İyi ki sen, diyebileceği kişilere aşık olmalı insan
Trafiğe kapalı olan yolun neden kapalı olduğunu bilmek Hyunjin'in gözlerinden yaşların süzülmesini sağlarken onu zar zor ikna edip arabayı sürmeyi devralan Minho daha da ilerleyemeyeceklerini bildiği için kenara çekmiş, durmasıyla da beraber Hyunjin hızla arabadan inerek şeritleri geçmişti.
"Seungmin?"
Bariyere çarpmış arabayı görmesiyle beraber dudaklarından bir hıçkırık kaçarken "Minho," dedi belinden onu tutan adamla.
"Hwang Hyunjin?"
Yanlarına gelen polise döndü Hyunjin direkt. "Kardeşim iyi mi?"
"Kendisine şu anda ilk yardım yapılıyor, ambulansın içerisinde. Arabanın freni patlayınca kendini atmış, arabanın bu hali korkutmasın sizi, endişelenmeyin. Birkaç sorgu için buraya çağırdık."
Sanki bununla beraber Hyunjin'in kalbi durmuş gibi olmuş, kalbine büyük bir huzur çökmüştü. İçi rahatlarken Minho dahil oldu. "Önce Seungmin'i görsek olur mu?"
"Eşlik edeyim."
Kalabalık ekibin arasından geçip çekilmiş şeridin altından geçmişler, Hyunjin ambulansın açık kapısından kardeşini gördüğü gibi rahatlarken "Seungmin..." demesiyle beraber Seungmin'in gözleri onu bulmuştu.
"Abi..." Dudaklarını büzdü. "Abi kolum çok acıyor."
Kırıldığını belli eden kolu yüzünden Hyunjin'in gözlerinden yaşlar düşerken dikkatlice kollarını boynuna sardı ve parmaklarını saçlarına karıştırdı. "İyisin."
"Abi kediye çarpmak istemedim... Ben cidden... Bir anda oldu, bir anda oldu arabanın frenleri çalışmadı... Çok korktum. Çok korktum."
Dakikalardır geçmeyen şokuyla konuştuğunda ağlayamıyordu şok etkisinden dolayı, sanki kaza yaptığına o da inanamıyor gibiydi. O, Hyunjin'e sarılamazken ikisinin arkasında olan Minho elini kaldırıp hafifçe saçının üstüne koydu ve Seungmin'in saçlarını okşadı.
"Seungmin Bey, hastaneye gitmemiz gerekiyor. Orada genel bir kontrolden geçmesi lazım ayrıca kolu alçıya alınacak."
Hyunjin hızla başını sallayıp geri çekildi. "Hangi hastane?"
Görevlinin verdiği cevapla kafa sallamış, Seungmin giderken en azından içi bir tık da rahat olmuştu. Onunla gitmek istiyordu ama polislerle ilgilenmesi lazımdı önce, şoktan polislerle konuşmayıp abisine az biraz da olsa olayın nasıl olduğunu anlatan Seungmin'in dediklerini Hyunjin polislere söylemiş çok geçmeden de hastaneye gitmişlerdi.
Acil kısmına geçtikleri gibi kenarda kolunda alçıyla duran Seungmin'e ilerleyecekti ki Hyunjin durdu. "Minho..." Sevgilisine baktı. "Chan'a haber verir misin?"
"Veririm." diyen Minho elini kaldırıp onun yanağına attı. "Seungmin hâlâ şokun etkisinde ama iyi biliyorsun, bu yüzden kendini çok hırpalama tamam mı? Geleceğim beş dakikaya."
Hyunjin başını salladı, o Seungmin'in yanına ilerlemiş karşısına çöküp ellerini tutmuştu. "Oda ayarlayalım sana."
"Kontrol." dedi Seungmin durgun bir sesle. "Kontrol... Doktoru bekliyorum."
Lafının üstüne doktor geldiğinde Hyunjin onlara eşlik etmişti, Seungmin için gerekli olan tüm testler yapılmış, bu sırada Minho ve Hyunjin'de onu beklemişti. Hyunjin yanına oturan adama çevirdi kafasını ve Minho'nun elini tutup kendi yanağına yasladı.
"Annemlere söylemem gerek. Minho..." Dudakları titredi. "Ona bir şey olsaydı ne yapardım? Gördün arabayı... Kendini atmasa..."
"Şş," Minho elini çekip boynuna sarıldı ve Hyunjin'i kendine doğru çekerek saçlarını okşamaya başladı. "Kötüyü düşünerek kendini daha kötü edemezsin. Burada, gerekirse biz bırakırız onu gitmek istediği yere artık ama kötüyü düşünmek yok tamam mı Hyunjin? Tamam mı sevgilim, o burada. Annenleri de halledeceğiz bir şekilde."