auction

123 13 24
                                    

"Gelip bizimle oturmaya ne dersin?"

Jiho Park gülümsemesi bir güneş gibi parlayan yakışıklı çocuğa baktı. Şaşkındı.

Gergin bir şekilde gözlüklerini düzeltirken bu yakışıklı çocuğun yanındaki tanıdık kişiye de kaçamak bakışlar attı: Duk Hwa.

Kafası karışmış bir şekilde bu teklifin altında yatabilecek art niyetleri düşündü. Neden popüler bir çocuk onu yanına çağırıyordu? Bu J Lisesi'nin yazılmamış kurallarına aykırıydı.

En sonunda güvensizliklerinin üstesinden gelemedi ve hâlâ ona gülümseyen Daniel'ı kibarca reddetmeyi denedi,

"T-teşekkürler ama bir işim var. Başka bir zaman-"

Kolu bir el tarafından kavranılınca irkildi. Az önce ona gülümseyen Daniel'ın yüzünün ifadesizleşmesini dehşetle izledi. İşte şimdi bittim, diye düşündü. Reddetmek yanlış karardı.

"Kimsenin öğle yemeklerini onlar için taşımana ihtiyacı yok. Sadece kendi tepsini al ve yanımıza gel."

"Ah? Ne?"

"Daniel haklı, Jiho. Bugünlük onları boşver ve bizimle yemek yemeye gel."

Neler olduğunu ve karşısındaki insanların niyetini anlayan Jiho minnetle karışık adını koyamadığı bir duygu hissetti. En sonunda 'adını koyamadığı bu duygu' üstün geldi ve çareyi teklifi tekrar reddetmekte buldu,

"Tekrar teşekkürler ama bununla alakalı değil. Başka bir işim var. Bugün size eşlik edemeyeceğim."

Bunu dedikten sonra hızlıca oradan uzaklaştı.

Bu küçük 'yardım' çabasının tek seferlik olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden ertesi gün tekrar aynı teklifi alınca şaşırdı. Bir şekilde tekrar geri çevirmeyi başardı ancak sonraki bir hafta boyunca bundan kaçınamadı.

Kabul etmeliydi ki, onlarla geçirdiği süre boyunca neredeyse hiç zorbalığa uğramıyordu. Bir zamanlar konuşmayı düşünemediği insanlarla aynı masada yemek yiyordu.

Bu bir hafta boyunca çoğunlukla konuşmamış, bu küçük grubu gözlemlemişti. Yine de, hayal edemeyeceği kadar harikaydı. Birbiriyle alakasız bu insanları bir yapıştırıcı gibi birbirine bağlayan Daniel'ın parlak aurasından etkilenmişti.

Bir zamanlar Mira dışında kimseyle ilgilenmeyen ve onu zorbalayan Zack artık varlığını görmezden gelme kibarlığını gösteriyordu. Yine bir zamanlar görünüşünden dolayı açıkça onu aşağılayan Yui de onu bakışlarıyla yargılamayı bırakmıştı. İkisi de daha ılımlı insanlar olmayı öğrenmiş gibi görünüyordu. Daniel'ın bu etkisi gerçekten inanılmazdı.

Açıkça Daniel'dan hoşlanan Zoe ise Daniel için iyi bir arkadaşlık yaparak niyetini gizlemeyi başarıyordu. (Gerçi Daniel dışında herkes ondan hoşlandığını biliyordu ama yine de bu bir başarıydı.) Yui ile ikisini belli ki birbirlerinden hoşlanmıyorlardı ama bunu dile getirmiyorlardı.

Farklı bir departmandan olan Duk Hwa ise sadece öğlenleri onlara eşlik etmek için geliyordu. Daniel genellikle okul çıkışı onunla buluşurdu ve birlikte bir yerlere giderlerdi. Jiho pek çok kez Daniel'a neden bunu yaptığının sorulduğuna şahit olmuştu. Ancak her seferinde aldıkları cevap, "Yakın zamanda öğreneceksiniz," olmuştu.

Bu bir hafta içinde yaşanan bir başka ilginç gelişme ise, Daniel'ın Vasco'ya yaklaşmak için gösterdiği çabanın sonunda karşılığını bulmasıydı.

Daniel bir hafta boyunca Vasco ile sağlıklı bir iletişim kurabilmek için elinden geleni yapmıştı. En sonunda bunun başardığında, başarsının uğraşlarının sonucunda değil de Jiho ve Duk Hwa'ya gösterdiği samimi yakınlıktan dolayı olduğunu öğrenmişti. Anlaşılan Vasco nihayet onun bir zorba olmadığına ikna olmuştu.

desise -- lookism •alldanielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin