"Merhaba,"
"Selam, Bay Choi."
"Buyurun lütfen." Deyip önündeki sandalyeyi işaret etti Yeonjun.
"Teşekkürler." Felix Yeonjun'un işaret ettiği sandalyeye oturduğunda birbirlerine samimi gülücükler ile bakmaya devam ettiler.
Felix anne ve babasının ayarladığı bu buluşmaya gelmişti, her ne kadar istemese de. Ama Felix bu buluşmada her şeyi açıklığa kavuşturmak istiyordu. Yeonjun'a olup biten her şeyi anlatmak gibi bir planı vardı.
"Nasılsınız?" Diye sordu Yeonjun samimi bir ses tonu ile.
"Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"İyiyim, teşekkürler."
Yeonjun ilk buluşma için abartı kaçmasın diye resmi bir takım elbisesi giymek yerine şık, rahat, açık renkli kıyafetler giymeyi tercih etmişti. Felix de ondan farksızdı. Şık ama rahat takılıyordu.
Garson gelip siparişleri aldıktan hemen sonra Felix, "Evet... Ailelerimiz bizi birbirimize uygun görmüşler..." Dedi arkasına yaslanırken. Derin bir nefes verdi hüzünle. "İyi birine benziyorsunuz. Ama ben lafı gevelemeyi cidden hiç istemiyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim, benim bir sevgilim var, Bay Choi. Onu çok seviyorum ve kimsenin onun yerini dolduramayacağına eminim. Bunları size rahat bir şekilde söyleyebiliyorum çünkü biliyorum, bu görücü usulü bir evlilik olacaktır olacak ise. Bu nedenle şu an sizin bana karşı hiçbir hissiniz yok ve bu nedenle kötü hissedeceğinizi düşünmüyorum."
Yeonjun dudaklarını birbirine bastırırken kafasını aşağı yukarı salladı. "Hm hm."
"Beni anlamanıza sevindim. Şimdi ne olur tam bilmiyorum ama... Ben sanırım hamile kalacağım... Yani.. Kalmak istiyorum... Olursa bu evlilik olmayacak. Ama eğer olmazsa... Olmazsa sizinle evleneceğim."
Yeonjun, "Evet, böyle oluyor." Derken siparişlerini bir garson getirmiş ve masanın üzerine koymuştu.
İkisi de siparişleri getirdiği için garsona teşekkür ettikten sonra Felix söylediği sıcak kahveyi kaşık yardımıyla karıştırırken, "Peki siz? Sizin bir görüştüğünüz var mı, Bay Choi?" Diye bir soru yöneltti Yeonjun'a.
"Açıkçası ben gerçekten çok yoğun çalışıyorum ve bu tür işler için pek vaktim yok. Kendime ayırabildiğim tek zamanı zaten ailem ile geçiriyorum yani evlensek de hiç evlenmemişiz gibi hissederim, belki size de bunu hissettiririm. Çünkü günümün neredeyse yüzde seksen beşi şirkette geçiyor."
"Woah..." Diye mırıldandı Felix. Kahvesinden bir yudum aldı. "Çok yoğunmuşsunuz cidden. Yorulmuyor musunuz?"
"Günlerim bu nedenle çok stresli geçiyor. Aslında hiçbir şekilde evlenmeyi düşünmüyordum ama günlerimin bu kadar stresli geçtiğini fark edince benim evlenmemi uygun gördüler. Kafamı dağıtacak bir kişinin, beni mutlu edecek, benimle ilgilenecek bir kişinin olmasının bana iyi geleceğini düşündüler. Bu nedenle de annem anneniz ile iletişime geçmiş." Dedikten sonra söylediği kahveden bir yudum alıp kahve fincanını tabağına geri koydu.
"Anladım." Felix kafasını aşağı yukarı sallarken dudağının içini ısırdı. "Çok zor olmalı."
"İşimi seviyorum. Ama beni yorduğu bir gerçek. Aileme hak veriyorum yani. Hakikaten de bana bir eş iyi gelebilirdi. Stresimi alabilecek, sevgimi paylaşabileceğim biri."
"Umuyorum ki doğru kişi, doğru zamanda karşısınıza çıkar. Çünkü o kişinin ben olduğumu zannetmiyorum."
Yeonjun kaşlarını havalandırdı. "Bu kadar eminsiniz eşim olmayacağınıza?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miibn - chanlix
FanficFelix çocukluk aşkı ile yıllar sonra tekrar karşılaşır. - tamamlandı - chanlix 120423 260623