Jongyon uyanmış ve Hoseokla Yoongiyi de uyandırmaya çalışıyordu. "Baba uyan! Neden Yunkiye sarılıyorsun?" Jongyon Hoseoku dürterken Yoongi kollarını daha da Hoseokun beline sarmıştı.
Hoseok yavaş yavaş uyanırken Yoongiyle yüzyüze sarıldıklarını gördü. "Baba! Uyanın ya!" Hoseok Jongyonun tam kafalarında dikildiyini görünce hızla ittirdi Yoongiyi.
Yoongi de uyanırken oflamaya başladı. "Sabah sabah ne bağırıyorsunuz ya?!" Jongyon Hoseokun boynuna sarılıp yanağını öptü.
"Baba uyandın mı?" Hoseok kafasını sallayıp ayağa kalkıp lavaboya girdi. Yoongi de doğrulmuştu. Hoseok lavabodan çıkınca Yoongi girmişti.
Hoseok ve Jongyon yatakta oturmuş sohbet ederken Yoongi de lavabodan çıkmıştı. Kahvaltı ettikten sonra Yoongi işe gitmişti ve şimdi Jongyon Hoseoku dışarı çıkmaya ikna ediyordu.
"Olmaz diyorum Jongyon. Olmaz." Gözlerini büyüterek alt dudağını sarkıtıp uzatarak "Ama baba lütfen."
...
"Alo Jimin Taehyungu da al gel. Yeni bir yer açılmış oradayız." Jimin telefondan "Tamam Hoseok konum at geliyoruz." Hoseok gülerek Jongyona bakıp kafasını salladı.
Jongyon Hoseoku ikna etmiş ve tatlı bir kafeye gelmişlerdi. Şimdi de sıkıldıkları için Taehyung ve Jimin ikilisini çağırmıştılar.
Bir süre sonra içeri giren ikizlerle Jongyon masadan kalkıp hızla Taehyungun kucağına çıkmıştı. Taehyung ta onu kucağına alıp yanaklarını öperken Hoseokun oturduğu masaya gelmişlerdi.
"Nasılsınız?" İkisi de yerleşmiş ve "İyi sen?" Hoseok ta karşılık vermiş ve cheesecake ini yemeğe devam etmişti.
Bir saat sonra Jimin "Şey ya ben diyorum ki biz şu yeni açılan bir gece kulübü var.. oraya mı gitsek?" Hoseok Jiminin lafını kesip "Sakın.. aklından bile geçirme Jimin. Hem Jongyon var."
Jongyon masadan Hoseokun elini tuttu "Baba lütfen gidelim ben de merak ediorum lütfen." Hoseok kararlılıkla kafasını iki yana sallamıştı. "Hayır olmaz. Katiyyen olmaz."
...
"Kahretsin neden sizi dinledim ki. Al işte Jongyon Yoongi arıyor." Jongyon Jiminle gülerek şakalaşırken Hoseok lavaboya gitmişti gürültüden dolayı. Telefonu açıp "Efendim Yoongi?"
"Saat dokuz olmuş?! Nerdesiniz siz?! Kimden izin aldınız?!" Hoseok yutkunarak "Şey biz..Jongyonla kafeye geldik ama birazdan döneriz." Yoongi sinirle solusa da "Tamam çabuk dönün." Hoseok kafasını sallayıp aramayı sonlandırmıştı.
İçeri girip masaya oturmuştu. "Off Jongyon Yoongi hemen dönün dedi." Jimin oflayarak "Aman boş ver biraz içelim ya ne olacak."
Elindeki içkiyi Hoseoka uzatıp eline sıkıştırmıştı. Hoseok alıp içerken fazla ağır olduğunu anlamıştı. Bir kaç bardaktan sonra kafası giderken etrafını görmüyordu.
Hoseok ve Jimin kendinden geçerken Jongyon o kadar sesten sonra çoktan uyumuştu. Taehyung hala etrafına bakarak bir şeyler içerken gözü uzaktan ona bakan Jungkooka takılmıştı. Göz göze geldikleri an yutkunup kafasını çevirdi. Yan tarafında hareketlilik hissederken kafasını çevirip bakmaya korkuyordu.
"Pışt güzellik takılalım mı biraz?" Taehyung sinirle ona taraf döndü. "Siktr git Jeon!" Jungkook kıkırdayıp Taehyungun koluna dokunduğ an Taehyung itmişti. "Dokuma bana! Adi herif! Siktir git dedim anlamadın mı?!" Jungkook sabır çeker gibi nefes alıp kolundan tutup sürükledi.
"Bekle! Nereye gidiyoruz?!" Jungkook odalardan birine getirip içeri attı ve kapıyı kapattı. "Sen.. ne yapıyorsun? Aç şu kapıyı!" Jungkook Taehyungun tuttuğu kolunu sıkmaya başlarken Taehyung acıyla dudaklarını birbirine bastırdı.
"Yapma. Bırak dedim Jungkook." Jungkook kolundan çekip sırtını duvara yaslamış ve yüzüne yaklaşmıştı. "Sinirlendirme beni. Ciddi halimi görmek istemezsin Taehyung."
