Gerçekten arkadaş oldular. En azından şimdilik ilişkilerinin adı buydu.
Hudson'ın Daniel'e karşı farklı hisleri vardı ve bunu gizleme ihtiyacı duymuyordu bile. Daniel ise bu konu hakkında düşünmekten ve onun flörtlerinden ustalıkla kaçınıyordu. Onunla olan iletişimlerinden ve konuşmadıkları anlarda bile keyif aldığı için sıklıkla Hudson'ın mekanına gitmeye başlamıştı.
İlk ziyaretinde oradaki pek çok personel tarafından bir çalışan sanılmıştı. İkinci ziyaretinde ise Jacky ile karşılaşmış ve çocuk bir düşman saldısına uğradıklarını düşünmüştü. Neyseki bir kaza yaşanmadan Hudson ortaya çıkmış ve arkadaş olduklarını ilan etmişti.
Aslında daha çok erkek arkadaşını duyuruyormuş gibiydi. Elini beline koyup hafifçe kendine çekmiş ve oldukça belirsiz kelimeler söylemişti. Büyük ihtimalle ortamda olan pek çok kişi tarafından gerçekten de yanlış anlaşılmışlardı ama bu Daniel'ın umrunda değildi ve düzeltme ihtiyacı duymamıştı. Onun bu umursamazlığı Hudson'ın açıkça çok hoşuna gitmişti ve her fırsatta bu yanlış anlaşılmayı besliyordu.
Üçüncü, dördüncü ve beşinci... Daniel ekip işlerinden, Min Joon'dan ve diğer uğraşması gereken meselelerden her yorulduğunda kendini bara atmaya başlamıştı. Konforlu VIP locası onun için artık yorucu olmaya başlayan hayatından bir kaçış noktasıydı.
Tam da bu ziyaretlerini azaltmaya karar verdiğinde bütün benliği bir ölüm haberiyle sarsıldı. Ölen kişi, tanımadığı,açıkçası varlığını bile bilmediği bir çocuktu. Sönük bir tipti. Büyük ihtimalle zorbalığa uğruyordu ve yine büyük ihtimalle bu zorbalığı kimse fark etmemişti. Daniel morgdaki cesede bakarken transa girmiş gibiydi. Gözünün önünde yaşanan bir cinayete engel olamamıştı. Kendini içinde bulunduğu ilişkilere ve durumlara çok kaptırmıştı. İdol stajyerliği bile yapmıştı..
Bu işte harcadığı her saniye ve dakika için vicdan azabı çekmeye başlamıştı. Okula gitmediği bütün o günlerde bu ölüme dair çok önemli ipuçlarını kaçırmış olabilirdi. Onun son zamanlarda normal görünmediğini fark etmiş olabilirdi. Yardım teklif edebilirdi...
Bütün bu düşünceler ve keşkeler zihnini yiyip bitirirken bir de olayların akşamında Min Joon'dan azar yemişti. Tekrar geri çağırılmakla tehdit edilmişti. Adam lisenin onu bozduğunu ve saçmalamaya başladığını iddia etmişti. Yine de, bütün bu azarlardan sonra onun hiç tepki vermediğini gördüğünde, Daniel'ın asla tahmin edemeyeceği bir sebepten dolayı, ses tonunu daha anlayışlı bir tanesiyle değiştirmiş ve onu teselli etmişti, "Bunun senin suçun olduğunu söylemiyorum ama dikkatinin gittikçe daha çok dağıldığı gerçeğini de görmezden gelemiyorum. Bir an önce toparlanmalısın. Eğer bunun ilaç tedavisini bıraktığın için olduğunu düşünüyorsan sana tekrar gönderebilirim-"
"Hayır-!"
Daniel durgun ruh halinden anında sıyrılarak bu teklifi reddetmişti. Geçirdiği ağır yaralanmanın ardından yıllardır aldığı deneysel ilaçları bırakmasına izin verilmişti. Evet bu ilaçlar hayatını kurtarmıştı ama uzun vadede almaya devam ederse hali hazırda maruz kalmaya başladığı yan etkiler gittikçe daha çok şiddetlenecekti. Sağladığı yararlar sonsuzmuş gibi görünsede tabiki bedava değildi. Ömrünü kısaltıyordu.
Uzun bir süre boyunca ilaçları kullandığı için yaralarının hızlı iyileşmesi, gücünün arttığı seviye hala aynıydı ama kullanmayı reddettiği sürece bu etkiler yavaşça yok olacaktı. Min Joon inanılmaz bir şekilde ısrar etmedi. Hatta, o bunu reddettiği için rahatlamış gibi bile görünüyordu, "Yine de dediklerimi düşün. " dedikten sonra konuşmayı sonlandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desise -- lookism •alldaniel
FanfictionAslen ao3te İngilizce yayınlanan kitabın Türkçe (orijinal) versiyonu. ~Daniel polis olmasıyla sonuçlanan trajik bir geçmişe sahiptir. Son görevi J lisesine sızmaktır. Park Hyungseok = Daniel Park Tek beden +18 ve tetikleyici unsurlar içerir! bxb