2.1

4.7K 632 248
                                    

“Verilen kararlar belki de hayatımı kurtardılar.”

Eve giren Hyunjin ile beraber o sırada Seungmin de kendi odasından mutfağa geçiyordu. Gördüğü abisiyle "Taş!" diye bağırmış, sesini daha da yükseltmişti. "Yunan heykeli ya! Aslanım benim, nasıl da yakışıklı!"

Hyunjin kardeşine gülüp üstündeki montu astı. "Yakışmış mı?" diye konuştu kendisi de aynı zamanda aynadan saçlarına bakarken. Eski boya aktığı için bugün randevudan hemen önce siyaha boyatmıştı ve Minho'ya da sürpriz yapmak istiyordu.

"Yakışmaz mı?" deyip yanına geldi ve onun yanaklarını sıkmaya başladı Seungmin. "Sen ne güzelsin öyle! Büyüdün de sevgilin için hazırlanıyor musun, aşık mı oldun sen hı!"

"Seungmin..." Hyunjin yanaklarını kızartan ellerden kendini hızla uzaklaştırdı. "Kaybol."

Dil çıkardı Seungmin, mutfağa gidip meyve atıştırmaya devam ederken Hyunjin de hızla odasına geçip yapılı saçlarına dikkat ederek hazırladığı ve yatağın üstünde duran kıyafetlerini giymeye başlamıştı.

Kırmızı, v yaka bir kazak giydi, altına bol, siyah kumaş pantolon giyip kazağı içine koyup hafif çıkartmış ve masasına ilerlemişti. Asılı kolyelerine gitti gözleri, bir yandan tam olarak nereye gideceklerini bilmediği için her yere gidecek şekilde şık ve sade giyinmek istiyordu.

Hiç sekmeyen bir şekilde yıldız deseninindeki kolyesini ve altına daha düz bir kolye takmış, bileğine ince bir saat geçirmişti. Birkaç yüzük ve ince bir bileklik ile tam olduğunu hissediyordu.

Losyonunu boynuna doğru sürdü elinin tersiyle, burnuna ulaşan koku gülümsemesini sağladı. Hafif ama kalıcı kokuları severdi, hazırlanıp mutfağa geçmiş, sandalye çekmiş su içerken telefonundan arkadaşlarıyla mesajlaşıyordu.

Çok geçmeden Minho'dan gelen mesajla ayağa kalktı, kabanını giyip evden çıkmış, sokağa park edilmiş arabaya ilerlemişti. Her bir adımda daha da baskınlaşan heyecanıyla gülüşünü bastırmaya çalıştı ama tüm bu çabaları başarısız kalmıştı.

Kapıyı açıp içeri yerleşti. "Selam," diye mırıldandı ve güldü gördüğü sevgilisiyle. "Çok yakışıklı olmuşsun..."

"Saçların..."

Heyecanla sordu. "Yakışmış mı?"

"Çok güzel," diye mırıldandı Minho. "Fazla güzelsin."

Hyunjin gülümsedi, ona doğru uzandığı zaman Minho'nun parmakları nazikçe ensesine sarıldı ve dudaklarını birleştirdi gülümsemesiyle. "Ayrıca hoş geldin."

Ayrıldıkları zaman Hyunjin gülümseyerek "Hoş buldum," derken Minho devam etti. "Ve teşekkür ederim, benim için de değişik bir tarz ama benzediğimizi düşünüyorum. Sen her zamanki gibi çok güzelsin."

Hyunjin güldü, Minho her zamanki spor kıyafetlerinin aksine onun gibi giyinmişti. Üstünde siyah boğazlı bir kazak vardı, önü açık bir gömlek, üstüne siyah kumaş ceket ve pantolon çekmişti.

Uzun saçları yapılı, hiç sekmeyen montunun aksine de kabanı da arka koltuktaydı. O arabayı çalıştırırken Hyunjin merakla kaşlarını kaldırdı. "Nereye gideceğiz peki?"

"Sürpriz."

"Minho..." diye mırıldandı iç çekerek. "Bari üstümün oraya gidip gitmeyeceğini söyle."

everyday, hyunho ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin