Adam kaşlarını çattı. "Ne?" Yüzündeki gülümseme Hyunjin'in söyledikleri ile solmuştu.
"Dediğim gibi." Dedi Hyunjin rahat bir tavırla. "Siz Bang Jeongin misiniz?"
"Öyleyim." Dedi Jeongin huysuz bir şekilde. Elindeki istekayı yerine yerleştirip Hyunjin'e döndü. "Ne istiyorsunuz, Bay Lee?"
"Kocanıza geri dönmenizi, Bay Bang."
Jeongin anlamsız bir şekilde dudaklarını birbirine bastırdı. "Neden ki?"
"Çünkü dünya o kadar küçük ki eşiniz aşık olmak için benim kocamı seçti. Onu vazgeçirmelisiniz. Eminim ki siz on sekiz yılından daha uzun bir süre evliydiniz. İnsan sevdiğini, alışkanlıklarını, eski hayatını kolay kolay unutamaz asla. Siz ona geri dönersiniz belki kocamdan vazgeçer."
Jeongin kaşlarını kaldırdı hayretle. "Bence iyi olmuş. En azından kocanızın ne mal olduğunu görme fırsatınız olmuş."
Hyunjin sorgulamadan Jeonin'in kafasına vurdu. Jeongin şaşkın bir şekilde kocaman açtığı gözleri ile Hyunjin'i süzerken Hyunjin, "Bakın, bu benim için önemli, tamam mı? Siz veya sizin aşkınız umurumda değil. Ben kocamın sadece bana ait olmasını istiyorum, bir başkasına değil."
"E ikna et o zaman. Benden ne istiyorsun?"
"Az önce söyledim zaten! Balık hafızalı mısın?"
İkisi de sinirden saygı eklerini unutmuştu. Böyle devam edeceklerdi, şu an birbirlerine olan saygılarını yitirmişlerdi.
"Tamam," Dedi Jeongin nefesini vererek. "Derdini tam çözebildiğimi zannetmiyorum ama sonuç olarak eski eşime geri dönmemi istiyorsun?"
"Evet."
Alaycı bir şekilde kıkırdadı Jeongin. "Hıh, rüyanda görürsün-"
Hyunjin tekrardan Jeongin'in kafasına vurduğunda Jeongin kaşlarını çatarak Hyunjin'in vurduğu yeri ovalamaya başladı. "On sekiz yaşında, güzeller güzeli, kırılgan, altın gibi bir çocuğum var. İkimize de çok düşkün. Eğer babası beni terk edip senin eski eşin, yani kendi evleneceği çocuğun annesi ile evlenirse yıkılır, anladın?"
"Ya of! Çok karışıksınız. Hiçbir şey anlamadım."
"Sen cidden Chan'in babası mısın?"
"Öyleyim demiştim." Dedi Jeongin düz bir ses tonu ile.
"Onları neden terk ettin? Neden aldattın eşini?"
"Öyle olması gerekti." Dedi Jeongin nefesini vererek. "Aldatmak bir bahaneydi. Normalde sadık biriyim ben." Birkaç adım ilerleyip çantasını toparlamaya başladı. "Bir baba olmaya hazır değildim. Hiçbir zaman olmayacaktım. Evimin babası olamazdım. Belalı bir tipim." Omzunun üzerinden Hyunjin'e baktı. "Anlarsın."
"Hm hm."
"İçer, gezer, tozarım. Akloliğimdir. Çoğu zaman kumar oynarım. Bazen," parmaklarını bilardo masasında yürüttü. "İhtiyacım olduğu zamanlar çalarım. Yatıp kalktığım kişi belli değildir." Pişmanlık dolu bakışlarını Hyunjin'e çevirmeyi reddediyordu. Bakışları bir süre bilardo masasındaydı, hâlâ öyleydi. Dudakları alaycı bir şekilde yukarı doğru kıvrıldı. "Örnek babam olmadığı için doğru, olması gerektiği gibi bir baba olamadım. Oğlumun böyle, efendi ve iyi bir çocuk olmasının nedeni de annesi. O büyürken onlarca kitap okuduğunu onu nasıl doğru bir şekilde yetiştireceğini, öğrenmeye çalıştığını hatırlıyorum." Bir nefes verdi. "Ben onun kadar ilgili değildim, hatta hiç değildim. Kumardan döndüğümde ödevlerine yardım etmemi isterdi, bazen top oynamak isterdi. Cevabım hep olumsuzdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miibn - chanlix
FanfictionFelix çocukluk aşkı ile yıllar sonra tekrar karşılaşır. - tamamlandı - chanlix 120423 260623