Taehyung yutkunmuştu. "Ne yapmamı bekliyorsun Jungkook. Boynuna sarılmamı falan mı?! Nefret ediyorum senden!" Jungkook yüzüne yaklaşınca Taehyung nefesini tutmuş konuşmayı kesmişti.
"Tamam haklısın. Öyle yapmamalıydım. Hata ettim-" Taehyung kurtulmaya çalışırken "Ama yaptın. Şimdi bırak beni Jugkook sesini bile duymayı istemiyorum." Taehyungun gözleri dolmaya başlarken kafasını eğmişti.
"Taehyung bak gerçekten özür dilerim. Aptallık yaptım ve kafam yerinde deyildi. O kadar karışmıştı ki her şey. Özür dilerim-" Taehyung sinirle gözlerini kapatıp "Dileme! Dileme çünkü umurumda deyilsin! Şimdi lütfen bırak..gidicem."
Jungkook sinirlenince "Bırakmıyorum. Ne yapacaksın bırakmıyorum?" Taehyung titrek bir iç çekti. Jungkook boynuna yaklaşırken kendini geriye çekmeye çalışıyordu ama duvarla iç içe geçmişti resmen.
"Y-yapma lütfen bırak.." Jungkook gülüp "Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun? Seninde istediğini biliyorum Taehyung." Taehyung gözlerini kenetleyip yutkunurken Jungkook yavaştan boynuna inmiş yemeye başlamışt resmen.
Boynunu emerken ara sıra dişlerini geçiriyordu. "Ahh Ju-jungkook yapma lütfen." Jungkook sırıtıp elini bedeninde gezdirmeye başladı. Taehyung kafasını geriye atıp alt dudağını ısırarak inlememeye çalışıyordu. Çoktan onun büyüsüne kapılmışken gözleri dolmaya başlıyordu.
Elini bedenine sürtüp t-shirtinden içeri sokup okşamaya başlamıştı. Taehyung onun elini ittirmeye çalışırken Jungkook çıplak tenini sıkınca acımıştı. "Ah lü-lütfen.."
Çenesinden gelen öpücükler dudaklarına yaklaşırken Taehyung hızla ittirmişti Jungkooku. "Bi-bir daha sakın dokunma bana." Hızla odayı terk ederken göz yaşları dökülmeye başlamıştı. Lavaboya girip ağlamaya başlarken elini ağzıyla kapatıp hıçkırıklarını engellemeye çalışıyordu.
O sırada Hoseok ve Jimin saçmalamışlar ve gözleri kapanmaya başlamıştı. "Hoseok!" duyduğu sert sesle o tarafa dönüp güldü. "Yoongi. Gel buradayız." Hoseok bayık bakışlarla kıkırdasa da Yoongi sinirle gelmiş ve kolunu tutup sıkmıştı. Arkasındaki adamlara Jongyonu da almasını söylerken kendisi de Hoseoku kucağına aldı.
"Ama Yoongi gitmeyelim lütfen burası çok iyi. Yoongi dişlerini birbirine bastırıyordu "Eve gidelim bi hele." Hoseok iyice Yoonginin boynuna sokulup koklamaya başlamıştı. "Özür dilerim ama Jongyon çok gelmek istiyordu." Yoongi iç çekerek "Sende onlara kandın yanı ha?"
"Ama Yoongi çok istediler. Kıyamadım.." Yoongi Hoseoku kucağında daha da rahat pozisyona salarak "Ben kıyıcam sana bekle." Hoseok kıkırdayıp burnunu Yoonginin boynuna sürterken. "Sen bana kıyamazsın ki.." Yoongi bir kaç saniyeliğine durup ona baktı.
Dağılmış gözüküyordu. Gözleri bayıktı ama gülüyordu. Yüzü içmekten kızarmıştı ve hala kıkırdıyordu.
"Bakıcaz ona." Hoseok dudaklarını büzüp. "Yoongi özür dilerim." Bir şey demeden Hoseku arka koltuğa Jongyonun yanına bırakmış ve öne geçmişti.
Eve geldiğinde Hoseoku kucağına alıp Jongyonu da arkasındaki koruma almış ve odaya çıkarmışltılar. Adam Jongyonu yatağa bırakıp odadan çıkınca Yoongi de Hoseoku Jongyonun yanına bırakmıştı.
Dudaklarını onunkine bastırıp hareket ettirmişti. Hoseok kollarını Yoonginin boynuna sarıp karşılık verince Yoongi geri çekilmişti. "Uyu şimdi yarın hesabını vereceksin zaten." Hoseok kıkırdayıp kafasını sallamış ve Jongyona sarılarak uyumuştu.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sei più bella delle rose - YOONSEOK
Подростковая литератураHikaye de kötü şeyler de vardır rahatsız olucaksanız en baştan okumayın!!! Hoseok annesinin amelyat parası için Yoonginin evinde çalışıp onun kurallarına uyuyordu. Ne kadar zor olsa da...