Daniel sabah işe geldiğinde ve şirkete ulaştığında Vasco yine kapıda onu bekliyordu.
"Benimle şirkete gelmeyi bırakmalısın, Vasco. Şu ana kadar tutuklanmaman tamamen şans. Artık bu işin içinde bir iş olduğunu düşünmeye başladım..."
Daniel'ın ona doğru gelmesini izleyen Vasco göğsünü kabarttı, Daniel olmadan şirkete giremiyordu ,"Ben sadece adaleti sağlamak için burdayım. O menajer zorbalık yapmayı bırakmadığı sürece gelmeye devam edeceğim."
Daniel bu konuşmayı kaç kere yaptığını hatırlamıyordu. Aslında bi noktadan sonra vazgeçmişti ama bugün bir şeyleri düzeltebileceğine dair inancı normalden biraz daha fazlaydı...
Yenilgiyle iç çekti ve giriş kartını almak için elini cebine attı. Tam o sırada gözleri Vasco'nun hemen arkasındaki giriş kapısına ilişti.
Vasco Daniel'ın arkasında bir yerlere baktığını fark ettiğinde sorunun ne olduğunu görmek istedi ancak Daniel hemen onu durdurdu,
"Hey, Vasco. Az önce dediklerimi unut. Burada olman harika. Bana bir tek sen yardım edebilirsin."
Vasco'nun bütün ilgisi tekrar Daniel'ın üzerinde toplandı. Daniel rahatlamayla dolu bir iç çekti ve aceleyle aklına gelen ilk bahaneyi ortaya attı, "Bugün ses kaydı alacağız ama sanırım boğazım ağrıyor... Üstelik geç kalıyorum, benim için ilerdeki kahve dükkanından bir kahve alır mısın?"
Daniel bunu söyledikten sonra cüzdanından eline geldiği kadar nakit parayı çıkardı ve Vasco'nun eline tutuşturdu. Verdiği miktar kesinlikle bir kahveden çok daha fazlasını almaya yetecek kadar fazlaydı ama bunu umursamadı. Vascoyu gönderdikten sonra hızlıca şirkete doğru yöneldi. Hareketleri gerçekten geç kalmış gibi görünüyordu ama aslında amacı az önce gördüğü adamı yakalamaktı.
Daniel heyecanlanmıştı. Uzun bir süredir hiçbir ilerleme kaydedemediği için huzursuz bir ruh halindeydi. Okula gidiyor, okula gitmediği zamanlarda da bir idol ajansında çalışıyordu. Bunların hiçbiri Seul'e gelmesinin sebebi değildi ama kolay kolay geride bırakabileceği şeyler de değildi.
Ama şimdi, başarıya ulaşmasını sağlayacağını düşündüğü adam ayağına gelmişti: Gun.
Onun siyah takım elbisesi giymiş figürünü gördüğü anda tanımıştı. Yüzüne baktığında ise artık şüphe götürmez bir şekilde kim olduğunu biliyordu. Güneş gözlükleri ve yüzündeki yara izi. Onu sadece bir kez görmüş olmasına rağmen hatırlıyordu.
Jake Kim'le olan sorgusundan önce bile bu adamın tehlikeli olduğunu biliyordu. Bir ekip liderini ne hâle getirdiğini gördüğünde ise artık çok emindi. Gun bir tür 'liderdi'. Sokaktaki şiddet olaylarıyla bir ilişkisi ve ekipler üzerinde belli bir kontrolü vardı. O J lisesindeki şüpheli ölümlerle bağlantılı olmasa bile Daniel'ın onun peşine düşmesi için hâlâ çok fazla sebebi vardı.
Dönen kapıdan içeriye girmesi üzerinden sadece kısa bir süre geçmişti. Daniel'ın onu yakalaması uzun sürmedi.
Daniel Gun'ın bir takip edilme durumunda bunu hemen anlayacağını biliyordu ama o bir profesyoneldi. Bunu yakalanmadan yapabileceğine güveniyordu.
Kapüşonlusunu hızlıca kafasına geçirdi ve asansöre kadar siyah takım elbiseli adamı takip etti. Onun burada ne işi olduğunu öğrenmek istiyordu. Sonuna kadar gidecekti.
Beraber asansöre bindiklerinde içerisi kalabalıktı ve Daniel kolayca kendisi gizledi. Küçük bir ihtimal bile olsa tanınmak istemediği için yüzünün gözükmesine izin vermeyecekti.
Beklemediği şey Gun'ın aniden kafasını çevirip ona bakmasıydı.
Doğrudan gözlerinin içine bakmıştı. Herhangi bir yanlış anlaşılma ya da tesadüf olmadan. Daniel sandığından erken fark edilmişti ama herhangi bir eylem üzerindeyken yakalanmadığı için sakinliğini korudu ve herhangi bir hamle yapmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desise -- lookism •alldaniel
FanfictionAslen ao3te İngilizce yayınlanan kitabın Türkçe (orijinal) versiyonu. ~Daniel polis olmasıyla sonuçlanan trajik bir geçmişe sahiptir. Son görevi J lisesine sızmaktır. Park Hyungseok = Daniel Park Tek beden +18 ve tetikleyici unsurlar içerir! bxb