Hoseok odada üzerine giyecek bir şeyler seçerken Yoongi içeri girmişti. Yoongi Hoseokun üzerine gidince Hoseok çıkardığı kıyafetle üzerini kaparken geriye gitmişti. Yoongi onu duvara sıkıştırıp tam gözlerinin içine bakıyordu.
"Lü-lütfen yapma Yoongi." Hoseok korkarak bakışlarını kaçırmıştı. Yoongi elini Hoseokun yanağına koyup okşamaya başlamıştı. Yaklaşıp hafifçe dudaklarını birleştirip ıslakça öpüyordu.
Hoseok karşılık verince Yoongi diğer kolunu tamamen beline sarıp kendine çekmişti. Yanağını okşarken dudaklarını ağzının içine çekerek emiyordu. Yoongi Hoseoku bırakınca Hoseok kafasını eğmiş dudaklarını yalamıştı. "Nereye gidiyorsun?" Hoseok kafasını kaldırıp "Şey ben şey yaptım..sen burda olmayınca gidip üniversiteye tekrar başladım. Haftada 3 kez ama zaten."
Yoonginin kaşları çatılırken belindeki kolunu sıkmıştı. "Benden izin almadan? Eski üniversitene? Jiminlerin de olduğu?" Her cümlede belini daha da sıkarken Hoseok ellerini kolunun üzerine koyup "Şey e-evet ama..ımh Y-yoongi acıyor dur." Yoongi belini bırakıp bileğini sarmıştı Hoseokun.
"Sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun ha?!" Hoseok korkarak gözlerini kapatmıştı. Yoongi bileğini sıkarak "İzin falan vermiyorum gidemezsin hiç bir yere." Hoseok hızla dolan gözlerini açıp ona bakmıştı. "Lü-lütfen Yoongi. Lütfen izin ver.." Yutkunarak zorlukla konuşmuştu.
Yoongi soğuk bakışlarla ona bakarken Hoseok yanıyordu resmen. "Lütfen..lü-lütfen Yoongi. Çok çok çok istiyorum...hem hani benim işime karışmayacaktın?" Hoseokun konuşmasıyla Yoongi bileğini daha sert sıkmaya başladı "Bana bak benim sabrımı sınama Hoseok. Kötü olur." Hoseok kafasını eğdi.
Yanaklarından yaşlar akmaya başlamasıyla zorlukla nefes alıyordu. Hoseok hıçkırarak ağlarken Yoongi diğer eliyle alnını sıvazladı. "Tamam. Ama gözüm üzerinde haberin olsun." Hoseok ağlarken aniden kafasını kaldırıp ona baktı ciddi olup olmadığını anlamak için.
Gayet ciddi görünüyordu. Bileğini kurtarmaya çalıştığında Yoongi Hoseoku daha çok kendine çekmiş, diğer elini çenesine götürüp dudaklarını birleştirmiş, setçe öpmeye başlamıştı. "I-ımh Yoongi d-" Yoongi konuşmasına izin vermeden öpüyordu dudaklarını. Hoseok dudağındaki acıyla inleyip ittirmeye çalışmıştı ama başarısız olmuştu.
Yoongi bileğineki elini beline sarıp döndürerek yatağa atıp üzerine çıkmıştı. İki eliyle sertçe bileklerini tutarken çıplak göğsünde izler bırakıyordu. "Yo-yoongi kalk lütfen." Yoongi sırıtarak boynuna geçip ısırıyor dilini teninde gezdirerek zevk almasını sağlıyordu. "Immh." Derince inlemesiyle Yoongi hızlanmıştı. Hoseokun dudakları titiryordu. Yoongi boynundan çekilip tekrar dudaklarını birleştirip dilini ağzına iterek alt dudağını ısırmaya başlamıştı.
Hoseok onun hızına yetişemese de elinden geldiği kadar karşılık veriyordu. Ağzına gelen demir tadıyla dudağını mahvettiyini anlamştı. Üniversiteye gideceğini hatırlayınca ellerini Yoonginin omuzlarına koyup ittirmeye çalışmıştı. "Y-yoongi mmh durmalıyız lüt-fen.." Yoongi geri çekilmiş altındaki çocuğa bakıyordu. Dudakları mosmor olmuş ve kanamıştı.
Hoseokun bileklerini tuttuğu için Yoongi eyilip dudaklarında dilini gezdirmiş, kendi kanattığı dudaklarını ıslatarak temizlemişti. Hoseok gözlerini açıp onu dikkatlice inceliyen Yoongiye bakmıştı.
"Bırak artık gitmeliyim ben." Yoongi son kez boynuna sert ve sulu bir öpücük bırakıp ayağa kalkmıştı. Hoseok ta hemen ayağa kalkıp üzerini toparlayıp hazır koyduğu kıyafetini hızla üzerine geçirmişti. Saçlarını eliyle geriye tarayıp boğazını temizlemişti. "B-ben çıkıyorum o zaman şey Jongyona sen baka bilir misin? Lütfen..." Gözleri parlarken Yoongi sinirle soluyup kafasını sallamıştı. Hoseok gülerek tebessüm etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sei più bella delle rose - YOONSEOK
Teen FictionHikaye de kötü şeyler de vardır rahatsız olucaksanız en baştan okumayın!!! Hoseok annesinin amelyat parası için Yoonginin evinde çalışıp onun kurallarına uyuyordu. Ne kadar zor olsa da...