"Jake Kim."
Gun yüzünde 'hayal kırıklığına uğramış' bir ifadeyle genç adama baktı. Jake sakin bir şekilde onun hareketlerini izlerken yavaş hareketlerle burnundan akan kanı sildi. İçinde kopan fırtınaları sadece kendisi biliyordu.
"En uygun aday sen olduğun için bana karşı olan nefretini bile görmezden geldim..."
Gun zayıf düşmüş gence bir tekme daha atarken artık hayal kırıklığı gösteren sahte maskesini takmıyordu. Bunun yerine, sırıtıyordu.
"Sana verdiğim bu şansı iyi değerlendirirsin diye düşünmüştüm ama sen, yapman gereken son şeyi yaptın: Yasadışı işlere bulaştın."
"Halefliğini sonlandırıyorum."
.
.
.
.
.
.
Daniel küçük bir tomar parayı Jiho'ya verirken onun ve diğerlerinin yüzündeki şaşkın ifadeye bakıp güldü."S-sen işi halledeceğini söylerken ciddi miydin?"
"Tabiki." Daniel sırasına geçerken onun Jiho'ya neden bu kadar çok nakit verdiğini anlamayan sınıftaki diğerlerine gülümsedi. Aralarından sarışın bir tanesine el salladı ancak çocuk bunu görür görmez kafasını çevirdi.
Daniel biraz tuhaf hissetti. Nerede hata yaptığını bilmiyordu ama Jay sürekli ondan kaçıyordu.
"Çok teşekkür ederim!" Jiho o kadar duygulanmıştı ki, neredeyse Daniel'ın dizlerine kapanacaktı. Daniel, "Önemli bir şey değildi, " dedi. Ardından aniden hatırlamış gibi, Tenefüste benimle kantine kadar gelebilir misin? Diye ekledi.
Jiho onun bakışları altında terlediğini hissetti. Daniel'ın neden böyle baktığını anlamamıştı ama yutkunarak kabul etti.
Ders nihayet bittiğinde Daniel, Jiho'ya söylediği gibi kantine gitmek için ayağa kalktı. Ancak ani bir kararla sıra arkadaşının önüne geldi. İki elini de sıraya koyarak sarışın çocuğu ölümüne korkttu. Kaçış yollarını özenle kapattı.
Jay'in gözleri görünmüyordu. Ama Daniel dehşetle genişlemiş olduklarını tahmin etti. Birbirine bastırdığı dudakları ne kadar gergin olduğunu gösteriyordu. Daniel nedenini bilmiyordu ama gözleri bu pembe dudaklarda olması gerektiğinden fazla oyalandı.
Hızlıca kendine geldi, "Jay, benden uzak durduğunu fark ettim. Eğer bir hata yaptıysam lütfen düzeltmeme izin ver." Duruşuyla söyledikleri tamamen uyumsuzdu. Ama Daniel emrivaki yaparken en ufak bir vicdan azabı çekmedi.
Daniel çevresindeki herkesle arkadaş olmak isteyen, iyi niyet avcısı bir insan değildi. Birileri onun hakkında kötü düşüncelere sahipse, olduğu gibi bırakırdı. Müdahale etmezdi. Ancak Jay farklıydı. Sınıfa ilk adımını attığı günden beri ona ilgi duyuyordu. Bu çocuk bir yerlerden tanıdık geliyordu. Ona oldukça aşinaymış gibi hissediyordu.
Yine de ilişkilerinin gelişmesini zamana bırakmıştı. Zaten aynı sınıfta olduklarından, önünde sonunda iletişim kuracaklarını düşünmüştü. Ama Jay'in sadece onunla değil, sınıftaki kimseyle konuşmayabileceğini hesaba katmamıştı. O kelimenin tam anlamıyla 'sınıfın sessiz çocuğuydu'.
Onu gözlemdiği uzun süre boyunca, Jay'in aktif bir şekilde ondan kaçındığını da fark etmişti. Bu sadece bugün dikkatini çeken bir şey değildi. Ne zaman göz göze gelecek olsalar, sarışın çocuk sanki görmemesi gereken bir şey görmüş gibi bakışlarını kaçırıyordu.
Bunun kişisel olduğunu anladığında, Daniel nihayet dayanamamıştı. Ekledi, "Aramızın kötü olmasını istemiyorum. Umarım beni anlarsın."
Jay çılgınca ellerini ve kafasını sallamaya başladı. Daniel onun endişeli hareketlerine baktığında çok sevimli göründüğünü düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desise -- lookism •alldaniel
Hayran KurguAslen ao3te İngilizce yayınlanan kitabın Türkçe (orijinal) versiyonu. ~Daniel polis olmasıyla sonuçlanan trajik bir geçmişe sahiptir. Son görevi J lisesine sızmaktır. Park Hyungseok = Daniel Park Tek beden +18 ve tetikleyici unsurlar içerir! bxb