Sabah kahvaltı ettikten sonra Leyoun Seulu görmek istediğini söyleyip çıkmıştı ki Yoonginin de pek umurunda değil gibiydi.
Öğlen olmuştu ve Hoseok odada Jongyonla şakalaşıp Jongyona telefonundan video açmış ve aşağı inmişti. Yoongi kanepede oturmuş telefonuna bakarken Hoseok bir şey demeden biraz uzağına oturmuştu.
"Dün gece nerede uydun? Sabah ta odada deyildin. Erken mi kalktın?" Yoongi sırıtarak ona bakıp tekrar telefona dönmesiyle. "Yoksa..gerçekten mi?! Nasıl bu kadar iğrenç ola bilirsin?" Yoongi ona anlamaz bakışlar atarken "Ah Hoseok unutma bu bir savaş. Ve sen başlattın." Hoseok sinirle ayağa kalkmıştı. Gözleri dolurken mutfağa gidecekti ki Yoongi sıkıca belinden tutup kucağına oturtup öpmeye başlamıştı.
"Bıraaak!" debelenmeye çalışırken Yoongi hızla dudaklarını birleştirip emmeye başlamıştı. Hoseok omuzuna vurarak itmeye çalışması Yoongiyi daha da sinirlendirirken belini daha sıkı kavrayarak kanepede döndermiş ve yanına atmıştı.
Elleri hala belindeyken yüzüne eğilip boynunu emerken ara sıra da dişlerini sürtüyordu. Hoseokun kalbi her zamanki gibi yerinden fışkırırken karnı kasılıyordu. "Bı-rak!" Yoongiyi elinde olan son gücüyle ittirmeye çalışmıştı ama hiç gücü kalmamıştı. Eli ayağı boşalmış gibiydi.
Yoongi gülerek boynunu öperken elini eşofmanından sokup iç çamaşırı üzerinden kalçasını sıkmıştı. "Immh d-dur Yoongi." Yoongi sırıtarak boynundan çekilip gözlerinin içine bakarken Hoseok bakışlarını yere düşürüp kaçırırken "K-kalk üzerimden."
"Neden? Özlemedin mi beni hm? Eğlenelim biraz." Hoseoku direk kucağına alıp yukarı götürürken Hoseok boynuna sarılıp hafifçe onu koklarken kalçasının altındaki elleri daha da sıkışmıştı.
"N-nereye gidiyoruz? Jongyon odada." Hoseokun konuşmasıyla Yoongi sırıtıp yolunu deyiştirerek çalışma odasına gitti. İçeri girip kapıyı arkasından kapatıp Hoseokun sırtını duvara yaslayıp rahat bir şekilde elleri kalçalarındayken kafasını boynuna gömüp ıslatmıştı.
"Imh Yoongi." Yoongi köprücük kemiğini ısırıp kalçalarını avuçlamaya başlamıştı. Boynundan çekilip dudaklarını emerek öpmeye başlamıştı. Hoseok ellerini yanaklarına ve ensesine dolarkan karşılık veriyordu özlediği dudaklara.
Yoong Hoseokun dudaklarını sertçe yiyordu. Diğer elini kıyafetinin altından sokup göğüs uçlarını sıkarak oynamaya başladı. Hoseok dudaklarına inlerken Yoongi kendini durduramıyordu. Hala öpüşürken kapıdan gelen sesle ikisi de durmuştu. "Yoongi bebeğim nerdesin? Ben geldim." Hoseok hemen Yoongini ittirerek kucağından düşmüştü.
Hızla kıyafetlerini düzeltti. Kız içeri girince onu bekliyormuş gibi heyecanla bakan iki kişiyle duraksamıştı. "Ne oldu?" Hoseok sahte bir şekilde gülerek kafasını iki yana salladı. "B-ben Bay Mine babam hakkında bir şey soruyordum da."
Kız kafasını sallamış ve garip bakışlar atarak çıkmıştı odadan. Hoseok gözlerini kapatıp derin nefes alarak soluklanıp bakışlarını Yoongiye çevirdi. Yoongi tekrar üzerine gelip boynunu öperken Hoseok ittirmişti. "D-dur Yoongi ne yapmaya çalışıyorsun?" Yoongi oflayarak ondan ayrılmıştı.
"Yoongi bir de ben bu gün Jongyonla Taehyungların evine gideceğiz de." Yoonginin kaşları çatılırken "Olmaz." Hoseok kaşlarını alayla kaldırıp ellerini beline koydu. "İzin almadım?" Biraz Yoongiye yaklaşıp yüzleri arasında kısa mesafe bırakarak "Unuttun mu Yoongi bu bir savaştı. Ayrıca istediğimi yaparım.." fısıldamasıyla Yoongi dudaklarına yaklaşırken geri çekilmişti.
"Gitmeliyim. Sonra görşürüz.. Umarım." Gülerek odadan çıkmasıyla Yoongi sinirle masaya oturmuş telefonu açıp birini aramıştı...
...
Jongyonla hazırlanmış ve çıkmışlardı. Jiminlerin evine gitmiş, oturmuşlardı. "Taehyung Jimin nerede?" Taehyung kanepeye Hoseokun yanına oturarak "Ha o yeni çalışmaya başladı ya kafede tüm zamanını orda geçiriyor artık." Hoseok ta kafasını sallamıştı.
Jonyon Taehyungun kucağına çıkmış onunla oynarken Hoseok ta mutfağa gitmiş bir şeyler pişirmişti hızla. Direkt getirip masaya koymuş ve Taehyungla Jongyonda kalkıp yemişlerdi.
Akşama kadar Jongyonla oynamış, sohbet etmiş ve aşka şeylerde yapmışlardı. Taehyung Jiminden gelen mesajla "Jimin bu gün mesaiye kalacakmış gece gelecekmiş." Hoseok kafasını sallayıp "Bu gün seninle kalmamı ister misin?" Taehyung biraz düşünüp "Gerek yok ya ben hallederim merak etme sen." Hoseok kafasını salladı.
Saat 9 olurken çalan kapıyla Taehyung Hoseoka anlamaz bakışlar atıp ayağa kalkıp kapıyı açtı. Gördüğü kişiyle olduğu yere çivilenirken Yoongi omuzunu iki kez patpatlayıp içeir geçmiş, Jungkook ta gülerek yanağından öpüp geçmişti. Kimse 'geçebilir miyiz' diye sormamıştı bile.
Taehyung kapıyı kapatıp içeri girmişti. Jongyon Jungkookun kucağında dudağındaki piercingle oynarken Yoongi de Hoseokun dibine oturup bakışlar atıyordu. "Size de merhaba." Taehyungun konuşmasıyla hepsi ona dönmüştü. Jungkook kıkırdayıp Taehyungun kolundan tutarak yanına oturtmuştu. Hoseok sinirle Yoongiye dönüp.
"Birazcık dayanamadın değil mi? İlla geleceksin. Hem Leyouna ne oldu?" Yoongi umursamazca omuz silkti. "Evdedir ya da dışarı çıkmıştır." Taehyung ta Hoseok gibi bakarken "Nasıl sevgilisiniz siz ya?" Hoseokun konuşmasıyla Yoongi yarım ağız sırıtarak yüzüne yaklaşıp "Kıskanma yavrum." Hoseok göz devirip yüzünü çevirmişti.
"Eee film izleyelim mi?" Jungkook Taehyunga bakarak konuşmuştu. Taehyung biraz yaklaşıp kimsenin duymayacağı şekilde. "Neden geldiniz ya?! Sen benim evimi nerden biliyorsun?" Jungkook gülerek karşılıklı yaklaşmış "Ben bilirim. Bu gün senin odanda uyuyalım diyorum? Sen benim evimde uyudun ben de uyucam." Taehyung sinirle tıslayarak "Uzak dur benden Jeon."
Jungkook sırıtıp dudaklarını birleştireceği an Hoseokun konuşmasıyla durmuştu. "Hangi filme bakıcaz?" Taehyung hızla Jungkooktan uzaklaşıp "Romantik komedi?" Hoseok onaylarken Yoongi huysuzca "Korku filmine bakalım." Hoseokun gözleri kocaman açılırken hızla kafasını iki yana salladı.
"Olmaz romantik komediye bakalım." Yoongi dalga geçerek yüzüne yaklaşıp "Niye korkuyor musun?" Hoseok kaşları çatık bir şekilde yüzüne bakıp dudağını büzdü. "Banane. Bakmayacağız işte." Omuz silkmesiyle Yoongi kahkaha atmıştı resmen.
"Tamam siz nasıl isterseniz." Taehyung hızla ayaklanıp televizyondan bir komedi filmi açmış ışıkları kapatmıştı. Hoseok aniden "Taehyung dolapta abur cubur vardı dimi?" Taehyung kafasını sallayınca Hoseok ayaklanmıştı. Yoongi de kalkarak "Ben de seninle geleyim o zaman." İkisi birlikte mutfağa gitmiş ve Taehyungun Jugkookla yanlız brakmışlardı. Taheyung gerginlikten kurtulmak için durdurdukları filme odaklanmaya çalışsada bacağındaki el kasıklarına çıkıyordu. Taehyung aniden elinden tuttu "D-dur ne yapıyorsun?" Jungkook yüzüne yaklaşıp dudaklarına fısıldadı.
"Hazır başbaşayken.." Boynunu emmeye başlarken ellerini omuzuna koyup durdurmaya çalışmıştı. İtmeye çalışırken Jungkook tek eliyle iki bileğinden tutmuştu sertçe dudaklarını birleştitip ıslakça öpmeye başlamıştı. Taehyung ondan kurtulmaya çalışırken Jungkook üzerine çıkmış kollarını ayrı ayrı tutup boynuna dişlerini sürtmeye başlamıştı.
"Pislik! U-uzak dur benden adi herif!" Gözleri dolarken Hoseok ve Yoonginin duymaması için kısık sesle konuşuyordu. Jungkook göz devirip "Özür diledim işte daha ne yapayım?" Taehyung hala Jungkooku ittirmeye çalışarak. "S-sadece uzak dur benden." Bakışlarını kaçırırken Jungkook burunlarını birbirine sürterek, dudaklarını yanağına bastırarak "Maalesef onu yapamam işte."
Dudaklarını tekrar iştahla birleştirirken Taehyung hafiften karşılık vermesiyle daha da hızlanmıştı. Dudağını ısırınca Taehyung biraz aralanıp "Imh acıdı-" Jungkook anlamış gibi daha yavaş öpmeye başlamıştı.
Duyduğu adım sesleriyle hızla Jungkooku kendinden uzaklaştırmış ve yerinde düzgünce oturmuştu. Hoseok ve Yoongi abur cubur getirip masaya koyunca filme odaklanmıştılar.
Devam edecek...
![](https://img.wattpad.com/cover/334827215-288-k854216.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sei più bella delle rose - YOONSEOK
Ficção AdolescenteHikaye de kötü şeyler de vardır rahatsız olucaksanız en baştan okumayın!!! Hoseok annesinin amelyat parası için Yoonginin evinde çalışıp onun kurallarına uyuyordu. Ne kadar zor olsa da...