Minho videodakinin Seungmin ile kendisi olduğunu anlayınca ayağa sinirle kalkıp telefonu aldı. "Terbiyesizlik yapma, Ryujin!"
"Enişte, çok özür dilerim. Ama böyle biri ile aynı masada oturmam ben." Deyip ayağa kalktı Yuna ve Ryujin. Beraber masayı terk ettiklerinde.
Seungmin başını eğerek dolu gözlerini gizlemeye çalıştı. Chris ne olduğunu anladığı sıra gözü kararmıştı. Yanına oturan annesinin bileğinden tutup kaldırdı. "Gidiyoruz." Beraber ayağa kalkıp kapıya yöneldiklerinde Felix ağlayarak Chris'in peşinden gitti.
"Chris çok özür dilerim onlar adına. Çok özür dil-"
"Ne demek özür dilerim?" Diyerek malikanenin girişine, anne, oğul ve Felix'in yanına geçti Hyunjin. "Bir... Bunu söylemek bana yakışmaz ama onu savunamaz, ondan özür dileyemezsin."
"Anne ama-" diyecek oldu Felix ağlamasına engel olamadan.
"Kes sesini Felix. Doğru odana."
"Hoşça kal Yongbok." Diye mırıldandı Chris kapıdan çıkacağı sıra.
Minho yemek masasında aile üyelerine yanlış anlaşılma olduğunu anlatmaya çalışırken hızla koşarak Chris'in yanına geldi. "Chan lütfen. Durun."
"Ne durun, Bay Lee?" Diye kükredi Chris. "Anne sen git. Ben geliyorum." Seungmin oğlunu onaylayıp gittiğinde Chris tekrar bağırdı ama bu sefer sinirle değil, hüzünle. "Berbat bir insansınız, Bay Lee!"
"Onunla bu şekilde konuşamazsın!" Dedi Hyunjin ciddi ama sert bir ses tonu ile. "İkiniz de yalancısınız. Kim bilir daha neler saklıyorsunuz?"
"Ne saklaması? Bizim sakladığımız hiçbir şey yok."
"İsminin Chan değil de Christopher olması mesela." Dedi Hyunjin. "Felix'in eski sapık sevgilisi olman mesela. Annenin sevgilim yok deyip barların kabinlerinde ne olduğu belli olmayan adamlarla kırıştırması."
"Hyunjin!" Dedi Minho dişlerinin arasından. Sabrı taşmıştı. "Haddini aşan şeyler söyleme."
Chris duydukları ile dili tutulmuş bir halde kalakaldı. Artık titriyordu, bunları kaldıramazdı. "Anneme orospu mu demek istiyorsun sen? Bana yine sapık etiketi mi yapıştıracaksın?"
"Hayır, Chan." Dedi Minho. Eşine döndü. "Sen artık odana çıksan iyi edersin, Hyunjin."
Hyunjin hayretle kocasına döndüğünde Minho bir şey demeden Chris'in yanına geçti ve beraber dışarı çıktılar, Chris donuk haldeydi.
"Ben inanamıyorum..." Diye mırıldandı Chris. "Biz... Kötü bir şey yapmadık. Biz kötü insanlar değiliz..."
"Biliyorum, Chris... Üzme kendini lütfen."
"Nasıl?" Diye bağırdı Chris ağlamaya başlarken. "Nasıl üzülmeyeyim? Aşık olduğum çocuğun annesi anneme orospu dedi resmen. Bana hala sapık diyor. Şimdi de yalancı olduk." Dedi isyankar bir şekilde.
"Ben konuşacağım... Onun böyle şeyler yapacağı aklımın ucundan bile geçmezdi."
"Anneme söylemiştin değil mi? Evli olduğunu.."
"Mesajlarda söyledim... Ama henüz görmedi."
"Mesajlar mı? Neden yüz yüzeyken söylemedin? Bugün beraberdiniz."
"Onun bana tekrar dönmeyeceğini düşündüğüm için aklım uçmuş. Özür dilerim, Chris."
"Off..." Chris derin bir nefes verip yüzünü sıvazladı.
"Gel banka oturalım. Sana bir şişe su geçireyim."
"Lütfen..."
Minho elini küçüğün sırtına koydu. "Hadi geç sen. Ben geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miibn - chanlix
FanfictionFelix çocukluk aşkı ile yıllar sonra tekrar karşılaşır. - tamamlandı - chanlix 120423 260623