- 22 -

37 6 2
                                    

"Seni nasıl yendim ama!" Dedi Chris sevinçle kahkaha atarken. 

Felix somurtarak Chris'in evine gelirken aldığı donutlardan birini eline alıp bir ısırık aldı. "Hile yaptın bir kere." Dedi Felix arkasına yaslanıp. 

Chris oyunun bitiminden beri kahkaha atıyordu. Felix'e uno oyununda on iki kart çektirdiğinden beri kendini bastıramıyordu. "Çok tatlısın." Dedi Chris kahkahaları arasından.

Yanında oturan sevgilisini çenesinden tutup kendine çekti ve dudaklarına şirin, küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Felix hala somurtuyordu. "Öpücük verilmez aslında sana. Hıh! Avans vermeliydin. Olmaz böyle."

Chris'in kaşları hayretle havalandı. "Pardon? Dün seni yeneceğim diyordun."

Felix omuz silkti. "Kanıtlayamazsın."

Chris bir kahkaha atıp Felix'in aldığı donutlardan birini dörde katlayıp ağzına soktu. Onu kocaman açtığı gözleri ile izleyen Felix, "Yavaş ol. Boğazında kalacak, Chris!" Dedi hızla.

Chris ağzındakini yutup arkasına yaslandı. "Zor olmadı." Deyip önlerindeki sehpadaki meyve suyu kutusunu kafasına dikti. 

"Seni yerim!" Dedi Felix kendisine engel olamayıp. Onun bu hallerini çok şirin buluyordu.

Chris meyve suyu kutusunun kapağını kapatıp sehpaya geri koydu ve gülümseyerek sevgilisine döndü. "Beni değil, donutı ye."

"Tch."

Chris kıkırdayarak telefonunu eline aldı ve o saniyede Felix'in şirin bir fotoğrafını çekti. Felix'in haberi bile olmamıştı. 

Büyük olan ayağa kalkıp ellerini beline yerleştirip etrafa bakındı. Birkaç dakikada dağılmış yerleri toparladı. Erkek arkadaşına döndüğünde, "Sinemaya gitmek ister misin?" Diye sordu.

Felix, "Harika olur." Dedi sevinçle. "Hemen filmlere bakıyorum." Deyip telefonunu eline aldı ve gösterimdeki filmlere baktı. 

Küçük olan filmlere bakarken büyük olan lavaboya gitmişti. O sırada Felix'i annesinin araması ile Felix dudağını ısırdı. Sanıyordu ki annesi onu çağıracaktı. Telefonu istemeye istemeye açıp kulağına yaklaştırdı. "Anneciğim?"

"Felix, neredesin?" Dedi annesi düz bir ses tonu ile.

"Chan'in evindeyim, anneciğim."

"Yeter, gel artık."

"Ama anne... Daha bir saat bile olmadı ki. Neden bu kadar erken çağırıyorsun?"

"Bugün cumartesi, Felix."

"Yani? Anlamadım, anneciğim."

"Bu gece Chris ve annesi akşam yemeğine gelecek, unuttun mu?"

Felix kaşlarını çattı. "Benim bundan haberim yoktu."

"Artık nasıl bir ilişkiniz varsa..." Diye mırıldandı annesi. 

"Sen neden söylemedin?"

"Bildiğini zannediyordum. Her neyse, bebeğim, hadi gel. Hazırlıklara başlıyoruz."

"Peki, anneciğim. Geliyorum."

"Görüşürüz." 

"Görüşürüz." Diye mırıldanıp telefonu kapattı Felix. Dudaklarını bıkkınlıkla birbirine bastırdı. Eşyalarını çantasına koyup ayağa kalkıp etrafta dolanarak Chris'in gelmesini bekledi. 

Chris geldiğinde onu hazırlanmış bir şekilde, ayakta görmesi ile kaşlarını çattı. "Gidiyor muyuz?"

"Özür dilerim, Chris. Ama beni annem çağırdı. Sanırım bu gece annen ile yemeğe geliyormuşsun."

miibn - chanlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin