yaşında göstermiyor."
Hyunjin ders çalışan öğrencilerinin arasından ilerlemeye başladı, genelde topuklarının üstünde yürüdüğünü söyleyen ailesi yüzünden bir tür içgüdüsel tepki olarak kalmış ve ses çıkarmamak için yavaşlamıştı adımları.
Attığı her adımda eşyalarını toplayan ve muhtemelen neredeyse yirmi dakika sonra onunla olan dersine girmek için hazırlanan Minho'ya doğru yaklaşıyordu, onun sandalyesinin arkasından aynı yavaşlıkla geçerken diğer masayla sandalyesi çok yakın olduğu için parmakları Minho'nun sandalyesine tutunmuş, bedenini döndürerek o küçük boşluktan geçmişti.
Kütüphaneden ayrılıp odasına doğru yürüdü, neredeyse her öğretim üyesiyle sohbeti olsa da pek konuşmayı tercih etmezdi Hyunjin. Kalabalıkla bağını koparmayan ama kalabalığı da tercih etmeyen bir yapısı vardı yıllardır.
Bu yüzden sadece gördüğü hocalara minik bir baş selamı vererek yanlarından geçmiş ve kitabını daha sıkı kavrarken boştaki eliyle odanın kapısını açıp içeri girmişti. Masasının üstündeki belgeleri aldı eline, planlı olmayı severdi.
Gözleri kağıtların üstündeki yazıya gitti.
Bilişsel Psikoloji
Hemen ardından da masasındaki, kendisi için tasarlanmış kalemi buldu.
Öğr. Gör. Hwang Hyunjin, Psikoloji
Sandalyesine geçmek yerine koltuğa oturmuş, tek dizinin üstüne koyduğu kağıtları bir eksik olmasın diye kabul ederken de kısa bir tekrar yapmıştı kendisi için. Yazıları okurken gözlerinin önüne düşen bedenle duraksadı, kağıdı çeviren eli kalmış, hafif aralık dudaklarını birbirine bastırmıştı.